EJDERHA ÜYELERİ

ASLA HOŞÇA KAL DEME

Herkes Salonda tekrar toplandığında Jimmy aramalar yapıyor ve Ejder inindeki helikopteri ayarlamaya çalışıyordu. Bense bu anın son anımız olacağını düşünerek veda konuşmamı yapıyordum. Duygularımdan çok mantığımı kullanmaya çalışıyordum. Eğer duygularım işe girerse toparlayamayabilirdim. Güçsüz hissediyordum.

'Eğer bana bir şey olursa buradan çekip gidin ve eğer başaramazsam ve Jacki öldüremeden gidersem Jimmye güvenin. Anne.. Anne sen.'

Yutkunup kafamı yere eğdim. Olmuyordu. Dümdüz robot gibi konuşamıyordum. Derin bir iç çekip tavana baktım. Gözlerimi sıkı sıkı kapatıp yere eğildiğimde sözlerime devam ettim.

'Seni sevdiğimi asla unutma ve.. Ve hiç bir zaman yalnız olmayacaksın. Claire, Afra, Leena hep yanında olurlar. hiç şüphem yok ve Claire.. Hatalarım için beni affet. Her şey için minnettarım.'

Kafamı hafifçe kaldırdığımda Leenayla göz göze geldik. Yaş dolu gözlerini bana dikmiş öfkeyle bakıyordu.

'Ve sen.. Benim kurtarıcım, dostum, emanetim, kardeşim, canım.. Kısacası her şeyim. En büyük özürlerden birini sana borçluyum. Kendimi yalnız hissettiğim için.. Sana sadece bir emanet gibi davrandığım için. Açıkçası. İğrenç biri olduğum için. Kaç kere kalbini kırdığımı tanrı bilir.. Peki kaç kere seni sevdiğimi söyledim? Bir? İki? Belki bu son söyleyişim ama biliyor musun? Bunu sana hep hissettireceğim? Yerin bin kat dibinde bile olsam.. Her gün bunu unutmamanı sağlayacağım.'

Leena gülümseyerek dudaklarını birbirine bastırdı ve gözyaşlarını sildi. Cevap vermesini beklemeden Afraya döndüm. Gözlerindeki acı içimdeki acının bir resmiydi sanki. Birkaç saniye sessizliğimi koruduktan sonra boğazımı temizledim ve birkaç saç telini kulağının arkasına attım. Gözlerini sımsıkı kapatıp yüzünü elime gömdüğünde senelerce böyle kalabileceğimi düşündüm. Tek kelime etmeden bu ölümcül sessizlikte sürüklenebilirdim onunla.

'Seni ne yapacağım? Seni hangi kelime anlatır?'

Afranın gözlerinden yaşlar süzüldüğünde yutkunup sözlerime devam ettim. Afra gözlerini açtığında bir an olsun gözlerimi gözlerinden ayırmadım.

'Sen benim en derinlerime gizlediğim bir ağaç tohumusun. Kimse göremiyor seni orada benden başka. Uzun zaman geçti seni gömdüğümden beri. Şimdi kökleri iliklerime işlemiş capcanlı bir ağaçsın. İçimi ferahlatan rüzgarlar estirip merhamet meyveleri veriyorsun dallarından. Sevgi gövdende dolanıp dururken sadece ben sığınıyorum sana.'

Afra bana sıkıca sarıldığında kafamı omzuna gömüp derin bir nefes aldım. Ölüm daha iyi nasıl kokabilirdi?

Jimmy helikopteri ayarladığını söyleyerek döndüğünde hepimiz ayağa kalktık. Kimseye bakmadan Jimmynin peşinden gittim. Kapının önünde durunca bir şeylerin yolunda gitmediği aşikardı.

'Ne oldu?'

'Dışarıda bir kaç aslan üyesi var. Sivil.'

'Bizi kontrol ediyorlar. Her hareketimizi bilmeleri lazım. Korkunun pis kokusunu alabiliyorum.'

'Beklesek iyi olur.'

Kafamla onaylayıp mutfağa geçtim. Leena yanıma geldiğinde bardağa süt dolduruyordum.

'Senin yaşındakiler sütü bırakalı çok oldu.'

'Şimdi içecek tercihlerimi mi sorgulayacaksın.'

Gülümseyerek karşımdaki sandalyeye oturdu. Leenanın durgun halleri dikkatimi çekiyordu. Jimmy geldiğinden beri eskisi gibi değildi.

'Sen iyi misin Leena?'