Bölüm 28

12.3K 711 77
                                    

Ben yorumların azlığından yakınırken, aslında sayısından çok yorum yapanların azaldığından bahsediyordum... Yine de beni önemseyip, mutlu olmam için yorum sayısını çoğaltmanız harika bir davranış... Bu yüzden teşekkür ederim...

Umarım bölümü beğenip, bunu bana belli edersiniz... İyi okumalar :)



Elif, Aras'ın düşüncelerini okumuş gibi, kocasının direksiyonu kavramış eline dokundu. "Bunu ben hallederim..." kocası gözlerini Zümrüt'ten ayırmayınca "Aras!" diye gürledi. "Bana bak!"

Aras gözlerini karısına çevirdi. "Birkaç dakikaya gitmezse... Sen karışmayacaksın, ben kendi yöntemlerimle halledeceğim!"

Elif bu riski göze alamazdı. Bir şekilde o kızı başlarından def etmeliydi... Arabadan inerken, sakinliğini korumaya çalıştı... Zümrüt'ün kolundan tutup, parka doğru çekiştirdi.

"Uf! Bırak ya kolumu!" diye cırladı Zümrüt.

Elif kızın kolunu bıraktı. "Salak mısın diye sormayacağım, öyle olduğunu biliyorum! ... Cesaret desen, sende işi olmaz! ... 'Kuş beyinli' tabiri tam senlik!" bıkkınlıkla yoğurduğu ses tonunu kıza savurdu. "Canına susamışsın belli ki ama bizden uzak durman gerektiği konusunda seni uyarmıştım! Hemen gitmezsen, Aras gelecek... Sonra olacaklar hakkında bilgi vermeme gerek var mı?"

"Ne çok konuştun ya!" dedi Zümrüt "Mecbur olmasam, Aras'a yüz metre bile yaklaşmazdım... Sen yanında olmasan yine çıkmazdım karşısına!"

Elif gözlerini devirdi. "Kısa keselim... Eceline koşmaya, ne mecburiyetin vardı?"

"Seni uyarmak için geldim! ... Başın büyük belada!" ses tonuna biraz endişe ekti.

"Beni uyarmak ve sen?" güldü. "Kafanı bir yere mi çarptın? ... Beni düşünecek en son kişisin... Ayrıca bu saçmalığa inanmamı bekliyor olamazsın!" birini bela olarak nitelendirmek gerekse, o Aras olurdu... Kimse Aras'ın belası olamazdı! ... Dolayısıyla, ona da bulaşamazlar korkarlardı...

"Bana yaptığın iyiliğin karşılığı olarak düşün!"

Elif kahkaha atmak istedi... Bu kız delirmişti! Sarf ettiği kelimelerin, başka açıklaması olamazdı. Ya da yeni bir oyun planlıyor olmalıydı. "Söyleyeceklerin bittiğine göre, bir daha görüşmemek üzere!" arkasını dönüp, arabaya doğru yol aldı.

Aras, sabrının sonlarındayken kapı açıldı... Karısı yerine oturduğunda, ona döndü. "Ne istiyormuş?"

Elif söylemekle, söylememek arasında kaldı... Son olaylardan sonra, gizlemek aptallık olurdu. "Başımın belada olduğu konusunda uyarmak istemiş!" dedi önemsiz bir şey söylüyormuş edasıyla... "Yine yalan söylüyor, bu sefer inanmak yok! ... Hadi gidelim!"

Aras bu sözlerle düşüncelere daldı... Mantığa aykırı bir durumdu ve onda şüphe uyandırıyordu...

"Ee... Gitmiyor muyuz?"

Karısının söyledikleriyle, düşüncelerinden sıyrıldı... Elif'i bu olaya karıştırmayacaktı... Sadece "Ne olursa olsun, yalnız dışarı çıkma... Hatta bensiz dışarı çıkmayacaksın!" demekle yetindi.

Elif başıyla onayladı... Tedbir amaçlı söylediğinin farkındaydı.

...

BİRİ AŞK MI DEDİ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin