MELEZSİN

26 3 0
                                    

Bir süre durup onun gözlerine baktım.

'Ne? Ne diyorsun?'

'Ben.. Ben burada kalamam. Olmaz!'

Afra aniden ayağa kalkıp kapıyı açmak istediğinde onu durdurup sıkıca sarıldım.

'Ben burdayım. Ben burdayım seni koruyacağım. Söz. Söz veriyorum.'

'Hayır! Ya benim yüzümden size bir şey olursa?! Babamdan sonra bir kaybı daha kaldıramam Karan! Kaldıramam!'

'Biliyorum.. Biliyorum.. Ben hepimizi koruyacağım.'

Afra ağlarken boğazımda yumrular oluşuyordu.

'Ağlama.. Lütfen ağlama.'

Afra bir süre ağladıktan sonra sakinleşti. Saçlarını düzeltip yüzünü ellerimin arasına aldım. Büzülmüş dudakları titrerken elimden geldiğince gülümseyip onun güvenini kazanmak istedim.

'Seni, anneni, annemi.. Herkesi koruyacağım Afra.. Herkesi.. Söz veriyorum.'

'Gerçekten söz mü?'

'Söz.'

Afra bana sarıldığında içim ezildi ama kararlıydım.. Bir kişiyi daha kaybetmeyeceğim.. Annem kararsızlıkla kapıyı tıkladığında kendime geldim ve Afranın göz yaşlarını silip kapıyı açtım. Annem endişeliydi.

'Neler oluyor Karan? Afra.. Yavrum. İyi misin? Ne oldu?'

'İyiyiz anne. Afra biraz üzgündü. Tartıştık önemli bir şey yok.'

'Karan kızın üstüne çok gidiyorsun. Yapma.'

Bir şey demeden Afraya bakıp odadan çıktım. Salona indiğimde Claire pastaya mumları dizmiş sandalyelerden birine oturup kara kara düşünüyordu. Yanına gidip omzuna dokundum. Bir an içimdeki soğukluğu atabileceğimi düşündüm ancak.. Clairenin yüzüne bakılırsa hala oldukça soğuktum.

'Merak etme Claire. O iyi. Sadece biraz tartıştık. Bu pasta ne?'

'Senin doğum günün içindi. Karan Afra ufak bir tartışmaya o kadar yüzünü asmaz.. Sorun ne? Başı mı dertte?'

'Hayır. Gerçekten sorun yok kalbini kırdım onun. Ayrıca, ben doğum günümü kutlamam. Sözü dahi geçmez.'

Afra mutfağa girdiğine az çok toparlanmıştı. Duvara fırlattığım çantadan ezilmiş bir paket çıkarıp şiş gözleriyle bana döndü ve gülümsedi. Simsiyah bir paketti.

'Umarım hatırlarsın. Doğum günün kutlu olsun.'

'Ben doğum günü kutlamam. Teşekkür ederim.'

Paketi almadan buz dolabını açtığımda annemle göz göze geldik. Claire Afranın yanına gidip omuzlarına dokundu ve saçlarını okşadı. Afra az da olsa üzülmüştü ve paketi tezgaha koydu. Dolaptan biraz süt çıkarıp Afra ve kendime ısıttım. Claire bakıp gülümsemeye çalıştığımda yüz kaslarımın uzun bir aradan sonra gerildiğini hissettim. Claire de oldukça şaşırmış Afrayı avuçlarının arasından aldığımı fark etmemişti bile. Afrayı sandalyeye oturtup sütü ona uzattım. Teşekkür edercesine başını sallayıp gülümsedi.

'Kalbini kırdığım için.. Üzgünüm.'

Siyah paketi açtığımda Afra dudaklarını sıkıyor gözleri dolduğunda esneyip gizlemeye çalışıyordu. İçindeki taşı gördüğümde çocukluğumdan beri sakladığım taş geldi aklıma. Şu an cebimde olan o taş. Seneler önce dövüş kampında yağmurlu bir geceydi. Bütün gün çamurların arasında Afranın doğum gününde hediye alamadığım için güzel bir taş aramıştım. O yağmurda saatlerce yürüyüp sonunda o kadar yola değen cam gibi iki taş bulmuştum. Tamamiyle saydamdı.. Üstüne babamın bıçağıyla baş harflerimizi kazımıştım. Onunkine K benimkine A yazmıştım. Gülümseyip cebimdeki taşı çıkarıp Afraya gösterdim. Şiş gözleri kocaman olmuş ve birkaç damla yaş süzülmüştü gözlerinden.

EJDERHA ÜYELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin