WTF?!

22 1 0
                                    

Just saying le dinlemenizi öneririm.

Kendime geldiğimde çocuklara işaret verip şarkıya başladık. Luke şarkıyı bir yandan söyleyip platformda turlarken kızlar ona ağızlarının suyunu akıtarak bakıyorlardı. Benim ise ilgilendiğim tek şey vardı. Tam ortada duran kız. Onu her haliyle görmüştüm. Ağlarken, sinirliyken, kendini tutarken, mutsuzken, bitkinken, ümitvarken, kararlıyken, soğukken... Ve şimdi de yavaş yavaş sinirlenmeye başlıyordu. Biçimli kaşları çatılmış bir şekilde başını tutuyordu. Hayır, bu başka birşeydi. Gözleri boş bir şekilde karşıya bakıyordu. Şarkı çoktan bitmişti ve çocuklar kızlarla gülerek konuşuyorlardı. Gözleri yavaş yavaş giderken ani gelen cesaretle insanların arasına atladım. Lanet olsun ki ahmak kumral çocuk yanında da yoktu. Bakışlarımı ondan ayırmadan insanları itekliyordum. Artık sendelendiğinde daha hızlı oldum.

" Breath! " diye bağırdım kendime hakim olamayarak. İnsanlar ne olduğunu anlamayarak etrafa bakıyorlardı. Buraya geldiğinde zaten bitkin görünüyordu. O çocuğu ilk gördüğüm yerde boğazlayacaktım. Geç kalmadan o yere düşmek üzereyken belinden kavradım. Nefesimi tuttuğumu daha yeni farkediyordum.

" Çekilin! " uzaklardan o kumral çocuğun sesini duyuyordum. Breath kafası arkaya gitmiş bir şekilde kollarımdaydı. 3 haftadan beri sadece uzaktan izlediğim ve daha bugün göz göze geldiğim kız bayılmış bir şekilde kollarımın arasındaydı. Bu bir lütuf muydu yoksa ceza mıydı bilmiyordum. Kalbimin ritimlerinin değiştiğine lanetler okuyarak kollarımı bacaklarının altından geçirerek kucağıma aldım. Burda ilgili bir görevli yoktu. İnsanlar aptal gibi sadece bize bakmakla yetiniyorlardı. Luke ve Michael ın arkamdan koşarak geldiklerini görür gibi olmuştum. Aklım durmak üzereydi sanki. Sadece çıkış kapısına doğru onu sarsmamaya çalışarak koşuyordum.

" Breath e ne yaptın?! " dedi kumral aptal çocuk önümü keserek.

" O insanların arasında bayılıp yıkılırken sen neredeydin? " tıslayarak ona doğru birkaç adım attım.

" Çocuklar şimdi bunun sırası değil. Hey sen. Kızın bir hastalığı var mı? Biliyor musun? " dedi Ashton çocuğa bakarak. İkimizde öfkeyle birbirimizin üzerinde bakışlarını süzerken Ashton a döndü.

" Bildiğim kadarıyla yok. Sadece bugün bitkin düştü. Birşey yememişti sanırım. "

Kolları onu bana uzat diyerek açılırken bir adım geri çekildim. Evet, sevgilisiyse fena sıçmıştım. Çünkü böyle birşeye hakkım yoktu.

" Kuzenimin üzerinden o pis ellerini çek, Asyalı. " kuzeni olması bir yandan içimi rahatlatırken kendime hakim olarak Ashton a döndüm. Çocuklar merakla bize bakıyorlardı.

" Hastaneye götürelim. Arabayı hazırla Luke. " onlardan cevap beklemeden ilerliyordum ki bu sefer de Ashton nun önümü kesmesiyle seslice iç çektim.

" Telaşlanacak birşey yok koca adam. Bizim odaya çıkarıp kanepeye yatıralım. Biraz sonra uyanacağını umuyorum. Sen ne dersin.. Şey..? " Ashton parmağını sinirle köpüren kumral çocuğa doğrulttu.

" Liam. Umarım kuzenime birşey olmamıştır. " dedi yanımdan geçmeden önce.

Sessizce küfrederek hep birlikte odaya çıktık. Zayıf bedenini kanepeye yatırmadan önce yine yüzüne baktım. Solgun yüzünün üstüne sarı saçları düşmüş, dudakları beyazlamıştı. Hafiften yanağına dokunduğumda bedeninin buz kestiğini farkettim. Çocuklar Liam denen aptalla tanışırken duvara yaslanarak onların saçma konuşmalarının bitmesini bekledim. Konuşmaları elbette bitmeyecekti çünkü ortak noktaları çıkmıştı. Müzik. Havaya seslice üfleyip tekrardan Breath e baktım. Çocukların farketmediğini bildiğim için kenarda duran ince pikeyi üzerine örttüm. Tanrım.. Çok güzeldi. O kadar masumdu ki onunla yan yana durmaktan utanıyordum. Hem de o uyurken. Masumiyeti beni yerle bir ediyordu. Duygularımın bu raddeye geleceğini tahmin etmemiştim. Bunun sadece bir takıntı olduğunu zannediyordum. Bu ben değildim. Daha bir ay bile olmamıştı. Lanet kafede onu görmemiş olsaydım şuan konser sonrası kızların birinin evinde gecelemiş olacaktım. Uyandığı anda koşarak burdan uzaklaşabilirdi. Çünkü burda ben vardım. Onun masumiyetine aykırı olarak serseri karanlık biri. Elimi yumruk yapıp duvara geçirdim. Aptalın tekiydim. Kendi kendime etmiştim. Onu takip etmemem gerekirdi. Duvara bir yumruk daha geçirmek üzereyken Ashton nun sözleriyle durdum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 11, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

I Smiled Shooting || HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin