30.10.2014

71 6 0
                                    

Medyada Hira ve Bora var. Biliyorum ilk başta bunlar değildi. Karakterleri değiştim.Karakter bilgisi :
HIRA: Holland Roden
BORA: Meriç Izgi (evet türk..:)

Birkac gun icerisinde sevgili tarzi birsey olmustuk. Yada gerçekten de sevgili olduk. Bu güzel birsey aslında çünkü hislerime karşılık gelmesi beni oldukça mutlu etti .

Bugun bulusacagiz. Bunun için biraz daha erken kalktım. Dus aldım ve iyice kurulandiktan sonra dolabın kapağını açtım en güzel kiyafetlerimi giymek istiyordum. Tabi bunu yapmak benim için hatta çoğu kız için zor oluyor. Dolabın tıka basa kıyafet doluyken hiç kıyafetin yok gibi geliyor. Hepsi aynı anda beni giy beni giy diye bağırırken hangisini giyecegim konusunda kararsiz kaliyorum. En sonunda siyah külotlu çorap, deri etek, bir tişört ve deri montumu giydim.
Onunla buluşmaya gidiyordum hafif bir makyaj yapmak kötü olmazdı. Eyelener, rımel, dudaklara da parlatıcı. Saçımı da topladıktan sonra hazrdım ışte.

Uzun bır hazırlanma merasiminden sonra işte onunla prensimle buluşmaya gidecektim. Aşağıya indim hiç kimse yoktu, şaşırmıştım. Nasıl yaa annem olacak kadın ve babam yoktu. Buna neden şaşırdın derseniz onlar çok erken kalkar ,kahvaltı yapar sonra da koltuğa yerleşıp beni beklerlerdi. Her sabah ben aşağıya indiğimde kıyafetimi,makyajımı, nereye gittiğimi falan srgular dururdular. Eğer bunları bır sabah yapmazlarsa bir şey eksik olur o olmadan olmaz yani. Fazla mı Işte benim stilim izliyorlar acaba. Babamı zaten sanırsın ki  Nur Yerlitaş'ın ikizi. Annemin içinde de bir Kemal Doğulu var.  En azından bu sabah o hayat döngülerini sağlayan bunaltıcı sorular ve eleştirileri duymayacaktım. Ama gerçekten neden uyanmadıklarını merak etmiştim. Salonun ortasında durmuş bunları düşünüyordum ki aklıma sevgilim geldi. "Sevgilim" ayy ne güzel şeymış bunu söylemek. SEVGILIM. Sanırım ilk randevuma azıcık gecikmiştim. Ama olsun biraz cilve yapmak kötü olmaz diyip uyuşuk adımlarla evden çıktım. Evin az ilerisindeki cafe de buluşacaktık. Oraya doğru her adım atışımda kalbım biraz daha hızlanıyodu. Şuan kalbım 26 tane enerji içeceği içmişim gibi atıyordu. Yerinden çıkacak diye korkuyorum. Cafenin önüne geldiğimde durdum ve sevgilimin gelıp gelmediğine baktım. Hah işte orda köşede bir masaya oturmuş arkası kapıya dönük olduğu için beni göremezdi. Burdan görebildiğim kadarıyla siyah bir kot pantolon, siyah tişört ve sandalyenin arkasına astığı derı montu ile çok havalı duruyordu.

Bora;

Erkenden Hira ile buluşacağımız cafeye gelmiştim. Sanırım ona bağlanmıştım. Onu göremediğim için huzursuz hissediyordum. Bugün onu göreceğım ve içimde kı huzursuzluk gidecek. Bi anda omzumda bir el hissetmem ve ardindan yanağıma gelen o sıcak öpücükten sonra düşüncelerimden sıyrılıp o güzel yüzünü incelemeye başladım. Bu sırada onu baştan aşağıya süzdüm. O da bugün siyah giymişti. Herzamankı gıbı çok güzeldi... Karşımdakı sandalyeye geçıp oturdu. Bende o oturduktan sonra  sandalyeme yerleştim. Bi 5  dakika fqlan sessiz kalıp sadece sırıttı. Bense soğuk kanlılığımı koruyarak yalızca o güzel gözlerine baktım. Bu anı bozmak istemezdim ama eğer biraz daha gözlerine  bakarsam ıçlerinde kendimi kaybederim. Sessizliği bozup ona ne yiyeceğini sordum. Garsonu çağırıp siparişlerimizi verdik ve yine, sessizlık. Naber, nasılsın gibi sorular sorarak küçük çaplı bir iletişim kurduk. Yemeklerimiz geldi. Ben çok aç olduğum ıçın hemen daldım. oysa ... (Yaa neden hep o diye hitap ediyorum ben o dediğin kişi senin sevgilin Bora! Dışarıdan sevgiline "Sevgilim, aşkım vs." şekilde hitap etmeyebilirsin ama içinden o diye seslenme. O herhangi birisi değil senin bağlandığın kişi , sevdiğin, kalbini çalan bir hırsız o!Hira senin sevgilin. şu an karşinda sana bakmaktan ve utanmaktan yemeğini yiyemeyen kız senin sev-gi-lin.) Ve evet şuanda karşımda utandığı için yemeğini yiyemeyen bir kız var. Yanaklarınin kızardığinin farkında kesin çünkü başını aşağiya eğmiş , gözleri tabak ve benim aramda gidip gelıyor. Ona bakmayı kesip yemeğime döndüm. Yoksa akşama kadar utancından yemek yiyemiycek.

Hira

Onun, sevdiğim adamın yaninda, yemek yemeye çalışıyordum. Yemekten çok önümdekileri mıncıklıyordum. Oysa hiç bişey yokmuş gibi yemeğini yemiş bir sigara yakmıştı bile. Nasıl bu kadar rahattı yaa.. Karşında ben varım ben. BEN Ben Be Ben... Herneyse kezban gıbı bu durumu düşünüp, yine kezban gibi trip atmiycam. Atmiycaksın değıl mı Hira? off trıp atmayı severim ben hatta favori hobimdir kendileri...
Düşüncelerimden sıyrılıp Boraya tekrar baktım... Ne bir saniye Bora sigara mı içiyorr!! bunu yeni fark etmiştim. Bunu bana neden söylemedin Bora beyy. haaa neden birbirimizden bir şeyler saklıyoruz. Ben neden bazı şeyleri soradan öğreniyorumm. Bir açıklama bekliyorum Bora beycik. (Beycik?)
Ahh bunları tabiki de içimden kendi kendime konuşuyordum. Bu sırada da Bora ya sigara içtiğini yeni öğrendiğim prensime gözlerimi kocaman açmış bakıyordum. Bqna "ne var ? " der gibi başini salladığında kendimi tutamayıp sordum.
"Ne zamandan beridir sigara içiyorsun?" sanırım sesim biraz yüksek çıkmıştı. Aman banane bu ilişkiye biraz ağırlığımı koymalıydım. Bana bakıp sigarasından bır nefes daha aldıktan sonra konuştu.
" bilmiyorum 1 sene falan oldu heralde." demıştı alaylı bir şekılde. Buna da sinir olmuştum tabi kaşlarımı çatıp, sesimin tonunu biraz daha yükselterek.
" neden benim senin şu lanet şeyi içtiğinden haberim yok ?" dedim ve cevap bekliyorum bakışım ile delici bakışlarımı aynı anda atıyordum.
" senınle benim hakkında konuştuğumuzu zannetmiyorum Hira."
sononlo bonom hokkomdo konoştoğomozo zonnotmoyorom HORO
ne konuşacakmışız senin hakkında yaa. Bana söylemesi gerekirdi. O lanet şeyi içmeye ağzı var ama kendisinin neler içip yediğini ne yaptığını anlatmaya ağzı yok beyfendinin.
"böyle mı olacak , ilk günden kavga mı edeceğiz ne istiyorsun Bora!"
" ben senınle kavga etmiyorum fark ettiysen Hira! sen orda kendi kendine kezban triplerine girdin. Eğer böyle olmasını istemiyorsan şu çeneni kapa ve sessizce otur!" bana bağırması ve söylediği sözlerden sonra gözlerim dolmuştu ve başımdan aşağıya kaynar sular dökülmüştü resmen yüzüm yanıyordu şuan. Bu sözlerden sonra ona bakmak, yüzünü görmek istemiyordum. Bır hışımla sandalyeden fırlayıp yüzüne bile bakmadan cafeden çıkmıştım. Bunu yapmıştım çünkü eğer onun yanında biraz daha kalırsam göz yaşlarıma hakim olamıyacaktım. Bunları düşünürken yanağımdaki sıcaklık ile ağladığımı fark ettim. Arkamdan bıle gelmemişti. Belkide beni yalnız bırakmak içindir. Ahh ne saçmalıyordum ki ben belkide şuan da ayrılma planları falan yapıyordur.
Ondan nefret ediyorum...

Yazdığım en uzun bölüm oldu. Umarım beğenmişsinizdir. Olaylara başlamayı düşünüyorum. Bu arada canlarım yorum yapıp, ⭐şu küçük yıldızcığa basarsanız çok mu çok müko olur.

SIZLERI SEVIYORUM...

ilk görüşte aşka inanır misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin