Her yeni gün yeni umutlar demektir çoğu kişi için. Karanlığın kasveti sımsıcak güneş ortaya çıkınca kaybolurdu, gecenin kabusları bir bir terk ederdi benliklerini. Herkes severdi güneşi. Güneş parlaktı, aydınlıktı, yol göstericiydi. Oysa ay, karanlıkta yalnızca parlayan, etrafa ışık vermeyen, sıcaklık vermeyen, sadece orada duran bir beyazlıktan ibaretti. Onu sevmek yürek isterdi, belki de biraz umutsuzluk... Evet! Umutsuz insanların sevgisine sahipti ay. Milyonlarca umutsuz insan vardı dünyada. Ama içlerinden biri vardı ki... Umutsuzluğun tanımını bile yapamazdı. O insan mıydı? İnsan neydi? Karanlık olduğu zaman o ufacık pencereden baktığı aydınlık şey neydi? Ya da karanlıktan sonra gelen o güçlü aydınlığın kaynağı neydi?
Onun dünyasında hiçbir şeyin açıklaması yoktu. Çünkü onun bir dünyası yoktu. Dört adet gri duvarın arasında yaşıyordu. Tabi buna yaşamak denirse... Tahtadan bir beşiği ve bir lazımlığı vardı. Tabi bir de ufak penceresi. Çok sevdiği ama ne olduğunu bilmediği ayı izlediği pencere.
Gün kavramı yoktu onun için. Bir karanlık bir aydınlık... Aydınlık zamanları sevmiyordu. Her aydınlık olduğunda o şey geliyordu çünkü. Kendisine benziyordu aslında. Kendisi gibi alt tarafında iki uzun şey vardı. Yürümesini sağlayan. Üst tarafında da onun biraz küçük versiyonu olan iki şey vardı. Onlar kendisine acı çektiriyordu. Acının tanımını yapamazdı. Ne zaman o iki şeyin kendine doğru geldiğini görse, gözlerini yumar ve bitmesini beklerdi. O bilmediği iki şey de koldu. Ona vuran güçlü iki kol...
O sevmediği acı dolu dakikaların ardından yanına yaklaşır ve vücudunun üst kısmındaki bir boşluktan içine doğru bir şeyler aktarırdı. Bunlar farklı olabiliyordu. Bunu hissediyordu. O aktarılan şeyler yemekti. O boşluk da ağzı. Bunun yaşamak için gerekli olduğunu bilmiyordu. Bilse onları asla içine almazdı. Çünkü hayatın ne olduğunu bilmiyordu ve bir an önce bitmesini istiyordu.
Aydınlık zamanların kabusu olan şeyin söylediği tek bir şey vardı. Bu onun dünyasında duyduğu tek şeydi:
''Dünya asla anlamayacak.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GENIE || BAEKYEON
FanfictionO Genie. Doğduğundan beri dış dünyayla tek bağlantısı minicik bir pencere. O nefes alıyor, ama aslında yaşamıyor. O bakıyor, ama görmüyor. O kim veya ne olduğunu bilmiyor, yalnızca bitmesini istiyor. Gördüğü tek renk gri. Etrafını çevreleyen duvarı...