Mırıltı

51 2 0
                                    

Bir eli Ağzımı kapatıyor diğer eli ise ellerimi arkadan sabitlemişti. Elleri o kadar sert tutuyorduki morarttığına eminim. Çırpınmaya ve debelenmeye başladığım an beni kendine çevirdi. Gözlerine baktığım an bir şok geçirdim. Yinemi sen ?
Elini ağzımdan ve ellerimden Yavaşça çekti ve o an fark ettim üst dudağı ve burnu kanıyordu.

"Yinemi sen ? Bana yardım etme demedimmi sana ?" Dedim akan kanlara odaklıyken.

"Seni orda bıraksam 15 kişilik bir serseri grubu sana napardı? " dedi netçe.

Haklıydı. Ama ona borçluyum. Borçlanmaktan nefret ediyorum.

"Borçlanmaktan nefret ediyorum. " dedim Bıkkınca.

"Bana yumruk atmandaki sebep neydi? "Dedi elini mezarlığın üstüne koyup.

"Beni bir anda çeken sendin "dedim dikleşerek. Göz devirdi ve bana bir adım daha yaklaştı.

"Şu kanları sil "dedim yine tüm odunluğumla. Anlamamış gibi yaptı. Ne yani ? Kanadığından haberi yokmuydu?

"Burnun ve üst dudağın kanıyo "dedim ve bileğimden şu bone gibi olan şeyi çıkardım . "Dur iki dakka hallediyom. "

Halledemiyordum çünkü lanet olası boyu çok uzundu. O bana gülerken ben sinirden köpürüyordum.

"Otur şuraya " dedim ve ittirdim onu mezarın kenarına. Laf dinleyip oturdu . Şuan ona 'akıllı köpecik ' muamelesi yapmak istiyordumda neyse..

Elimi önce buruna götürüp bastırdım. Fazla olmasada hayvan diye mırıldandığını duydum. Sonra eğilmekten yorulduğum için yanına oturdum. Ama kafasını başka yöne çevirip yada oynatıp duruyordu.

"Dursana! " dedim ve Elimle kafasını tuttum. Burnu bitmiş sıra dudağına gelmişti. Dudağını biraz daha narin silmeye başladım. Çünkü dudak çok acır , iyi bilirim . Yavaşça Dudağını silmeye devam ederken konuştu.

"O şarkıyı biliyorum "

"Ha ?"dedim bir anda afallamıştım.

"Mırıldandığın şarkıyı biliyorum." Şarkı söylediğimin bile yeni farkına varıyordum . Ben ne olup bittiğini anlamadan beni kendine çekti ve kafamı göğsüne yasladı.

"Yaa! "Diye bağırdım.

"O şarkının ritmi bu. "Diyince sakinlestim ama hala ne dediğini anlamamıştım.

"Anlamadım "dedim öküzce. Gülmüstü galiba çünkü göğsü hızla inip kalkıyordu.

"Seni neden göğsüme yasladım sanıyorsun salak? Kalbimin ritmi-"

"Sen kime salak diyosun göt! "Dedim bir anda ama ses gelmedi.
sonra gözlerimi kapatıp dinlemeye başladım . Evet şarkının ritmine çok benziyordu. Bende bir yandan mırıldanmaya devam ettim.

Nabıyom lan ben ?

Beynim bana uyarı gönderince hemen kalktım. Emre şaşırmış olmalıki Kaşlarını kaldırdı . Ona yaklaşıp işaret parmağımı salladım.

"Bir daha bana bulaşma! Bana asla dokunma! Beni kurtarma! Bana bir erkek asla dokunamaz! Heleki senin gibi biri! Hepiniz aynısınız. Şerolar! " Babam aklıma gelince deliriyordum işte. Nefes alış verişim hızlanmış titriyordum. Bugün yaşadıklarım, barış, babam , atılmam . Kendimi tutamıyordum.

"Sende o it herif gibisin . Herkes o it herif gibi . Barış ta onun gibi . Herkes niye bana onu onu hatırlatıyor ? Niye bunlar hep benim başıma geliyor ? Niye kimse beni sevmiyor? "Emre şaşkınlıkla ayağa kalkıp bana bir adım geldi. Korkuyla geriledim.

"Rüyam doğruydu. Bunların olucağını tahmin etmeliydim. Kahretsin " ben hala var gücümle bağırırken yere çökmüştüm. Emre beni kaldırmaya çalışıyor , Bense ona bağırıyordum.

Hayır . Şimdi olmaz kriz geçiremem.

Ben yere serilirken son hatırladığım şey Reizcan ın öfke saçan ve endişeli yüzüydü.

  Evet . Bayılmıştım...

ArızaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin