-5-

278 17 2
                                    

Gece'nin bakışları arasında Ceren'in yerleştiği sandalyenin yanındakini çekip oturdum. "Evet beyler sizlere yeni sıra arkadaşımı tanıtayım Nefes Soydem. O bir ressam." Beni tanıttığı büyük ünvanla rahatsızca kıpırdanıp açıklama yapmak amaçlı ağzımı açtığımda kıvırcık olan "Sabahki kekeme kız değil misin sen?" diye atladı. Ceren çocuğun kafasına vururken ben saçlarının, bünyesinin kabul etmediği beyini olduğuyla ilgili düşüncelere dalmıştım. Ceren " Atlas'ı kafana takma. Patavatsızın tekidir." Dedi ve tek kaşını havaya kaldırıp ekledi "siz tanıştınız mı?" sorusuna cevap vermek için ağzımı aralamam Gece'nin lafa atlamasıyla yine geri kapatmamla son buldu. " Yönünü kaybetmiş alt sınıfımıza yardımcı olduk sadece." bana bakıp tekrar göz kırptığında bakışlarımı kaçırdım. Ceren diğerlerine attığı pis bakışlar eşliğinde " bu üç dangalak seni rahatsız ettilerse uyurken onların saçlarını kazıyabilirim. Söyle yeter." Dedi. Cerenin sözleriyle can bulan içimdeki ispiyoncu saçlarıyla birlikte kirpiklerini de koparmasını isterken ben kafamı olumsuz anlamda sallayıp "ha-hayır bir şey yapmadılar." demekle yetindim. Ceren tek kaşını havaya kaldırarak gözlerini şirince sırıtan üç çocukta gezdirdi ve kafasını sallayarak güldü. " Sana onları tanıtayım o zaman. Aslında pek de kıvırcık olmayıp yarım kilo jöle kullanarak herkese kıvırcık olduğu izlenimi bırakan kıvırcığımız Atlas." Atlas top haline getirdiği peçeteyi Ceren' e atarken "yarım kilo jöle falan sürmüyorum." diye homurdandı. Ceren gözlerini devirip "tabii..." diye onu geçiştirdi. Sarışın çocuğu göstererek " bu saç modelinden vazgeçiremediğimiz çakma sarışın emomuz Tibet" diyip Tibet'in beresini çekerek sarı saçlarının dibinde gözüken asıl rengi açığa çıkardı. Tibet dudağındaki piercingle oynamayı kesip "Selamlar" dedi ve iki parmağını alnına götürerek selam verdi. Ona aileme attığım zorlama gülücüklerimden attım. Ve Ceren'in bizi zorla kaynaştırdığını fark etmemiş gibi yapmaya çalıştım. " ve üçlümüzün en dangalağı kardeşi olduğum için utanç duyduğum..." Gece'nin kafasına isabet ettirdiği elma çöpüyle kıkırdayarak "heyy! İğrençsin...gözüme girebildi." Diye söylenmeye başladı.Kardeş miymişler?!?! Gece "Çok da sevgili olmayan kardeşim" diyerek iç sesimin sorusunu cevaplamış bulundu ve devam etti "Kendisi adeta bir inek gibi otlayıp zorla burs kazanırken benim harika bir yüzücü olmam nedeniyle kolejin burs teklifi için kapımıza kadar gelmesini biraz yediremedi de." diyip sırıttı. Ceren'in "Annemler onu cami avlusunda bulmuş." demesine karşılık Gece "Seni çöpten çıkartırlarken ordaydım." diyip dil çıkardı. Şirin kavgalarına karşılık dudaklarımdan ufak bir kıkırdama kaçtı. Tibet bıkmışçasına gözlerini devirirken Atlas "Hep böyleler ya... yemin ederim7/24" diye şikayet etti. Psikoloğumun sosyalleşme fırsatı bulduğumda kullanmam gerektiğini ısrarla tembihlediğinden elimden geldiğince masadaki konuşmalara eşlik etmeye çabaladım. Ancak bir süre sonra kendimi çatalımla tabağımdaki salça sosuyla desenler yaparken buldum. Ceren'in kolumu dürtükleyip sınıfa gitmemiz gerektiğini söylemesiyle başımı kaldırdım. Sandalyemden kalkarken onu onayladım ve onunla birlikte diğerlerine veda ettim. Ceren'in peşinden sınıfa ilerlerken birileriyle anlaşabilmenin sevinci içersindeydim. Benimle konuşmuşlardı. Evet ilk karşılaşmamız pek hoş olmamıştı ama alışıktım daha kötülerini de görmüştüm. Ne kekemeliğimden şikayet etmiş ne de aptal olduğumu söyleyip beni aşağılamışlardı. Belki de o kadar zavallı değildim. Bir an için hiç kimsenin konuşmak istemeyeceği kadar kötü olmadığımı düşündüm. En son böyle düşündüğünde ne olduğunu hatırlıyor musun? Beynimde canlanan görüntülerin yok olması için gözlerimi sımsıkı kapattım. Sol gözümden firar eden yaşı aceleyle sildim ve hızlıca buluzumun kollarını daha da aşağı çekiştirerek bileğimdeki izlerin gözükmediğinden emin olmak istedim. Kimseye güvenemezdim.

Sıraya oturduğumuzda kızarmış gözlerim beni ele vermiş olacak ki Ceren endişeyle bana döndü "Nefes? Bir şeyin mi var? Ne oldu?" "ha-hayır s-sadece migrenim" diyerek suçu masum hastalığıma attım. Gereksiz endişesini sürdürerek "revire gitmemizi ister misin?"diye sordu. Yapma. Buna değmem. Onu reddedip bir şeyim olmadığına ikna ettim.

Sonraki dersleri de zar zor geçirirken çıkış ziliyle ayağa kalkıp dans etme isteğime engel oldum. Çantamı omzuma atarken babamın beni almaya gelmiş olmasını ve bahçede tek başıma onu beklemek zorunda kalmamayı diliyordum. Sıranın yanında ayakta dikilen Ceren "eve nasıl gidiyorsun seni bırakabiliriz." Diye bir teklif sununca ona doğru döndüp "ah. Sanır..ım babam ge-gelicek sağol..." derken birlikte bahçeye doğru yürümeye başlamıştık. "peki telefon numaranı verebilir misin?" dedi ve pot kırdığının farkına varıp bir soru yöneltti." Şeyy telefon kullanman sıkıntılı oluyor mu?". "t-telefonumdaki bir u-uy..gulama s-sayesinde harfler bi-bir...birinden daha ayrık d-duruyor. Okumak.. biraz.. u-uzun sürüyor ama hi-hiç yokt-tan iyidir." diyip gülümseme çabalarıma karşılık suratıma iğrelti bi ifadenin oturduğunu farkına varıp çabalamayı kestim ve kendini kaydetmesi için telefonu Ceren'e uzattım.

 Bahçeye çıktığımızda okulun çıkışında arabasında oturan babamla göz göze geldim. Ceren le vedalaşıp ona doğru ilerlediğimi gören babamın yüzüne bir gülümseme yerleşti. İlk günümde bu kadar fazla insanla konuşabildiğimi duyduklarında yüzlerinde oluşacak sevinçli ifadeyi hayal edebiliyordum. Dislektik bir çocuğunun olması en az dislektik olmak kadar zordu. Tüm bunları onlara yaşattığım için kendimi suçlarken kapıyı açıp arabaya binmiştim. Babam arabayı çalıştırırken " O kadar da kötü değildi ha?" diyip cevap beklercesine suratıma baktığında "dislektik o-olmamı umursamayan birkaç kişiyle tanıştım" diye açıklamada bulundum. Babam gülerek "Evet dünyada iyi insanlar da yaşıyor karanlıklar prensesi.." diye benimle dalga geçti. Ona komik mi bakışı atıp kafamı camdan dışarı çevirdim... babam okuldan sonra alacağım ek derslerden bana özel sipariş edilmiş kitaplardan bahsederken ben ağırlaşan göz kapaklarımı açık tutma çabalarıma son verdim...

��


DİSLEKSİ OLMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin