¤5¤

291 22 4
                                    

-Kavgadan önce-
(-Monolya senden bir şey isteyebilirmiyim...
-Evet tabikide..
-Benimle çıkarmısın?
-Çağdaş saçmalama biz yani senle ben-
-Anlıyorum seni . Ama eğer peşimi Sinem bırakmıycak. Lütfenn!!
-Sen benim ailesin senin başındertte banada görev düşer..
-Sen bir tanesin maviş)

Gök yüzü durgundu. Hava ne soğuk ne sıcaktı. Trafik ne yoğun nede seyrekti.İnsanlar ne kalabalık ne azdı...
Her şey tam ortadaydı. Ne sağ ne sol tam ortadaydı. Bir su birikintisi gibiydi, diyer sular akıp giderken o ortada kalmıştı. Herkes üstüne basıyordu. Ben bunlara kasıt bu gün içim içimi yiyordu. Kavgadan sonra müdür karıştı. Disipline gittiler. İkisininde hali kötüydü. Ama kafamı bunlarla yormıyacağıma söz verdim. Okulun kapısından girdim ve yavaş adımlarla sınıfa yürüdüm. Herkes bir düzen içinde oturmuştu. Semihte aynı yerinde otutmuştu. Serdarın yaptığı espirilere gülüyordu. O kadar tatlı gözüküyorduki. Onu ilk defa bu kadar içten gülerken görüyordum.Bana doğru döndüğünde gülümsenimesi yerine kocaman bir sinir bozucu ifade yerleşti. Sıra ma geçtim. Semihin yanağı yarılmış gibiydi. Demekki iyi bir yumruk yemiş. Yaklaşık 2 dk sonro Çağdaş yanıma geldi ve oturdu. Şok olmuştum dudağı patlamıştı. Yanıma geldiğinde iki elimi yanağına koydum , baş parmaklarımla okşamaya başladım.
"Noldu sana "
" İyim ben maviş.."
" Yaaa!! Aşkım benim.."
Bana gözlerini açarak;
" Tamam bebeğim bu kadar üzülme sevgilin yanında. "
Omzuna yumruk atıp önüme döndüm.

Bir hoca girdi içeri. Kapıyı kapadı ve sıranın üstüne oturarak konuşmaya başladı...

" Arkadaşlar şimdi biz ormana gidiyoruz. Siz diyeceksiniz okulun açıldığı daha 1 hafta olmadı ne gezisi ?? Bu gezi okullar arasında düzenleniyor. Bu ay bizim okul gidiyor. O yüzden bizde bu gün gidiyoruz. 2 saatiniz var gidin evlere hazırlanın 2 saat sonra 10.30 burda oluyorsunuz iyi dersler. Bu arada gelmek zorunlu."

-2 SAAT SONRA-

2 saat geçmişti ve herkes gelmişti. Bende eve gidip üstüme salaş lajivert sarı tişört, yüksek bel dar pantolon ve spor ayakkabı giymiştim.
~~~~~~~~~
Servislere doluştuk. Çağdaş birini gördü ve yanımdan kalktı.
Kulaklığımı takıp kafamı cama koydum. Biri bileğimi sıkıca tutunca sızı hissettim kafamı kaldırıp kulaklıklarımı aniden çıkardım. Semih burnundan solumuş bana bakıyordu..
" Konuşcaz"
"Konuşmıycam"
" Konuşucaksın herşeyi bir bir anlatcaksın "
Her kelimeye vurgu yapa yapa söylemişti. Canımı acıtıyordu. Ve her seferinde daha çok bileğimi sıkıyordu.
" Ya BıRaK!!! " Diye bağırdım. Bütün servis bize bakmaya başladı.
Fısıltıyla;
"Canım acıyo.."

"Daha kötüsünü yaparım Manolya bak benim senle bir şey konuşmam lazım sen beni dinliyeceksin seninde bana anlatman gereken şeyler var.."

Çağdaş yanımıza geldi.
" Bırak lan kızı döfol git"

Semih elini bileğimden çekti.
" Sırf seni sev- herneyse gidiyorum ama konuşcaz."

Çağdaş ;
" İyimisin? "
"İyiyim ben tantişim benim"
"Tontişlik eskide kaldı . Bak elle bir karın kaslarımı."
" Belli oluyor ellememe gerek yok.."
Off çekti ve elimi alıp karın kaslarına dokundurdu. Oha gerçekten baklava dilimi gibiydiler. Kafamı onun karnına yaslayarak gözlerimi kapadım.

~~~~~~~~~

Sevisten indim. Herkes kendi sınıfı ve hocalarına dağıldı. Hoca elinde, bir kağıttan isimleri ve görevleri okuyordu.Çağdaş bir kızla oldu. Semih de bana düştü şansıma sıçıy*mm...
Görevimiz odun toplamaktı. Bu arada burda 1 gün kalıcaktık. O yüzden akşam için odun toplıyacaktık. Bir kaç kişide de bu görev vardı. Biraz derinlere gittik. Gördüğüm tahta çubuk hepsini kucağıma topluyordum. Aynı işlemi Semihte yapıyordu. Son bir dal gördüm tam tuttum alıyordumki Semihle aynı anda yakaladık. O çekti..Ben çektim..
" Ver ben tuttum"
" Hayır Semih ben tuttum"
" Monalya sana burda bir şey yapsam kimsenin ruhu duymaz biliyorsun dimi"
" Terbiyesiz"
"Ben fesat demedim canım senin için fesat..."
Sopayı çekmemle ayağımın takılıp düşmem bir oldu. Semih hemen sopaları yere attı ve yanıma çöktü. Ayak bileğimi incittmiştim. Semih oynatmaya çalışıyordu ama ben bağırıyordum . Kafasını kaldırdığında göz göze geldik..
" Seninle bir şey konuşcam. "
" Beni affet Manolya..."
" Lütfen seni çok seviyorum bana bir şans ver."

" Ben sana bir şans vermiştim. Sen o şansı kaybettin. Kalbimi parçaladın. Beni ezdin. Ben senin oyuncağındım ya . Artık o çocuktan kurtuldum . Kendim oynamaya başladım...
Sana bir şans vermiycem sen o şansı bilemezsin beni kırarsın.."
Şaşkınca yüzüme bakıyordu.
"Benim dünyalar tatlısı sevgilim var hem."
Sinirle ayağa kalktı keşke bu lafı söylemeseydim. Arkasına bakmadan yürümeğe başladı.
Bağırarak;
" Nereye ya!!! Bu halimle nasıl yürüyecem."

Arkasına döndü ve dudaklarından şu kelime dökülüp çekip gitti..
" Sevgilin yok mu senin ?? Ara anu o gelsin kurtarsın "

Okudunu için teşekkürler
Vote ve yorumlarınızı unutmayın lütfen...

Bir İddia...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin