Ekin bana yarın ne yapıyoruz güzellik? Diye mesaj atmıştı. Ne cevap verebilirdim ki. Hem biz sevgili bile değildik. Sadece yakın arkadaş. Dün gece ekinin mesajına cevap vermeden uyumuştum. Saat şuan 10:00 du. Yeni uyanmıştım. Elimi yüzümü yıkayıp kahvaltıya oturdum.
Ben kahvaltı yaparken telefonumun çaldığını duydum. Kahvaltı masasından kalkıp telefonu açmaya gittim. Arayan Ekindi. Kendimi " Ondan etkilenmek yok. Siz sadece arkadaşsınız. Daha fazlası olamaz." diye tembihlemiştim . Bu düşünceyle telefonu açtım.
" Prenses uyandırmadım dimi?"
" Hayır uyandırmadın kahvaltı yapıyordum."
"Hadi be. Bende birlikte kahvaltı yapmaya gideriz diye düşünmüştüm."
"Aslına bakılırsa bugün gençlik parkına gideriz diye düşünmüştüm. Sence de eğlenceli fikir değilmi?"
" Olabilir güzellik. Bugün çok eğleneceğiz desene. Seni 1 saat sonra almaya gelirim."
"Tamam görüşürüz." dedikten sonra telefonu kapattım. Aslında bugünki planım evde oturup nutella yemekti.
Odama gidip salaş t-shirt'ümü ve kot şortumu aldım. Belime t-shirt ün renginde gömleği bağladım. Saçlarıma fön çekmiştim. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra hazırdım. Daha merveyi aramamıştım.
Salona gidip ekini beklemeye başladım. O sırada da merveyi aradım. Yine ilk çalışta açtı. Kız telefonu elinden bırakmıyor ki.
"Alo başak ölmedinmi lan sen?"
"Ya ne ölmesi merve. Daha çok gencim. Dün telefonum kapanmış görmedim mesajlarını. Neyse sen nerdesin?"
" Karakoldayım."
"Hayırdır bi sorunmu var? Geliyimmi yanına?"
" Ya sen kayboldun sandım. O yüzden gelmiştim."
"Ya merve delimisin sen. Ben iyiyim çok iyiyim evdeyim şuan ve ekinle birazdan gençlik parkına gidicez. Beni merak etme yani okay?"
"Ne ? Nasıl? Ya anlat noldu çabuk." dedi. 2 saniye sonra kapı çaldı. Merveye
" Merve geldi ekin hadi bay." dedim ve yüzüne kapattım. Kızada yazık yani napsın. Yüzüne kapatıp duruyorum telefonu. Kapıyıyı açmaya gittim. Ahh ekin bebeğim neden bu kadar tatlısın sen?
Ekinin üzerinde gri salaş bir t-shirt vardı. Altındada dar siyah pantolon vardı. Yine harikaydı.
" Çok tarz olmuşuz güzellik." dedi sırıtarak.
" Senin kadar olmasada idare ediyoruz." dedim gülerek. Resmen alttan alttan yavşıyorum.
Kapıyı kapatıp arkasından kitledim. Ekinin koluna girip asansöre bindik. Ekinle birlikte aynı asansördeydik resmen. Sanki git gide bana yaklaşıyor gibiydi. Sağ tarafıma döndüm ekin gözlerini bana dikmişti. Kulağıma eğilip " Bugün çok eğleneceğiz güzellik " diyerek sırıttı. Ben bugün ölmezsem iyi.
Aşağıya inip arabasına bindi. Dünkiyle aynı araba değildi. Kerata büyümüşte araba değiştiriyo.
Arabaya binip kemerimi taktım. Parka doğru gitmeye başladık.
"Akşam seni bir partiye götüreceğim. İtiraz istemiyorum." dedi
" Kimin partisi?"
"Benim en yakın arkadaşımın doğum günü partisi var. Oraya gideceğiz."
"Anlaştık." dedim ve güldüm. Üstüm parti için müsait değildi.
"Şey ekin benim kıyafetim parti için uygun değil. Parktan sonra eve..."
