Selamm. :D Ben 3. yazar Öykü. Hikayemizle karşınızdayız. Umarım beğenirsiniz. Sizi seviyoruz.
Öykü'nün Ağzından;
Telefonumun çalmasıyla irkildim. Deniz'le kahkahalarımıza ara verip telefonumu açtım. Gülerek "Efendim?" dedim. Sıla'nın ağlayan sesini duyunca gülümsemem suratımdan silindi. Titrek sesimle kekeleyerek "N-Ne oldu?" dedim. Deniz'de susmuştu. Bana merak dolu bakışlar atarken onu umursamayarak şiddetle "Sıla ne oldu?!" diye bağırdım. Rüzgar'ın sesiniz duyunca şaşırmıştım. Arkadan ağlama sesleri geliyordu. Rüzgar konuşmaya başladı. Telaşlı bir şekilde "Ö-Öykü" dedi. Sonra Nefi'nin sinirli sesini duydum. "Hemen bizim oradaki hastaneye gel!" diye bağırdı. Ne oldu demeye kalmadan telefonu suratıma kapattı. Deniz'in bileğinden tutup hiçbir şey söylemeden çıkışa doğru sürükledim. Hemen bir taksi durdurup hastanenin adresini verdim. Ne olduğunu bilmeden hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Deniz beni sakinleştirmeye çalışırken çalışıyorsu ama onunda benden aşağı kalır yanı yoktu (!) Hastaneye geldiğimizde ücreti ödemeden arabadan indim taksici ücret için arkamızdan bağırıken, Deniz ona bir küfür savurup parayı fazlasıyla verdi. Ve peşimden gelmeye başladı. Hızla yooğun bakıma ilerlerken Sıla'nın bana sıkıca sarılışını hissettim. Deniz'de Rüzgar'ı sakinleştirmeye çalışıyordu. O sırada Nefi, Can'ı yakasından tutup duvara yapıştırdı. "Senin yüzünden!" diye bağırdı. Rüzgar, Can'ı Nefi'nin elinden kurtarıp bir yumruk geçirdi. O sırada Deniz, Can'ın yanına gidip "Git buradan!" diye tısladı. Daha sonra Deniz yanıma gelip beni sakinleştirmeye çalıştı. O sırada doktor yanımıza gelip "Hastamızı kaybettik . Elimizden geleni yaptık. Üzgünüz." dedikten sonra Dünya benim için durmuştı sanki. Bedenimi hareket ettiremiyordum. Dizlerimin üstüne düştüm. Çığlıklarım boş koridorda yankılanıyordu. Çığlıklarım hıçkırıklarımla kesiliyordu. Ağlıyordum, Deniz beni kaldırmaya çalışıyordu ve başarmıştı da. Beni dışarı çıkarıp sakinleştirmeye çalışıyordu. En sonunda pes etti ve bana sarıldı. Başımı göğsüne yaslayıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ettim.
Uyandığımda, Sıla beni uyandırmamaya çalışarak yataktan kalkmaya çalışıyordu. Ona baktığımda"Nefi'ye bakıyorum." deyip odadan çıktı. Meraklı düşüncelerimden sıyrılıp onu takip ettim. Sıla telefonu eline alıp Ege'yi aradı. Sonra bana dönüp "Nefi bileğini incitmiş, gitmemize gerek yokmuş" dedi ve odasına gitti.
***
Sinirden elimi duvara geçirmiştim. Çok acıyordu ama asıl canımı yakan bu değildi, Neşe ölemezdi beni , bizi bırakıp gidemezdi ! Bu kadarı çok fazlaydı, Neşe'' ye çok kızmıştım Can gibi birisi için bunu nasıl yapardı ? Yoksa başka bişey mi vardı ama ne olabilirdi ki ? Neşe bizden hiç bişey saklamazdı ama başka bişey, bize söylemediği bişey olduğuna emindim. Ege elimi tutup '' Bişeyin var mı ? '' diye sordu telaşla. '' İyiyim '' desemde hemşirelere seslendi. Hadi ama bu çocuk beni ne zaman dinleyecekti ? Hemşire Ege' ye bişey söylerken ben hala Neşe' yi düşünüyordum. Beni kaldırıp bi odada bileğimi sardılar. '' Gitmek istiyorum. '' dedim. Ege çok tatli yeşil gözlü , kaslarıyla tüm kızların başını döndürebilecek bir çekiciliğe sahipti. Ama ben hiçbir erkeğe güvenmiyordum. Bana sarılıp '' Hadi gidelim. '' dedi.
