İLK ADIM

49 2 2
                                    

Dışarı çıktığımda derin bir nefes aldım. Bütün negatif şeyleri sildim aklımdan ve neredeyse tüm bedenimle canlılığı, diriliği hissettim. Güneş gözlerimi kamaştırdı geçmişe derin bir çizgi çekmenin zamanı gelmisti ve bu çizgiyi çekerken kabuk bağlayan yaralarımı koparmaman gerekiyordu. Hafif bir rüzgar esti ve at kuyruğu yaptığım saçlarımı açmanın zamanı geldiğini düşündüm. Neden normal kızların saçları rüzgarla dans ederken benimkiler yüzüme yapışıyordu ki ? Adımlarımı hızlandırdım ve kulaklıklarımı takıp dünyanın sesini kıstım. Müzik dinlerken kendimi ritme kaptırdım, bilmediğim yerlerden geçtim, tanımadığım insanlara gülümsedim, ihtiyacım olan tek şey eski mahallemde olan Fundaydı. Ilkokuldan beri arkadasimdı neredeyse yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi ama imkanlarımızdan dolayı ayrılmak zorunda kaldık. 2 gündür buradaydım ve fundayı aramam gerektiğini ďüşündüm. Müziği kıstım ve telefonu çaldırdım. Sevimli ve heycanlı ses tonuyla "aloo başakk nasılsın canım " dedi, sevindiği her halinden belliydi.
"Iyiyim kardeşim, yalnız seni ve eski ortamı çok özledım. Annemin yeni ev hayâllerini süslemekten kendime yeni zaman ayırabildim." Dedim ve otobüs duraklarının orda koyu kahverengi saçları olan, esmer, kirli sakallı bir gencin bana baktığını fark ettim. Çantamı önüme, hırkamın kollarını ellerime kadar çekerek ilerlemeye devam ettim. Funda ise "biliyorum hiç kolay degil ama olması gereken buydu. Erkek arkadaşını yeni kaybettin ve annen senin ne hissettiğini tam olarak biliyor. Unutma ki o da babanı sen bebekken kaybetti. Sana onu hatırlatan yerlerden uzak durman gerek bunu unutma annen bu acıyla 17 senedir başa çıkıyor." Gözlerimin dolduğunu fark ettim, boğazım düğümlendi.. funda iyi bir kızdır ama nerede ne konuşacağini bilemez. Erkek arkadaşımı kaybedeli 3 yıl oldu. Karşımda öldürüldü ve çaresizce ağlamak, bağırmak dışında hiç bir şey yapamamıştım. Ailesi mahkeme açmıştı olayın olduğu mekândaki tek tanık bendim. Bilin bakalım korkak gibi kaçan kimdi ?
Evet tabi ki o da bendim. Suçluya haddini bildirmek yerine kaçıyordum. Susuyordum. Korkuyordum..
Funda'dan kapatmak için izin istedim ve "tamam canım seni çok seviyorum unutma olur mu ? Merak etme her şey düzelecek. Yanında olamadığım içın özür dilerim" dedi. "Bende seni seviyorum kendine iyi bak, merak etme, iyiyim" diyerek kapattım.
Iyi miydim ? Tabiki değilim. Insanlar her gün nasıl olduğunu soranlara iyiyim demekten cehenneme gidecek sanırım. Madem bu kadar iyiyiz, peki bu gözyaşları neden ?
Aklımda saçma sapan sorular varken esmer, kirli sakallı adamın beni takip ettiğini fark ettim. Etrafa biraz göz gezdirdikten sonra nerede olduğumu bilmediğimi anladım ve önüme çıkan ilk caddeden girdim. Adımlarım daha da çok hızlandı ama ben ne kadar hızlı adım atarsam atayım o peşimdeydi. Şapkamı kapattım kafamı yere eğdim ve daha da hızlı yürüdüm. O kadar korktum ki köşeyi döner dönmez bir duvara çarptım.
Eyvah. Bu, bir duvar değildi, bir erkekti.
"Offf" sendeleyerek geri çekildi.
"Özür dilerim! Çok özür dilerim, burada olduğunuzu bilmiyordum." Dedim.
Başını şöyle bir salladı, biraz sersemlemiştim. Dikkatimi çeken ilk şey saçlarıydı. Bi insanda ilk önce saçları dikkatimi çekerdi aslında. Saçları siyah karışık bir şekilde hem uzun, hem kısaydı. Bir süre safkan gibi onu inceledikten sonra "önemli değil, ben de sizi görmedim siz iyisiniz değil mi ?" Dedi ve montunun fermuarını çektı. Arkamı döndüm ve esmer çocuğun halâ bana baktığını gördüm. Olamaz ! Daha da yakın olmalıydım.
Elimi uzattım ve " iyiyim bu arada ben Başak buraya yeni taşındım" dedim. Ahh tanrım. Ne dedim ben. Tüm bunları bir coşkuyla mı söyledim ? Yanaklarım alev alıyordu. Tüm bunlar çok utanç vericiydi.

İTİRAZ EDİYORUM !Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin