¤6¤

246 18 4
                                    

Galiba yalnızdım. Galiba kimsesizdim. Öylece bırakılmıştım. Issız bir ormanda bileğim buruk bir şekilde bırakılmıştım. Yanlızdım tamamen yanlızdım...
Seven insan sevdiceğini öylece bırakmazdı..
Napacaktım ben?!?!
Ben masum bir kızdım hiç bir derdim yoktu ama şimdi koca bir çukurun ortasında kaldım.

Telefonumu çıkarıp Çağdaşı aramak için kilidi açtım. Telefon çekmiyordu.

Hava git gide kararıyordu...
Garip garip sesler geliyordu. Ağaca tutunup doğrulmaya çalıştım.Belki yüreyebelirdim ?!.
İki adım attım ama ayağım sancı etmeye başladı. Ağacın dibine çöktüm..Gözlerimi artık göz yaşlarıma bıraktım...
Yürüsem ne olurduki yolu bilmiyordum..
Gözlerim gid gide kapanıyordu ve üşemeye başladım. Ellerimi kollarıma sürterek ısınmaya çalıştım.Gözlerimi yavaş yavaş kapattım ve bunun bir rüya olması için dua etmeye başladım

~~Genell~~

Semih sinirli bir şekilde kamp alanına geldi. Çadırlar çoktan kurulmuş ve ateş yakılmaya çalışılıyordu. Semihin çadırınıda Serdar kurmuştu. Serdar semihin yanına gelip Monalyanın nerde olduğunu sordu.Semih hiç bir şey demeden çadırın içimdeki bavuldan uzun kollu tişörtünü aldı.Bir çırpıda üstündekini çıkarıp diyer tişörtünü giydi.Serdar bir kaç kere daha sordu. Ama semih sinirli bir bakış atmakla yetindi.Çağdaşın çadırı Semihlerin çadırına yakındı. Onları dinliyordu ve git gide sinirleniyordu. Serdar bağrarak "Lan sana diyorum p*ç kıza naptın?!?"
Semih;
" Öldürdüm lan varmı öldürdüm!!"

Çağdaş daha dayanamayıp Semihin boynuna yapıştı.
" Ne yaptın lan mavişe ne yaptın SeVgİliMe.."
Çağdaş Semihi yere yatırdı ve yumruk sıralıyordu. Semih ise tam aksine savumasızdı. Çağdaş; "Sevgilimin başına bir şey gelirse seni s*kerim oğlum"

Semih sevgilim lafını duyunca daha dayanamayıp kendini savunmaya başladı. Bir hoca koşarak Çağdaş ve Semihin yanına geldi. Onları ayırmaya çalıştı en son bir hoca daha geldi sonunda ayıra bildiler. Ahmet hoca " Ne oluyor burda " Diye sordu ??
Çağdaş " Bu it Monalyayı ormanda bıraktı." Hoca bunu duyunca Semihe sordu. Semih kafa sallamakla yetindi. Ahmet hoca bir kaç hocaya haber verdi Kamptan bir kaç kişi seçti, Semih , Serdar ve Çağdaşıda yanına aldı .Polisede haber verdi. Elerine sopa ve fenerlerle ormanı armaya başladılar. Açelya,Elise ve Aslıya haber vermediler onlar çadırda uyuyorlardı.Cenk ise kampta kaldı hoca onun kızları oyalaması için görevlendirdi...

~Semih~
Allah kahretsin onu orda bırakmamalıydım. Ya başına bir şey gelmişse salak kafam ..
Ormanın içinde koşuyordum herkes bir yerlere ayrılıyordu...

~Serdar~
Yaklaşık 30 dk kadır arıyorduk. Guruptan ayrılmıştım ve daha derinlere gittim bunlar bu kadar açılmazdı ama yinede Monalyayı bulabilirdim. Ya o ... Düşünmesi bile kötü... O Semih varya o kıza bir şey olursa onu öldürürüm. Biraz daha yürümemle düşmem bir oldu. Lanet olsun! Bu tahtayı kim koydu buraya?? Feneri alıp ışıyı yaktıp ve ayağa kalktım. Feneri etrafa tuttuğumda ağcın dibinde birini gördüm koşa koşa oraya gittim. Yüzünü çevirdim. Bu Monalyaydı. Soğuktan üşümüştü. Ağacın dibinde büzüşmüştü. Dudakları morarmış ve susuzluktan kurumuştu. Yüzü solmuştu , çok kötü gözüküyordu. Ama yaşıyordu. Hırkamı çıkardım ve üstüne atıp Monalyayı kucağıma aldım . Bir kedi gibi kollarımda mıyışıyordu.Kendine gelir gibi oldu. Kafasını göğsüme gömdü ve kol kasımı elini koydu sonra ise elini çekip vücuduma yasladı.
" Semih geleceğini biliyordum..."
Bana Semih demişti. Gülümsedim ve yürümeye devam ettim.
" Beni bırakmayacağını biliyordum"

Anlını öptüm;
" Bırakmayacağım bırakmam şimdi sus ama, yorma kendini"

Merak etme seni bırakmam...

Okuduğunuz için teşekkür.
Vote ve yorumlarınızı unutmayın.
Fotoğraftaki Semih diyer bölümde Serdarın fotosunu paylaşçam. ♥♥♡♥♥

Bir İddia...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin