16.BÖLÜM|| Tebrikler

183 13 3
                                    

Gelen e-mail i görünce kaşlarımı çatıp üstüne tıkladım neyin nesiydi bu ? July Gılbert da kim ? 

"Çizimlerine bayıldım tatlım" çizimlerime mi ? benim çizimlerimi sen nereden biliyorsun ?Mesajın yukarısına baktığımda benim bilgisayarımdan 4 resim gönderilip altına da 

"En büyük hayranınızım !Çizimlerim nasıllar ?Lütfen beni görün ve cevap verin.Sonsuz sevgilerle -Selena "

Bu da ne bir şakamı ? Ben ne bu kadını tanıyorum, ne onun en büyük hayranıyım, ne de bu resimleri ben yolladım !Mesajın gönderilme tarihine baktığımda 1 hafta önce olduğunu gördüm.Aklıma bir hafta önce bugün neler yaptığımı getiriyorum ,geçen hafta salı sabahın yedisi !

"Justin !!" 

Telefona sarılıp Justin'in ezberimde olan numarasını çevirdim.

"Günaydın " umursamaz sesi beni daha çok sinirlendiriyordu

"Gün aydın değil salak ! Sen ne hakla benim bilgisayarıma girip benim hesabımdan tanımadığım kadına çizdiğim resimleri atıyorsun !Üstelik çizimlerimi almak içinde çekmecelerimi karıştırıyorsun ?"

Tek nefeste ve üç saniyede sıraladığım kelimelere karşısında bana iki kelimelik bir cevap verdi

"Geçen haftaydı" sesi gittikçe daha umursamaz bir hâl alıyordu.

"Ne demek geçen haftaydı ! Böyle diyerek geçiştire bileceğini mi sanıyor-"

"Tek sorunun bu ! Abartmak ! Şu an olsa kendimi sana affettirmek için yaptığım hiç bir boku yapmazdım !Hatta kılımı bile kıpırdatmazdım! Dünyanın bütün dertleri sende ! Herkes sana üzülsün acısın !Ama şunu bil ki ben  o herkesin kendine acımasını isteyen Selena'yı sevmedim ! Ben seni hiç sevmedim hatta ben o güçlü kadına hayran kaldım sadece ! Ama şunu unutma kimsenin sevgisi benim hayranlığımın önüne geçemez !"

Nefesim boğazımda bir yerde düğümlemişti, hiç bir yaşam belirtisi gösteremiyordum söyledikleri doğru olduğu için mi canım yanıyordu yoksa o doğruları Justin'in söylemesi mi bilemiyorum.Ama ikimizde telefonu kapatmadık birbirimizin nefes alış verişini dinledik ,şu ana kadar yaptığımız en güzel eylem olabilirdi bu.10 saniye geçmemişti ki Justin tekrar konuştu.

"Sadece sus ! Her zaman ki gibi !" deyip telefonu yüzüme kapattığında telefonu kulağımda tutmaya devam ettim.

Gerçeklerin ya kendisi ya da söyleyen kişi can yakıyordu .Sanırım acım iki katı olmalı hem gerçekler hem de söyleyen kişi canımı yakmıştı ,çok yakmıştı.Telefonu yatağa fırlatıp ayağa kalktım aynanın karşısına geçtim.

"Gerçekler mi söyleyen kişi mi?? !" diye bağırdığımda ben bile şaşırdım ama tuhaf yanı bağırmak iyi gelmişti.Bir anlığına bilgisayara baktım.Karar vermeliydim ya aynada gözlerinden çaresizlik okunan kız ya da istediklerinden peşinden koşan kararlı bir kadın 

"Ne hayallerimden ne Justin'den vazgeçeceğim çünkü vazgeçmek prenseslere göre asla kraliçelere değil !"

İşe ilk olarak maile cevap vererek başladım.Daha sonra üstümü giyip Demi'ye gitmeye karar verdim.Birazcık konuşmaya ihtiyacım var.

Ha bu arada Justin'le ne oldu diye merak ediyorsanız o gün biraz seviştik biraz güldük biraz film izledik sevgili gibi hatta sanki 3 yıllık sevgililer gibi fakat ertesi gün Justin beni kıskandırmak için 'bende Miley 'e giderim o zaman' lafını fazla ciddiye alıp 'çok umurum da olduğunu mu sanıyorsun?! Sen benim hayatımı mahveden ve sonradan bunu düzeltmeye çabalayan salağın tekisin sadece!'o günden sonra konuşmadık hemde hiç bu sabaha kadar sanırım sevgili gibi geçirdiğimiz günün sabahında atmıştı bu mesajı o kadına ,  kadını  biraz araştırdığımda gayet ünlü biri olduğunu ve Justin'in bunu yapma amacını anladım

Hate And LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin