2 hafta meriçle aynı evde kalıcak olmam beni her ne kadar mutlu etsede babam ve annemi düşündükçe geriliyorum.
Yani ben şimdi ne yalanı uydurucam, anneme meriçle aynı evde kalmam gerek mi dicem. Hahaha çok mantıklı ne işim var peki benim meriçle aynı evde. Hani doğalarda kalıcaktım. Off ya.
Ben bunları düşünürken annem aradı.
"Al işte yaa!!"
Telefonu açtım.
"Efendim ponçik bayan"
"Bana ponçik deme küçük bayan. Şimdi dinliyosan eğer sana bi şey söylemem gerek."
"Evet dinliyorum anne"
"Denizcim benim babanla iş için yurt dışına gitmem gerekiyor. Ne zaman döneriz bilmiyorum"
"Ciddi misin anne?"
"Bakıyorum da çok mutlu oldun. Her neyse biz şimdi yola çıkıyoruz öpüldün"
Telefonu kapattıkdan sonra sevinç çığlıkları atıp meriçe baktım. Laned olsun sesim çok ince çıkmıştı. Ama bu umurumda değildi. Meriçe anlattım. Bi bahane aramam gerekmediğini söyledim oda çok sevindi.
Şimdi doğaya haber vermek için dışarı çıktım neden bilmiyorum mallık işte. Meriç tuvalete girmişti. Doğaya durumu anlattım. Yol yapıldıkdan sonra evimizin boş olacağını ve bizde kalacağımızı falan işte anlarsınız.
Şu şarkı yarışmasından bahsettik. Yarışmaya katılmayı düşünüyoruz ama meriç beyin henüz haberi yok. Ya şimdi Allah var sesimde güzel hani. Harcanıyorum buralarda.
Yağmur durmuştu meriçde tuvaletten çıkmış olucak ki o öküz sesiyle "Deniz" diye bağırması sonucu yerimden zıplayana kadar her şey çok güzeldi.
İşte bende biraz ters tepki yaptı bağırması "ne vaar??" Diye cırladım. Az cırladım,birazcık, tamam orta, kabul çok cırladım ama napabilirim oda öküz gibi bağırmasaymış. İşte yanına gittim sarıldık sonra aramızda 5 cm mesafe kalmıştı ki "çok acıktım." Ah öküz meriç sana hiç romantiklik nedir öğretmedilermi ya. Ne romantikliği sendende bu beklenmezki ormantik şey işte. Evde bi paket makarna kalmış, makarna yaptım bende. Ya lisede makarna yiyosak üniversiteyi düşünemiyorum. Hayvan gibi makarna yedikten sonra meriç koltukda uyuyakaldı. İnsan bi ellerine sağlık der yoook meriçmi dicek ahahah güldürmeyin beni.1 Hafta Sonra
Yolun yapımını erken bitirdiler. Bizde sabah erkenden şehire geri döndük. Doğayı evinden alıp bizim eve gittik. Annemler gelene kadar 4 kişi yaşıyacaktık. 4. Kişi de doğanın erkek arkadaşı kerem. Bu keremde en az meriç kadar odun. Yada erkeklerin geneli odun.
Keremde geldi bizde fırsat bilip doğayla alışverişe gittik.
Meriçin ne diyeceğini düşünmeden 4 tane kot şort aldım. Doğacım meriç bana kızarsa destek olucağını biliyodum. Hahahah yaşasın kadın dayanışması.
Eve döndüğümüzde meriç uyuyodu kerem de laptopdan dizi izliyodu. Bende doğayla odama çıkıp laptopdan MMFD (my mad fat diary) açtım. Bütün günümüz ekşınsız geçti. Alıverişde yapmasaydık gün çöpe gitmişti yanii. Diziyi izlerken uyuya kalmıştım. Birden şapur şupur bi öpme şekliyle uyandım bi tek meriç ve babam bu şekilde öperdi bende babam olma ihtimalini hiçe sayıp meriç sandım. Duur. Bi saniye. Bu meriç değil. OMG. İnanmıyorum. Buu babaam!!! O korkuyla yatakdan düştüm kafamı tutarak kalkdım doğa yanımda yatıyodu ama şimdi yoktu.
"Günaydın kızım"
"Günaydın babişde senin ne işin var burda?"
"Bi kaç evrak almaya geldim. Yemek masasının üstündeydi ama şimdi yok. Nerde evraklar?"
Birden her şey dondu ve iç sesim konuşmaya başladı.
-PLAN 1: şimdi camdan atla ve kaçabildiğin yere kaç.
Niye camdan atlıyomuşum ya mal mıyım ben?
Evet malsın çünkü dün Alışverişe gitmeden önce bütün evrakları çöpe attın.
Hasss... işte şimdi sıçtık.
PLAN 2: kaderine razı gel ve mezarını seç!!Umarım beğenmişsinizdir biraz uzun bir bölüm oldu ama olsun. Aslında nerde çokluk orda bokluk ama bunun konumuzla ilgisi yok. 3.bölümde görüşürüz bay.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahlaşmış Umut
Ficção AdolescenteVe biliyorum ki; sen gibi kimse okşamayacak ruhumu, böyle hissettirmeyecek.