Bölüm 2

110 11 0
                                    

Yaklaşık bir haftadır onu gözetliyordum.

İşim mi?

İşimde oldukça başarılı olduğumu söylemiştim değil mi?

Söylemdiysem de artık biliyorsunuz.

Ben bu işin tanrıçasıyım!

Bu yüzden de oldukça seviliyorum. İki hafta kadar izin istedim, ikiletmediler bile.

Canım patronlarım...

KOCA BİR HAFTA!

Artık ezberlemiştim.

Uyan.

Önce soluna doğru yuvarlan ve birden ayağa dikil.

Sonra tekrar eğilip yerdeki pet şişeleri al.

Ayağını sehpaya çarp ve üç kere zıpla. (eksiksiz her sabah aynı şapşallığı yaptığından onun koca bir şapşal olduğunu düşünmeye başladım ve bu beni düşündükçe güldürüyor)

Şişelerden birini mutfaktaki bir kaba boşaltıp ocağa koy.

Diğeriyle banyoya doğru sallanarak ilerle.

Kahvaltıyı hazırla.

Bilgisayarın başında uğraşırken kahveni yudumla.(Bilgisayarının başında çokça vakit geçirdiğinden önemli şeyler yapıyor olmalı diye düşündüm )

Yaklaşık bir saat sonra kendini kanepeye fırlat (Aralarda yaptığı tek değişiklik o küçük kanepesi ve tuvalete doğru yaptığı kaçamak yolculuklar oluyordu.)

Gerinerek cama doğru yaklaş.

NE!

CAMA DOĞRU MU YAKLAŞTI?

KESİNLİKLE BÖYLE BİR RUTİNİ YOKTU!

Bir an perdeyi kapatacak sanarak korktum fakat daha beteri oldu.

BENİ GÖRMÜŞTÜ!

Gözleri gözlerimin içine bakarken ateş saçıyordu.

İki eliyle boğazını kavrayıp sıktı.

Bu benim öleceğim anlamına gelmiyor değil mi!?

Değil mi?

Lütfen öyle olmadığını söyleyin!

Apar topar eşyalarımı toplamaya koyuldum.

Şimdi ne yapacağım ben!

Lanet!

Hızlıca binadan çıkmalıydım! O evden çıkmadan önce ben bu lanet apartmandan çıkmalıydım. Ayaklarımı telaşla, beynimi ise sakince çalıştırmaya çalışırken az kalsın merdivenlerden düşüp, öteki dünyayı boyluyordum.

Gerçi ne fark eder ki?

Eğer buradan hızlıca çıkamazsam her türlü öteki dünyayı boylayacağım!

Bunun farkında olduğumdan hızıma hız katarak, adeta uçarak, merdivenleri indim.

Asansör mü?

Asansör kötü bir seçenek!

Bay asosyal Kim Beyimiz, beni yakalamak için asansörü kullanacaktır. Bu yüzden merdiven en iyi seçenek!

Dedektif iç güdülerim....

Sizi seviyorum....

Son iki kat kalmıştı ki bir şeye büyük bir hızla çarptım. Çarpmanın hızıyla son iki basamak ayaklarımın altından kayıp, beni çarptığım şeyle beraber soğuk ve sert zemine yapıştırdı.

Telaşla ayağı kalkarken, karşımda dikilen şahsiyete gözlerimi belertmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Dedektif iç güdülerime sövmekten de ....

" İyi misiniz? Bir şeyiniz yok ya? "

"İ-ii iyiyim!"

"Hastaneye gitmek ister misiniz? "

Ne saçmalıyordu bu böyle!

Şuanda beni öldürmesi gerekmiyor muydu?

Yoksa 'hastane' lafı, dolaylı yoldan hastanelik olacağım anlamına mı geliyor?

KORKUYORUM!

"Hanımefendi?! Beni duyabiliyor musunuz? İyi misiniz gerçekten? "

"İyiyim, iyiyim. Teşekkürler."

"Kusura bakmayın fakat eğer gerçekten iyiyseniz şuan bir sapığı yakalamam gerekiyor! Sonra görüşürüz! "

Ben olduğumu anlamadı!

Tanrıdan başka ne dileyebilirdim ki .....



Bay 27Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin