Bugün ilk günüm şimdiden çok zor birgün olacağını hissedebiliyorum. Yada belkide kendimi çok zorluyorumdur , zorlamaktada haklıyım aslında yeni okul, yeni arkadaşlar, yeni öğretmenler... bunların hepsi beynimi işgal edecek gibi.
Sabah kalktığımda ilk işim dus almak oldu dustan çıkıp iyice kurulandim ve uzerimi giymek için dolabı açtım ve her zaman yaptığım şeyi dolabın karşısında öylece durup ne giyeceğini düşünmek bu iş abartısız beş dakikami alıyor ve eminim ki bu işi yaparken salaga benziyorumdur. En sonunda rahat olması için bir jean kot ve üzerine salaş bir kazak giydikten sonra saçımı yapmaya usenip onları açık bıraktım. Aşağıya indim ve yine üvey annem kahvaltı sofrasını donatmisti. Ah ona anne demek istemiyordum ama yinede iyi bir kadındı. Sofraya oturmayip direk dışarı çıkmak istiyordum ama midem buna izin vermiyordu. Gerçekten çok açtım, sofraya oturup birşeyler yedim ve yemek boyunca bana soru soran babama geç kalıyorum gitmem gerek diyerek geliştirdim ve kaçtım. Evden çıktıktan sonra elimde olan deri montumu giydim ve yola koyuldum okul pek yakın değildi ama yinede belki ilk gün heyecanımı bu şekilde gecistiririm. Yürürken bir yandan da dilime dolanan şarkıyı mırıldanıyor yürüyüşümde istemedende olsa müziğe ayak uyduruyordu. Bu şekilde okula çabuk gelmiştim. Okul büyüktü birazda kalabalık, açıkçası kalabalıktan pek hoşlanmam. Içeri girdim hiç bilmediğim için müdür odasının nerede olduğunu tek başına bankta oturup resim yapan bir kıza sordum. Kız korkmustu sanki halbuki ona birşey demedim, sanırım resim yapmaya dalmıştı . Kız çekingen bir ifade ile "sana gostermemi ister misin?" deyince sevindim doğrusu. Beraber ust kata ciktik soldan ikinci kapinin onunde durduk. Kapıda kocaman harflerle müdür yazıyordu demekki bende bulabilirmisim. Kapıyı üç kez tıklayıp içeri girdim müdür yaşlıydı saçları dökülmüş yüzü kirisikliklar içerisinde daha kaba bir tabirle müdürün bir gözü toprağa bakıyordu. Anlaşılan emekli olmasına az kalmıştı, hemde çok az.. Adımı ve soyadını söyledim sınıfımı sordum " demek Hira adının anlamını biliyor musun ?" Diye sorunca "hayır adımın anlamını bilmiyorum " diye gecistirdim teşekkür edip odadan çıktım. Acilen sinifimi bulup boş bir sıraya oturdum. Sınıfa hızlı adimlarla girdiğim için sanırım herkeste atarlı ergen şekli olusturmustum. Tüm gözler üzerimdeydi bunu duzeltmek icin gülümsedim. Yeni öğretmenlerden birincisi geldi ışte. Genç bir bayandi ve edebiyat dersimize giriyordu. Kendini tanittiktan sonra kapı tiklatildi. Içeriye sanirim dunyanin en yakisikli erkegi girdi ve kendini tanitti adi Bora'ymiş ve sınıfta göz gezdirdikten sonra bana doğru yaklaştı kalbim çok hızlı çarpıyordu, sanki yerinden çıkacaktı ve eğilip "buraya oturabilir miyim ?" dedi o kadar güzel bir sesi vardı ki saatlerce durmadan konuşsa asla dinlememezlik etmem . Sadece kafamı sallayabildim tebessüm edip yanıma oturdu dilimi yutmustum sanki...
Ne oluyo bana ? Ilk defa böyle birşey olmuştu ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ilk görüşte aşka inanır misin?
ChickLitBazen sadece gitmek gelir icinden, ama yapamazsin. Cunku is isten gecmistir. Kalbin artik bir yabancinin elindedir... Twitter: Sahinlercennet Instagram: cnntshnlr Facebook: Cennet Şahinler Periscope: Sahinlercennet Snapchat: sahinlercennet