1 . bölüm

20 2 1
                                    

Bu sabahta gözlerimi zorlukla açmıştım. Neden mi ders çalışmaktan. Yıllardır ders çalışıyorum çünkü profesör olmak zorundayım,olmalıyım. Deniz i elde edebilmemin tek şart ı bu. Şimdi siz diceksiniz Deniz kim. Hemen tanıtıyım. Bundan 6 sene önce yani ben 14 yaşında iken ilk çıkma teklifimi almıştım. Ve bunu eden kişi Deniz di. O kadar farklı hissetmistim ki taki deniz in sadece benle dalga geçmek için ettiğini öğrenene kadar... ama ben vazgecmedim çünkü artık deniz benim için farklıydı. O bana ilk çıkma teklifini eden ve beni kendine aşık eden kişiydi. Bu yüzden deniz in yanına gittim,konuştum. Onun dediği ise büyüyünce profesör ol o zaman senle sevgili olurum demişti ve ben suan 20 yaşındayım güzel bi üniversite de tip bölümünü kazandım. Ve suan harıl harıl ders çalışıyorum. Ben şu kitaplarda ki gibi masum ama hırçın olan kızlardan hiç olmadım olamadım. Ben daha çok sessiz ve utangaçtim. Hatta tramvay da bi adam kalçam a dokunup duruyodu ama ben bağırıp çağırmaya utanmıştım. Sessizce yerimi değiştirdim ama olan olmuştu mal gibi kalmıştım. Bu huyumu hiç sevmiyorum ama ne yapacağımı da bilmiyorum. Bana yön gösterecek ne ablam ne abim ne de annem ve babam var. Ben yetimhanede büyümüş bi kızım ama 12 yaşındayken bi aile sahiplendi ve ıyiki de sahiplendi. Cidden çok iyiler. Bana kendi kızlarıymışım gibi baktılar ve onlar sayesinde tıp okuyorum. Adımı da eski ailem koymuş .GÖKSU. Aslında adımı değiştirmeyi çok istedim çünkü beni yetimhaneye bırakan ailem koymuştu. Onlardan bi iz taşımak istemedim ama adımın anlamı bana baya bi uyuyordu. Uzayda ki boşluk. Iste aynen bende uzayda ki boşluk gibi hissediyorum kendimi. Boşlukta kaybolmuşum ama beni ne arayan ne de bulan var...
**
Ah bidaha geceye kadar ders çalışmamayı aklıma not ederek kalktım yataktan. Hemen üstüme siyah kotumu üstüne de gömlek ve deri ceketimi aldım ve evden çıktım. Arabamın yanına giderken bir yandan da düşünüyordum. Nerden nereye geldiğimi. Daha dün yetimhanede ağlarken şuan kendime ait olan evimden çıkıyordum. Hayat çok değişikti. Aslında ailemin beni bırakması iyi olmuştu yoksa bu kadar bollukta yaşayamıyacaktım ya da böyle iyi insanlarla tanışamıyacaktım. Iyi insanlardan kastım beni sahiplenen ailem. Yoksa diğer insanlar beni hiç sevmez . Zaten beni ilk evlat edindiklerinde de dalga konusu olmuştum. Yetim diye dalga geçmişlerdi benle. Ama yeni ailem hep bana sahip çıktı. Neyse bu kadar düşünceden sonra arabama nihayet binebilmiştim. Okulla ev arası çok yoktu ama yinede arabayla gitmeyi tercih ediyordum. Daha havalı oluyordu. Sonunda okula geldiğimde yine gıcık olduğum tayfa kapının önünde bekliyordu. Ahh neden hep burdalar ki. Beni sessiz bulduklarından hep bana bulaşıyorlardı cidden sıkılmıştım bu durumdan ama bi şey yapamıyodum . Ah hadi ama elinde ki yumurta olmasın daha yeni banyo yaptım.
Özgür: hey hey nereye ? Bize selam yok mu Göksucuğum?
Of bu çocuk yine neler saçmalıyo ya . Neyse bari bi şey söyleyim de belki rahat bırakır. Bende "selam özgür " dedim. Yani ne demeliyim ki ...
Özgür: Aaa bu cevabı beğenmedim.
Ne inanmıyorummm cevabı beğenmedi diye kafama yumurtayı attı ya off napıcam ben şimdi. Derste başlamak üzere. En iyi ders e böyle giriyim. Sonuçta ders daha önemli.
Ders e yumurtalı bi şekilde girdiğimde nerdeyse bütün sınıf kusacaktı ama napalım dersi kaçıramazdım. Ne o da ne sınıfta deniz de mi var . Ya bende de şans yok ki. Tam o beni görmeden sınıftan çıkayım dicektim ki hoca girdi ve maalesef öyle kalakaldım. Yerime geçip oturduğum da deniz ve arkadaşları baya ses yapıyorlardı. Aşırı rahatsız ediciydi ve sanırım hoca da bunun farkındaydı. Ah bu hoca kesin bi şey der.
ŞEVKET HOCA: Deniz ve diğerleri çabuk yanıma gelin bakalım
DENİZ: hocam üniversiteli olduk derste ses yaptık diye ceza mı alıcaz şimdi. Lise mi burası
ŞEVKET HOCA: kes sesini ve buraya gelin. Göksu sende gel bakıyım. O kafanda ki yumurta mı senin ? Kızım pişmiş o artık . Dersi kaçırmayım diye yıkamadın heralde ama ben şimdi onu temizleteceğim merak etme
Allah allah hoca neden böyle dedi hiç anlamış değilim ama hadi hayırlısı çıkalım bakalım tahtaya.
ŞEVKET HOCA: Göksu eğ kafanı bakayım. Deniz ve arkadaşları yalayın kafasını. Yumurtadan hiçbir iz kalmayacak.

İnanmıyorum ne diyo bu hoca ya. Hemen itirazlar a başladık ama hoca baya ciddi bir şekilde fikrinin arkasında durdu ve değiştirmedi. Ne yani ben sevdiğim kişiye kafamdaki yumurtayı yedirerek kendimden daha da iğrenmesine izin mi vericem ah Hayır bu olamaz ama ne yapacağımı da bilmiyorum. Dersten kaçamam yoksa hoca beni sınıfta bırakır ve profesör olamam bu da bütün hayallerimin yıkılması demek . En iyisi bi şey yapmıyım. Benden günah gitti...

Profesör(sıkıldım Bi Ara Yazarım)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin