4. Bölüm

151 14 1
                                    

Multimedia : Bölüm Şarkısı Göksel-Denize Bıraksam ve Benim Yaptığım Bir Çalışma

"Puff" "Off" "Hıı"

Bu ifadelerden de anlayacağınız üzere yine Yalın'la canımız sıkılmıştı ve yine yapacak birşeyler bulamamıştık. Teyzem denizde keyfini sürerken, biz otel odasında tıkılıp kalmıştık.
"Acaba bir yerlere gidip bir şeyler mi içsek?" diye bir öneri sürdü Yalın. "Kafede oturmaktansa burada uzanmayı tercih ederim." "Aslında düşündüm de. Bende."
"Bence ilk olarak şu otel odasından bir çıkalım derim. Sonra zaten ne yapmak istiyorsak yaparız." dedim. Yalın, "Aferin benim arkadaşıma. Zekasını benden almışsa demek ki." dediğinde ona yapay bir sırıtış atarak ayaklandım.
"Öncelikle şu pijamalardan kurtulalım. Hemen odana gidip üstünü değiştiriyorsun sonra aşağı inip teyzeme haber veriyorsun. Yada arayadabilirsin sonuç olarak telefonlar bunu için var." diye sırayla emirlerimi saydım. "Peki bu sürede sen ne yapıyorsun?" "Hazırlanıyorum." diyerek gülümsedim ve bana garip bir şekilde bakan Yalın'ı dışarı attım. Yapması gerekenin aslına kapıyı tekmelemedi. Sanırım hala söylediklerimi algılamaya çalışıyordu.
...
Sonunda dışarı çıkıp gezmeye başladığımız sırada "Özge seni azad ettim. Nereye gitmek istiyorsan, ne yapmak istiyorsan yapabilirsin. Eminim ben burada çok eğleneceğim. Görüşürüz." diyip bana öpücük attıktan sonra "Huhuuu" diye üstü açık arabada saçlarını uçuşturmaya çalışıp, başaramayınca hiç havasını bozmadan çığlık atmaya devam eden kadınlar gibi bağıran bir Yalın'la karşılaştım ve istemsizce ağzım bir süre açık kaldı. Sonra durumun farkına varıp Yalın'ın bir grup kızla bir bara girdiğini farkettim. Aslında öğle saatleriydi ama sanırım bu barlar her zaman dolu oluyordu.
Yalın içeri girdikten sonra bende arkamı dönüp sokağı yürümeye devam ettim. Aslında bir yandan da yalnız kalmam iyi olmuştu. Çünkü bir tekne turu yapmak istiyordum ve bu iyi bir fırsattı.
Aklıma gelen bu fikirle sahile doğru yürümeye başladım. Teknelerin olduğu yere geldiğimde herhangi birinde birileri var mı diye bakmaya başladım. Ama kimseler yoktu. Sanırım teknenin içinde olabilirlerdi. Aralarından herhangi birine girip bakmaya karar verdim. Evet bu mantıklı bir fikir olmalıydı.
"Kimse yok mu?" diye seslendiğimde teknenin bakımını yapan ve sırtı bana dönük olan bir çocuk gördüm. Evet bu oydu. Berk.
Beni duymamıştı. Ben de şu sürekli oluşan tartışmalarımızdan ve sürekli karşılaşmalarımızdan sıkılmaya başladığım için konuşmanın ve bu sorunu halletmenin iyi bir fikir olacağını düşünüyordum. Ve şu anda bunun için harika bir fırsattı.
Beni farketmemesi için attığım küçük adımlarla dümene doğru ilerledim. Tekneler ve denizcilik hakkında hiçbir bilgim yoktu ama nasıl çalıştıracağımı babamın bazen sıkılıp yanına kaçtığı balıkçı bir arkadaşından öğrenmiştim. Bu arada babam demişken, annem ve babam sık sık arıyorlardı fakat çok fazla konuşamıyordum çünkü genelde ya dışarı çıkacağım zaman ya da havuza inerken arıyorlardı. Her neyse biz konumuza dönelim değil mi?
Tekneyi çalıştırdığım anda bir çift göz bana döndü. Buraya gelip tekneyi durdurmasını önlemek için önüne atladım ve onu teknenin ön kısmına doğru yittim. Tabi bu sırada "Sen burada ne arıyorsun, amacın ne , ne yapmaya çalışıyorsun? Gibi birçok soru kulağımın birinden girip diğerinden çıktı.
Sonunda iskeleden uzaklaşmıştık ve tamda tahmin ettiğim gibi denize atlayıp kıyaya yüzemeyecek kadar çok seviyordu teknesini. Gerçi benim olsa ben de çok severdim çünkü oldukça bakımlı görünüyordu. Belli ki çok emek harcıyor ve vaktinin çoğunu burada geçiriyordu.
Sakinleştiğini farkettiğim sırada "Sence de sürekli karşılaşıp kavga etmek çok saçma değil mi? Bunun yerine iki medeni insan gibi konuşarak arkadaş olabiliriz." diye girdim söze. Tabi hiç zaman kaybetmeden cevabımı aldım da. "Bence onun yerine hiç karşılaşmamayı seçebiliriz. Çünkü karşılaşmassak konuşup bu duruma son vermemize de gerek kalmaz." "Bilmem farkında mısın ama insanlar bilerek karşılaşmazlar ve bizde isteyerek karşılaşmıyoruz. Ayrıca kim seninle isteyerek karşılaşmak ister ki?"
"Karşılaşmak istemediğin bir erkeği tekneyle kaçırıyorsun ve sonrada konuşmamız ve arkadaş olmamızın daha iyi bir fikir olacağını söylüyorsun. Gerçektende çok mantıklı." dedi her zamankinin aksine alaycı bir ifadeyle. "İlk olarak ben seni kaçırmadım ve ayrıca tam olarak ta öyle söylemiş sayılmam."
Bana 'gerçekten mi?' dermişçesine baktığında kabul edip "Tamam belki öyle olabilir, seni kaçırmış olabilirim ve bu kesinlikle yanlış bir davranış ama en azından ikincisine olumlu baksak." dedim ilk cümlemin sonuna bir de şirin bir gülümseme ekleyerek.
"Pekala. Senin dediğin gibi olsun." cümlesiyle teknenin ön tarafına oturduk.
"Özge" deyip küçük bir tebessümle elimi uzattım. Herzamanki soğuk tavrıyla "Ben kendimi yeterince iyi tanıttım ama yinede... Ahh adım Berk" dedi. Pek gülümsemeye benzemesede sert tavrından biraz çıkmışa benziyordu.
"Evet pekte güzel bir karşılaşmamız olmadı ama bu böyle gideceği anlamına gelmez değil mi?" diye devam ettirdim sohbeti.
"Onu zamanla göreceğiz." diye cevap verdiğindeyse "Pekala anlaşılan işimiz zor olacak." diye mırıldandım. Neyseki duymamışa benziyordu.
"O zaman baştan tanışmaya ne dersin?" diye bir öneri attım ortaya. "Aslında baştan tanışmak yerine gerçek anlamda tanışsak daha iyi olabilir." dedi. Kabul etmek gerekirse benden daha zekiye benziyordu.
Tabikide sohbet ederken bir yandanda Berk tekneye bakıyordu. Dümeni hareket ettirip, suratıma bakmazken bir anda oluşan sessizliği bozdu. "Aslında düşündüğüm kadar da değilmişsin. İstediğin zaman uysallaşabiliyormuşsun." "Neymiş senin düşündüğün?" diye sordum bende. Tabi aramızda geçen bu konuşma süresince bana cevap vermek yerine pis pis gülüyordu.
"Komik olan ne acaba?"
"İşte tam olarak bu." diyerek dahada çok güldü. Doğal olarak bende daha çok sinirlendim.
"Lütfen şu imalı bakışlarını üzerimden çekip düzgünce cevap verir misin?"
"Sinirlenince çok komik görünüyorsun. Ve sanırım üzerine birde hiçbirşeyi anlamaman eklenince bu dahada artıyor." "Öyle mi?" deyip elimi ona geçirmek üzeri kaldırdığımda motorun duran sesiyle elimi tekrar indirdim.
"Bu neydi şimdi?" "Bekle ben bir bakayım. " deyip motorun olduğu kısmın kapağını açtı.

Bitti RüyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin