Elif ona bakan gözlere aldırmamaya çalışsa da, bir tuhaflık olduğunu anlamıştı.
Aras, Elif’e doğru birkaç adım atıp durdu. Tüm kasları gerilmiş, boynunda ki damar belirginleşmişti. Kendini zor tutuyordu.
Eymen bir şeyler olacağını düşünerek, Aras’ın kolundan tuttu. “ Hadi biz biraz dolaşalım, bu gergin havada dağılmış olur.”
Aras elini kaldırdı. “Tamam, bir sorun yok!” dişlerinin arasından söylemişti.
Eymen, kardeşinin kolunu bıraktı, ama yanından ayrılmadı. Her an bir olayın çıkmasından korkuyordu.
Zilan kadın ve Zehra’da bakışlarını, Aras’tan bir an olsun ayırmıyorlardı.
Aras, ondan beklenmeyecek bir sakinlikle, Zilan kadına döndü “ Ana, şu kıza odasını gösterin, biran önce gözümün önünden çekilsin!” sözünü tamamlayıp, Elif’e öldürücü bakışını attı. Hemen ardından da konaktan çıktı.
Elif itiraz edecekti ki, Zehra onu susturdu “Elif lütfen, hatırım için…” gözleri dolmuştu.
Kız daha fazla dayanamayıp kalmayı kabul etti.
…
Aras arabasına atlayıp, birçok şehirde kolu olan ‘ Civanoğlu ’ şirketine doğru yola çıktı. Daha yeni olanları düşündükçe hızını arttırıyordu. Nasıl sakin kalmıştı? O lafları başkası söylese şimdiye…
Bu kız çizgiyi fazlasıyla aşmış, ama o tek laf bile etmemişti. Tekrar sinirlendi. Nasıl izi vermişti? Bir an kızın bakışları canlandı gözünde,’ o güzel kızıl kahve gözler yüzünden’ diye düşündü.
Söylediği kelimeleri beyni analiz edince, arabayı sert bit fren sesiyle durdurdu. Neler söylüyordu? “Allah’ım kafayı mı yiyorum ben?” diye söylendi.
Arabadan inip kapıyı sertçe kapadı. Düşündükçe delirecek gibi oluyordu.
…
Elif odasına yerleşip, mutfağa indi. Masa da yalnız oturan Zehra’nın yanında yerini aldı. “Demek o odun, burada yaşıyor, şansa bak!”
Zehra ‘odun’ kelimesini duyunca güldü. “Aras’tan bahsediyorsun sanırım?”
Elif de gülümsedi. “ Ah! Adı her neyse işte… Asıl soru ben onu, nikâhınız da nasıl görmedim?”
Zehra çayından bir yudum aldı. “ Çünkü nikâhta yoktu. Burada olacak düğün için hazırlıklarla ilgileniyordu.” diye açıkladı.
“Hm… Peki, Eymen’in nesi oluyor?” kız beyninde ki soru işaretlerini kuzeni sayesin de gideriyordu.
Zehra bakışlarını kuzenine çevirdi. “Kardeşi.”
Elif şaşkınlığını gizleyemedi. Zilan kadına ‘ana’ dediğini duymuş, ama saygıdan söylediğini düşünmüştü. “Eymen’in tek kardeş olduğunu sanıyordum.”
Zehra tebessümle “ Aslında öyle ” dedi.
Elif’in kafası iyice karışmıştı. “Bilmece gibi konuşmaya devam mı edeceksin? Yoksa düzgünce anlatmak mı istersin?”
Zehra keyifli bir kahkaha attı. “ Tamam, anlatıyorum” çayından bir yudum daha alıp “ Eymen daha altı aylıkken, anne ve babasını kaybetmiş. Ona Zilan annemle Ali babam sahip çıkmış. Annem Aras’a hamileymiş o zamanlar, kendi çocukları gibi sevmişler. Azat doğduktan sonra da, Eymen’i de emzirmiş. Bu sayede sütkardeşi olmuşlar, tabii annemde sütannesi… Belli bir yaşa gelene kadar gerçekleri anlatmamışlar. Eymen onları öz ailesi biliyormuş. Lisedeyken arkadaşlarından duyar diye korkup anlatmışlar.” Zehra çayını tekrar yudumladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRİ AŞK MI DEDİ?
General FictionMerhaba arkadaşlar öncelikle yaşımı, ismimi söylemeyeceğim, kısacası kimliğim gizli kalacak. Önemli olan hikâyem zaten. Hikâyem de Ankara'dan Mardin'e uzanan bir aşkı anlattım. Nefretle başlayan bir aşk... 20 yaşında ki Elif'in Mardin'e ayak basmas...