''Şita'' diye bir ses duydum.O tarafa dönmek istediğimden emin değildim.Çünkü duyduğum sesin sahibi Aydan'dı.Arkamı döndüğümde Aydan bana doğru geliyordu ,fakat yaklaştıkça bedenime, ruhumdan uzaklaşıyordu. Tam karşıma geçti ve dediki ''Ne yapmaya çalışıyorsun sen?''
Bu sözü söylerken,gözleri ile gözlerime öyle bir bakıyordu ki,sanki sevgili olan biz değil de gözlerimizdi.Gerçi biz onlar gibi olamazdık, çünkü gözlerimiz birbirinden hiç ayrılmıyordu şuanda.Artık gözlerimden daha da derine baktığını hissettim ,neredeyse zihnimin altı kat altının da altına inmişti! Birden silkelendim .Çık aklımdan demek istedim,eğer dediğim gerçekleşirse aklım çıkardı.Beceremedim.Aydan'ı tehdit etmek istiyordum yokluğumla.Acaba bir işe yararmıydı bu ? Ne söyleyeceğim hakkında bir fikrim yoktu ama ağzımı açtığım zaman bir şelale gibi akacaktı bütün cümleler ağzımdan.İşte o zaman kontrol edemeyecek dilimi, sonuna kadar gidecektim düşüncelerimin.Bunu yaparsam zarar göreceğim ,yapmazsam daha kötü şeyler olacak.Midemden ağzıma kadar gelen küfürleri şuan da yutacak olursam,dışarı değilde içeri doğru kusarsam zehirlenirim.İşte o zaman o yuttuğum küfürler midemi bozacak ve zehirlenen bir köpek gibi can çekişecektim .Aydan hala gözlerini gözlerimden ayırmamıştı .Derin bir nefes aldım .
''Burası! Bu Ulu ağaç.Tarihi ağaç ! '' Bu cümleyi Aydan'la ilk tanıştığımızda kurmuştum .Hatta ona söylediğim ilk kelimelerim.
''İşte bu ağaç tam 600 yıldır ,sabır taşı gibi burada duruyor.Biz daha üç senelik ilişkiye sahip çıkamıyoruz.Yaptıklarını kaldıramıyorum artık .Bu ilişkiden boğuluyorum ve düşünmekten nefret eder hale geldim .Yapma işte yapma ! Bana insan olamayışımı düşündürüyorsun .Düşündürme ! Çünkü ben hiç bir şey düşünmek istemiyorum.'' Sesim fazlasıyla yükselmişti,Aydan sadece dinliyordu.Etrafımızdaki insanların dikkatini çekmiştim ama hiç oralı olmadığım için bir çoğu çoktan kendi önüne dönmüştü.Kendimi tutamıyordum.
''Aydan seni çok defa affettim ,bunu yapma sebebim sana olan sevgim .Senden vazgeçemeyişim yüzünden bana bunları yapmak zorunda değilsin .'' Birden kendimi boğuluyor gibi hissettim,Aydan hala gözlerini kaçırmadan dinliyordu beni.Acaba dinliyormuydu gerçekten ? Sanırım sadece izliyordu.Aydan benim sözümü dinlemedikçe ben kendimi bir hiç gibi hissediyordum.Mazoşist bir piç gibi parçalamak istiyordum kendimi!Aydan bana yalanlar söylüyordu,bir şeyler gizliyordu.Bir türlü öğrenemediğim şeyler vardı.Bunları öğrenemediğim için üzerinde baskı kurmaya çalışıyorum . Kendisi bunlara itaat ederken ,bir süre sonra artık otorite sağlayamaz oldum üzerinde.Çünkü bunalmıştı Aydan. Tam konuşacak gibi oldu ,nefesini kestim cümleme devam ederek.Senin beni hak etmediğini düşünüyorum bu aralar. Eğer sözümü dinlememeye devam edersen bu ilişkinin geleceğinden şüphe duyuyorum . Burası herşeyin,bu ilişkinin,hayatımın ve hayallerimin başladığı yer ve sen böyle devam edersen tüm bunların acısını yaşatıp sancısını çektireceksin bana .Seni sevmeye başladığım yerde senden vazgeçerim! Arkma dahi bakmam, Ben ki tüm hayatımdan vazgeçip,hayatımı sana göre çizmişken bana bu şekilde karşılık verirsen eğer senin hak etmediğin bir Şita'yı yaşamana müsade etmem! ''
Çok sinirlenmiştim ve elim ayağım titremeye devam ediyordu,Cebimden çıkardığım tütünü ateşledim,boğazım daha çok yanmaya başladı hatta gözlerim sulanmıştı .Etrafa çevirdiğimde kafamı tek bir yaşlı amca oturmuş bir banka ,çok rahat bir tavırla tek bir yere dikmiş gözlerini, birşeyler düşünüyordu.Muhtemelen benim bağırmalarımı dinliyor yada hiç umurunda dahi değildi tüm bu konuşmam.Neyse ki bunun hiç bir önemi yok.Aydan
''Sakin ol'' dedikten sonra ellerimi tutmaya kalktı,çektim ellerimi.Ben sinirlendiğimde Aydan'ın bana dokunmasından hoşlanmıyorum.
''Olamam, artık kendini bana ver biraz ,beni seviyorsan hayatını bana göre idame ettirmek zorundasın .Okulumdan artık vazgeçtim kafam rahat olsa birazcık, okulumu bitire bilirim fakat sen buna müsade etmiyorsun.Güvenimi yeterince sarstın bu zamana kadar.Ben seni bu denli severken ve hayatımı tam anlamıyla sana adamışken,sen benim sözümü dahi dinlemiyorsun.Her şeyi kafana göre yapamazsın .'' Aydan sarılmıştı.Bunu yapmasından gerçekten nefret ediyorum .Ben sinirliyken gönlümü almak için yaptığı bu gövde gösterisinden sıkılmıştım .
Aydan'ın nefesini boynumda hissettim ve ağzından çıkan iki kelimeye şahitlik etti kulaklarım.
''Seni özledim'' dedi .
''Madem beni özledin, beni görmen için bana bunları yapmak zorunda değilsin,bana bunları yaşatmak,beni derslerimden etmek zorunda değilsin .Madem özledin,madem seviyorsun o zaman o şekilde davran bana !'' Aynı şeyleri tekrarlamaya başladığımı hissettim,kırıp dökmek istiyordum.Aydan'ın ailesi ile yaşadığım problemlerden sonra,Aydan'ın çıkardığı sorunları kaldırabilecek durumda değilim .Artık düşünmekten nefret eder oldum lakin düşünmeden de edemiyordum.
Onunla ilk tanıştığım da,bizi etkileyen şey sadece ortak noktalarımızdı.Ne kadar nokta varsa hepsi ortakdı.Bu yüzden bir araya gelmiştik ve ben kendimi anlatırken ne söylesem Aydan ''bende '' diye sözümün sonuna nokta koyardı.Aydan çok fazla konuşmazdı o zamanlar ama,o kendini anlatmaya başladığında aynı şekilde bende ona ''bende ''cevabını verirdim.Bu tuhaftı neredeyse bütün özelliklerimiz aynıydı,ama bu herşeyin güllük gülistanlık olacağı ve mükemmel bir ilişkimiz olacağı anlamına gelmiyordu.Biz nedensizce nefes almadan bu bütün ortak noktaların sihrinden dolayı birbirimizden etkilenmiştik .Çok uzun süre de birbirimizden ayrılmadık .Aydan'ı hala çok seviyordum oysa,yalnız şöyle bir gerçek var ki çok değiştik ikimizde ,özellikle Aydan! Artık tanıyamıyordum ve benden sıkıldığının farkındaydım.Öyle yada böyle bu ilişki devam etmeliydi,çok zor zamanlar geçirdik.Çok zor zamanlar da ayakta kaldık.Ailesi dahi bize engel olamamıştı diyeceğim ama olmayacak.Yaşadığımız sorunların neredeyse bir çoğundan ailesi sorumluydu. Tatsızlıklarımız çoğu tamamen ailesinden kaynaklanıyordu.Ailesi beni tanımadan ,ön yargılarıyla yola çıkarak beni karalamaktan başka hiç bir şey yapmadı,hatta ben bulunduğum şehirde herkes tarafından tanınan gözde sanatçılardan biriyken. Ailesi tüm bunlardan habersizdi.Çevremdeki insanlar benden çok güzel bir gelecek beklerken Aydan'ın ailesi bana hep ikinci sınıf muamelesi yapmıştı.Hayatta en çok zoruma giden bu oldu ve benden hiç dinlenmeden elimden gelenin fazlasını yapmaya başladım.Her konuda başarılıydım,her işle uğraşıyordum. İşin aslı şu ki;taşı sıksam suyunu çıkartırım.Bunu gören annesi ''O su pistir'' der. Tam olarak olay bu.Bunca insanın örnek aldığı bir insanken ben ,tek bir insanın gözünde beş para etmezdim ,bu insan ise hayallerimin sahibinin iplerini tutuyordu.
Bir an boynuma sarılan Aydan'ın kokusu geldi burnuma.Sarılmak istiyordum.Yapamazdım,sırası değildi. ''Seni'' dedim ,sevmeye kıyamadım.''Bende seni özledim. Lütfen! '' diyebildim sadece ama söyleyecek çok şeyim vardı .Ben yine susmalıydım,ne zaman sussam geçici olarak güzel şeyler oluyordu.Gerçekten özlemiştim Aydan'ı,kokusunu,tenini,gözlerini,ellerini,sesini,bakışlarını. Sevmek yetmiyordu bir ilişki için ama ben yinede bir kere daha içimden geleni yapmak istiyordum. Sarıldım Aydan'a ,bastım göğsüme. Bir kaç damla süzüldü gözlerimden. Telefonda ettiğimiz onca kavgadan sonra tekrar bir araya gelmiştik.Çok fazla bağırıp ,çağırmıştım.Küfürler etmiştim sinirimden.Gelmeyecek sanmıştım, beklerken.Ama gelmişti işte ve kollarımdaydı yeniden.
Burnum akmaya başlamıştı,tutamıyordum kendimi. Çekildim geri ,tuttum elinden .Gözlerinin içine baka baka '' Sen Benim Dünya'm iken,mecbursun dönmeye'' dedim ve oturduk ağacın altına.
''Bak Aydan!
Sadece benimle ol.
Ben arkamı döndüğümde kısacık boyunla sol yanımda yürü hep.
Hiç bir şey söyleme,sadece gel .
Görmen gerekenleri gör ve düşün ,hem de her şeyi.Bizim olan her şeyi.
Düşünsene!
Neyi biliyor musun ?
Çocukken bize mahallenin ,vur mala geç diyen abilerini,
çocuksunuz diyen büyüklerini.
Geçer unut diyen kardeşlerimizi,
geçmez içelim diyen arkadaşlarımızı,
ağlama oğlum neleri geldide geçmediki diyen annelerimizi.
Dahada fazlası olan
beraber aştığımız engellermizi,
ve her şeye inat yaşantımızdaki ,
yaşanması yarım kalmış yaşayacaklarımızı.
Düşün işte ne bilim...''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERENCAM
General FictionHiç bir dil ve düşünce özlemi anlatacak kadar güçlü değil.İnsan bu yüzden özledikçe sessizleşir. Evet sessizleştim.