Bahçeye çıkarken. Bayan Rose un bir kadınla konuştuğunu gördüm. Ne konuştukları çok merak ederek onları dinlemeye başladım:
Rose: Gerçekten bunu yaparak çok büyük iyilik yaptınız. Zaten burası ona göre değildi. Zina bazen huysuz olabilir. Annesiyle babasının ölümünden sonra... Neyse ben Zina yı çağırayım.
Hayır bu olmaz beni daha önce tanımadığım bir kadının yanına veremezler. Bunu yapamazlar. Çaresizce odama koştum ve kendimi yatağa attım. Ağlamaya başladım. Daha sonra yanıma bayan Rose geldi yanıma oturarak:
Rose: Zina seni görmek isteyen biri var.
Zina: Beni ona veremezsin. Ben onu tanımıyorum. Ben burada iyim. Boşuna gelmiş o buraya.
Rose: Ama Zina bu senin iyiliğin için tatlım. Eyer onunla gidersen geleceğin daha iyi olur hem bak kendine ait bir odan olucak.
İçeri bayan Abigail girer:
Abigail: Zina hazırlan artık bizimle Japonya ' da yaşayacaksın. Bu akşam gidiyoruz.
Bayan Rose un yüzüne baktım ve bana verdiği cevap beni hayal kırıklığına uğrattı:
Rose: Ben sana hazırlanman da yardım edeyim.
Yatağımın altından bavulumu çıkardı ve bura da ki giysilerimi ve resim malzemelerimi koydu. Üstüme elbiselerimden birini giydirdi ve saçımı at kuyruğu yaptı. Dışarı çıktığımda Abigail bana sarıldı ve elimden tutarak beni arabasına bindirdi. Ben sadece arabanın arka camından Bayan Rose a bakıyordum. O sadece bana el sallıyordu daha sonra kayboldular ve ben bir daha Sally i göremeyeceğim.
Hava alanına gelmiştik. Bineceğimiz uçağı beklemeye başladık. Bende etrafa bakıyordum. Bineceğimiz uçağın anonsu yapılınca hemen uçağa bindik. Abigail benim kemerimi taktı ve uçak kalmaya başladı. Bir daha buraya dönemeyecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CREEPYPASTA GÜNLÜĞÜM
HorrorBenim hayalimde canlandırdığım hayali bir creepypasta hikayesi. Küçük bir kızın başından geçen olayın büyüdüğü zaman ki maceralarını anlatıyor......