Kimse konuşmuyordu. Özelliklede Nicki, nefes alışı ile bile ses oluşturmak istemiyordu. Gergin bir atmosfer vardı. Nicki hala yerde oturuyordu. Bir tafarta Ace ve diğerleri , diğer tarafta Mira , Julie , Layla ve Elizabeth. Nicki önce sağına sonra soluna baktı. Ortamın gerginliği ile oturduğu yere biraz daha sindi. Sonra başını hafifçe kaldırıp herkesin yüzüne tek tek baktı. Herkes gergindi , sadece Richard saki duruyordu. Nicki buna hiç şaşırmadı. Çünkü o hep sakindi. Tek tek hepsini inceledi. Kimsenin konuşmaya niyeti yoktu. Elizabeth'e baktı. Oldukça sakin ve rahat davranıyordu. Ve bu Nicki'yi şaşırtıyordu. Layla'ya kaydırdı gözlerini. Hala kendinde değildi. Koltuğun köşesine sinmiş , bacaklarını karnına çekmiş öylece duruyordu. Kimsenin yüzüne bakmıyordu. Mira Julie'nin yanına oturmuş ekini tutuyordu. Julie ise olanlardan habersiz meraklı gözlerle etrafa bakıyordu.
Julie olanlara anlam veremiyordu. Nerede olduğu veya buraya Nasıl geldiğini bilmiyordu. En son hatırladığı şey kumsalda bir vampirin Elizabeth'i kaçırdığı ve onun yanına giderken yaralandığıydı. Ondan sonrası yoktu. Peki neden buradaydı. Neden bir kurt sürüsü ve bir vampirin arasındaydı. Vampiri tanımıyordu. Daha önce görmemişti ama enerjisi tanıdık geliyordu. Ormanda takip ettikleri vampir olduğunu düşünüyordu. O niye buradaydı. Nicki ve Elizabeth'in de burada olması olaya ayrı bir anlamsızlık kazandırıyordu. En sonunda dayanamadı ve konuştu.
"Birisi... Bana neler olduğunu anlatabilir mi acaba?" dedi taraf bir ses tonuyla.
Ve bu kelimeler beklenen kıvılcımı ateşi ile birlikte getirdi.
Julie'nin sorusuna şaşıran olmamıştı. Aksine sorunun sorulmasını bekleniyordu. Hatta Andre ve Helen bunu duyunca hafifçe gülümsediler. Nicki de bunu bekliyordu ama demesi içinin ürpermesine neden olmuştu. Kelimeler ulaşamıyordu ağzına. Söyleyebilecek bir şey bulamıyordu. Tam ağzını açıp bir şeyler geveleyecekken Mira ondan önce davrandı.
"Nicki'nin büyük sırrını öğrendik diyelim." dedi sert bir sesle. Bu herkesi şaşırttı. Onun konuşmasını olasılıklar arasında değerlendirmiyorlardı çünkü. Mira kimseyi umursamadan Nicki ile konuştu.
"Yalan mı?" dedi acımasız bir sesle. Mira ona çok öfkeliydi. Bir melez olması yetmezmiş gibi birde onlara hiçbirşey söylememişti. Zaten içinde hem vampirlere hemde kurtlara karşı yoğun hir öfke vardı. "Nicki.." dedi ama sözü kesildi.
"Sus." dedi Ace. "Gerçekleri bilmeden konuşma."
Ace Miranın her kelimesinde Nicki'nin acı cektiğinin farkındaydı. Onun konuşmasına daha fazla katlanamamıştı. Olduğu yerden Mira'nın yüzüne bakarak konuşmuştu.Nicki ise konuşmaya fırsat bulamıyordu. Her seferinde sözü bir şekilde kesiliyordu. Gerçi ne söyleyeceğini biliyordu ya.
"Gerçekler mi?" dedi Kira alaycı bir tonla. Ve sesini yükselterek devam etti. " inandığım şey yalan çıktı. Beyin gerçeğinden bahsediyorsun?" bu son sözcükleri Nickiye tiksinti dolu bir ifadeyle bakarak söyledi.
Sözleri ağırdı. Burada konuştuğu her seferinde ki gibi. Her seferinde olduğu gibi öfkesinden düşünmeden konuşuyordu. Mira sözlerinin ağırlığını yeni yeni fark ediyordu. Nicki Mira'ya bakmaya başladı. Mira sözlerinin onda bıraktığı etkiyi görünce pişman oldu. Oldu olmasına ama iş işten geçti.
Sahte. Nicki en çok bu kelimeye takıldı. Mira onun için bunu Nasıl söyleyebilirdi.
Julie ise hala hiçbir şey anlamamıştı. Saf saf onların bu anlamsız tartışmasını dinliyordu. Kıza bir sessizlik bulduğu an konuştu. "Ben hiçbir şey anlamıyorum." dedi ve yerinde hafifçe dönüp Nickiye baktı. "Nicki?" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
pandora:Yuvaya Dönüş
DiversosBir melez duygularını kontrol etmeli. Çok sevinmemeli çok üzülmemeli ve çok sinirlenmemeli Bir melez duygularını kontrol etmeli