Bölüm 10

26 1 21
                                        

Karol omuzlarını düşürmüş yerdeki taşlara tekmeler savurarak yürüyordu.Gerçekten de üzgün görünüyordu.Ve evdeki konuşmalardan anladığım kadarıyla artık annesine boyun eğmek istemiyordu.Kendimi onun yerine koyunca gerçekten de ona hak vermiştim.Emirlerine uymasını bekleyen ve kendisine tek kelime bile söz hakkı tanımayan bir anneyle kim olsa sonunda delirirdi.Karol fazla bile dayanmıştı.

Yine de benden özür dilemesinin ve böyle değişmesinin nedenini hala bulamamıştım.

"Karol önümüzde." Diye sesli düşündüm.Ama sonra dilimi tutamadığım için kendime lanetler savurdum.Çünkü Adisson'un onun adını duyunca kaşları çatılmıştı.

"Onun yanına gitmeyi düşünmüyorsun değil mi?" dedi sinirli bir sesle.

"Bilmiyorum,ola bilir." Deyince de gözlerini devirip başını iki yana salladı.

"Sana inanamıyorum!" dedi ardından.

"Ya senin onunla derdin ne söyler misin?!" deyip ona baktım.

"Benim onunla ne gibi bir derdim ola bilir ki?!Sadece..."

"Evet,sadece?"

"Sana..Sana davranışlarından hoşlanmıyorum.Bu yeterli değil mi?" dedi kekeleyerek. "Hem bence sen de onunla fazla yakın olmasan iyi olur küçük hanım." Dedi ardından otoriter bir sesle.Adisson'la bu 1 hafta içinde birkaç kez Karol'un tokadı hakkında konuşmuştuk.Ve o Karol'un bana bu şekilde davranmasından hoşlanmadığını açıkça belirtmişti.

"Dediklerini düşüneceğim." Deyip gülümsedim ben de.Ama hala neden Karol'dan hoşlanmadığını tam olarak anlamamıştım.Tamam,Karol bana iyi davranmıyor olabilirdi ama Adisson'un ona karşı tavır almasına gerek yoktu ki.Karol benim meselemdi.Ve hep öyle kalmasına gayret ediyordum.Adisson'un benim yüzümden Karol'la,ya da başka biriyle derde girmesini hiç istemezdim.Çünkü bazen Karol'la konuşacakmış gibi duruyordu.Ve bu hepimizi tehlikeye ata bilirdi.

"Ama yapmayacaksın değil mi?" dedi Add da bilgiç bir tavırla.Ben susunca da "tahmin etmiştim" diye mırıldandı.

"Add ona düşman olmak için fazla nedenlerim var,evet,ama bu benim bi taş kalpli olmam gerektiğini göstermez.Büyüklüğün bende kalması daha iyi." Deyip onu rahatlatmaya çalıştım.Ama işe yaradığından pek emin değildim.

"Delisin sen" değip başını iki yana salladı.

Onun verdiyi cevaba uygun zeki bir şey bulmaya çalıştım ve "seni ben çizdim unutma" diye lafı yapıştırdım.Başını tekrar sırıtarak iki yana sallayışından benim kazandığımı anlamıştım.

Oradan bile bana patronluk taslaması hoşuma gitmişti.Nedense artık kendimi yalnız hissetmiyordum.Sanki hep varmış da ortaya çıkmayı ve yalnızlığımı paylaşmayı bekliyormuş gibiydi Adisson.Ama bunu ona söyleyip egosunu tavana yükseltmek gibi bir niyetim yoktu.Grace ise,evet o hala bana tam ısınamasa da bazen gerçekten iyi anlaşıyorduk.

Karol hala yavaş adımlarla yürümekteydi.Ben de adımlarımı hızlandırıp ona yetişmeye çalıştım.Ama yanına varınca ne diyeceğimi bile bilmiyordum.Mesafeli mi davranmalıydım,yoksa onu teselli edip her şeyin iyi olacağı yalanını mı söylemeliydim,bilmiyordum.Yine yanında olmam gerektiğini hissediyordum.Onun teselliye ihtiyacı vardı ve ben her kesin derdini dinleyecek kadar arkadaş canlısıydım.Bu her kes benim çocukluğumu zindan eden canavar ruhlu biri olsa bile.Evet,ben işte bu kadar aptal ve unutkandım.Bana yapılanları unutmaya ve yapanlara zeytin dalı uzatmaya hazırdım.Çocukluğum ve belki gelecek hayallerim elimden alınsa bile umursamayacak kadar yufka bir yüreğim ve saf bir zihnim vardı.

Ona yetiştiğimde derin bir nefes alıp varlığımı hissettirmek için hafifçe boğazımı temizledim.Ama Karol muhtemelen adımlarımdan bile benim geldiğimi anlamıştı.Kulakları o kadar keskindi ki odasında uyurken bile,ki odası da benimki gibi evin en ücra köşesindeydi (görmemiştim ama Korin Hala söylerken duymuştum ve aklımda nasıl kaldığını bilmiyorum) sokağın başında birini boğazladıklarını duyabilirdi.Evet abartmıyorum,duyardı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 05, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AwakingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin