Merhaba arkadaşlar ben yazarınız YolcuAbbas. Bu hikayeyi dostum elantari_varda ile ortak yazdığımızı söylemiştik. Yeni bölümü yayınlamak için biraz beklemek istedik ve bazı aksaklıklar yaşadık. Şu anda size Chimera'nın Laneti adlı hikayemizin 3. bölümünü sunmaktan onur duyarız.
Lütfen görüşlerinizi bize bildiriniz. Hikayeye etki etme şansınız her zaman vardır.
Medya: Bruce
Galiba birkaç saat uyumuştum ama bu uyku hayatım boyunca uyuduklarımın en güzeli ve uyanışım da uyanışlarımın en güzeliydi. Biraz yanık kokuyor olsam da Claudia buna aldırmamış ve başı omuzumda uyuya kalmıştı.
Kokusunu içime çekerken yüzüm kızarmıştı da diyebilirdim. Pencereden dışarıya baktım, saat kaçtı bilmiyordum ama bir önemi de yoktu zaten. Özel jet'in hoparlöründen cızırtılı bir şekilde kaptanın sesi geldi:
Sayın yolcularımız, inişe geçiyoruz, lütfen kemerlerinizi bağlayıp koltuklarınızı dik konuma getiriniz.
Claudia da uyanmıştı zaten, aferin kaptan tüm manzaramı yok ettin.
Gözlerini ovalayarak bana baktı ve sonra kızararak geri çekildi, güzeldi ve havalıydı ama bu kızarmayacağını söylemiyordu, hem zaten benim gibi bir adamın onunla işi olmazdı. Asla yürümezdi.
Üzgünüm, dedi sessizce. Sesi güçlüydü ve her zamanki gibi altın kadar parlaktı.
Önemli değil rahatsız olmadım.
Bir anlığına anlamamış gibi sinirli bir şekilde baktı sonra manzarayı izlemeye devam etti.
Dışarıda hafif bir yağmurun arada sırada çakan şimşeklerinin aydınlattığının dışında tam bir gece havası vardı. Aşağıdan hafifçe vuran şehir ışıkları bulutların arasında yavaşça loşlaşıyor ve sonra kayboluyordu. İçeride kapalı olan ışıklar yandığında gerinip üst taraftan çantamı aldım. Aceleyle aldığım çantada kıyafetlerin dışında yarım kalmış bisküvi paketi duruyordu.
Şu anda bir şey yiyemeyecek kadar gergindim. Acaba aşağıdaki insanlar benim hakkımda ne düşüneceklerdi.
Kemerimi taktığımda alçalmaya başladığımızı hissettim. Artık Birleşik Devletler'de değil Kanada'daydık. Akademi'nin fotoğraflarını daha önce de görmüştüm ama hiç gitmemiştim. Babam bu eski binayı yatırım amacıyla değil tarihi yapıları korumak amacıyla almıştı. Eski bir kaleye benziyordu aslında. Sonrasında da burayı yetenekli insanları yetiştirecek bir akademi haline getirmişti. Neredeyse her ay ziyaret ederdi ancak orada kaldığını hiç hatırlamıyordum.
Aslında anılarımın birinde bir kavga vardı. Annem babama bağırıyordu ki bunu sık yaparlardı.
Anlamıyorum oğlunun doğum gününden daha mı önemli senin şu aptal okulun? Bir günlüğüne gitmesen olmaz mı?
Babam ise sessiz bir şekilde bilmediği şeyler olduğunu ve bu konuda konuşmak istemediğini söylemişti.
Onların seslerinin birer anı olarak kalacağına inanamıyordum, gidişleri öyle bir boşluk yaratmıştı ki içimde.
Buranın bir yönetim kurulu olduğunu ve babamın buna başkanlık ettiğini biliyordum ancak onun koltuğuna geçmek, havadan inmek pek de doğru olmazdı üstelik şımarık bir çocuk imajı çizmek istemezdim.
Tekerler piste sürterken hafifçe sarsıldık. Bu yolculuğu unutabileceğimi sanmıyordum, şu ana kadar gördüğüm en güzel kız ile birlikte yaptığım bir yolculuk, hem de başını bana yasladığı bir yolculuk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chimera'nın Laneti
AvventuraYirmi bir yaşında babasının ve annesinin baskısından kurtulmak için ufak bir kasabaya kaçmış olan Noah hayatını o gün hayatını değiştirecek kişi ile karşılaşacağından habersizdir. Her zamanki gibi hazırlanır ve işine gider ancak 'Lanet' onun soyunu...