İsmi resmen benim için Tan koyulmuştu bu çocuğa. Şu uyuma bir bakın 'Boktan'. Şuan olmasa bile ilerleyen günlerde kesinlikle ona böyle hitap edeceğim. Vallahi uzun süre bu cici kız rolünü sürdürmem.
Bir kaç metre uzağımda kum torbasıyla antreman yapan boktana bakmamak istiyordum ama öyle havalı ve öyle hırçındıki bakmamak elimde değildi. Kum torbası gerçek bir rakibiymiş gibi sağ sola hareket ediyor ve kafasını gizliyordu. Böyle anlatınca bi' komik geldi size ama buradan hiçte komik değil. Hatta havalı bile.
Yorulmuş olacak ki durup bir kaç saniye soluklandı. Bense soluksuz onu izliyordum. Ardından kafasını bulunduğum yöne çevirdi. Göz göze geldiğimizde tebessümle"Denemek ister misin?" Dedi.
"Hayır ben almayayım" .
" Hadi ama o kadarda kötü değil. Hem kızlar sert sporlarla ilgilenen erkekleri severler. Bence denemek istersin"
"Evet kızlar sert sporlarla ilgilenen erkekleri severler. Ukala erkekleri değil. O yüzden hiç deneyesim gelmiyor". Dediğimde bozulması gerekiyordu. Ama bırakın bozulmayı bu sırığın hoşuna gitmişti. Küçük bir kahkaha atıp
"Seninle işimiz var desene" dedi.Gerçekten kendime zor hakim oluyordum. Aslında şimdi o kum torbasını biraz yumruklasam hiç fena olmazdı.
Oturduğum yerin biraz ilerisinde duran masaya ilerleyip pet şişedeki suyu kafasına dikti. Oturduğum sandalyenin yanındakinin yanindakine oturdu. Yani ortamızda boş bir sandalye vardı.
Ve bay sırık konuşmaya başladı "Selim hocayı severim. Sırf bu yüzden sana katlanacağım "
"Katlanmak ne demek ya?!" Diye çemkirdim. "Kusura bakma ama asıl benim sana katlanmam gerekecek. Ve lütfen işimi zorlaştırma" deyip gözlerimi devirdim.
"Selim hocanın intikamını benden almaya çalışıyorsan vazgeç derim. Çünkü karşında bir boksör var" deyip otuz iki dış sırıttı.
Bunu söylemesiyle ve içinde bulunduğum ruh haliyle birlikte biranda ejderha olup boktanın yüzüne ateş püskürtmek istedim. Bir ejderha gibi ateşim yoktu ama ateş gibi bir dilim vardı.
"Hahaha" dedim yalandan bir gülümsemeyle "Sen o ellerini bana kaldırırsan o ellerini götüne sokulmuş bi' şekilde bulursun"
Sözlerim karşında şaşkınlıktan gözleri fal taşı gibi açıldı. Ne yalan söyleyeyim bu kadarını bende kendimden beklemiyordum. Laf ağızdan bir kere çıktı. Mecburen arkasında duracağız.
Bir anda ayağa kalkıp bana doğru hızla yürüdü.
Sağ kolumdan tutup beni boks rengine doğru çekistirmeye başladı. Yüzünde 'biraz sonra göstercem sana kimin ellerinin götüne gireceğini' der gibi bir gülümseme vardi.Ben ne kadar direnmeye calışsamda bu koca cüsseli herife yenik düşüyordum. Beni çektikçe ayaklarım ringe doğru kayıyordu. Sonunda pes edip "tamam bırak kolumu" deyip acıyan koluma tuta tuta yürüdüm. Boktanın suratında galibiyetinin vermiş olduğu bir sırıtış vardı. Her geçen saniye içinde bulunduğum durumdan biraz daha nefret ediyordum. O benim bir adım önümde ben onun bir adım gerisinde ringe doğru yürüyorduk. Vardığımızda boktan eldivenlerin tekini bana verip diğer tekini kendi taktı. Bu benimde takmam gerektiğinin bir işareti olduğunu düşünüp bende taktım. Kum torbasına eldiven olan eliyle yani sol eliyle güçlü bir yumruk attı. Yumruğun etkisiyle kum torbası bir ileri bir geri hareket etti. Sol elini bile bu kadar iyi kullanıyor olması dikkatimi çekti. "Solak mısın ?" diye sordum.
"Hayır" diye kısa bir cevap verdi. "Peki neden sol elini kullandın?"
"Birincisi" diye başladı söze. Aynı zamandada büyük bir profesyonellikle kum torbasını yumrukladığından sesi kesik kesik geliyordu. Kesik ve karizmatik...
"Sağ eldivene şuanda benden daha çok ihtiyacın var. İkincisi sol elimi iyi kullanıyor olmam bu kadar tuhaf olmamalı"
Tahmin ettiğim üzere bu işte acemi olduğumdan zorlanmamam için sağ eldiveni bana vermişti.Arada lafta sokmuştu tabii. Ben bunun altında kalırmıyım? Tabiki hayır dediğinizi duyar gibiyim."Sağlak olduğumu nerden biliyorsun boksörlüğün yanında ek iş olarak müneccimlik mi yapıyorsun?" Dedim alaycı ses tonumla.
"Çok konuştuğunu söylemişler miydi sana daha önce? Çekilecek gibi değilsin çünkü"
"Teşekkürler" dedim söylediğinde zevk almış gibi. "Beni çekmene gerek yok zaten. Selim hocayı arayıp işlerinin yoğun olduğunu ve benimle çalışamayacağını söylesen yeter " deyip umutlu gözlerle baktım.
"Küçük hayal perest kız seni. Bütün enerjini hayal kurmaya harcama birazda sen vur " deyip geri çekildi. Ardından bir yumruk attım. Kum torbası yerinden bile oynamadı. Tekrar vurdum. Tekrar ve tekrar... Sonuç rezaletti. Boktanın tek yumrukta yarattığı etkiyi ben anca 5 yumrukta yaratabilmiştim. Bıyık altından güldü tabii. Bir şeyler yapmam gerektiğini düşünüp savunmaya geçtim.
"Ben şiddete karşıyım zaten. Hem hepimiz kardeşiz şu yalan dünyada. Neden var bu şiddet konuşarak anlaşmak varken?" dedim. Fena halde saçmalamıştım. Kurtulmaya çalışırken iyice batmıştım.
Sözlerimi bitirir bitirmez sağlam bir kahkaha patlattı.
Içimden kendime öyle çok küfür ettimki edecek küfür bulamayıp yeni küfürler uydurdum."Neyse bu kadar yeter" deyip eldiveni çıkardım. "Eğlenmeye gelmedim ben buraya. Neymiş şu anlatmayacağın şeyler? Antrenörün gelmeyecek galiba o yüzden bu iş sana kalıyor" dedim. Konunun değişmesini umarak.
"Anlatamayacağım değil duymak istemeyeceğin şeyler. Belliki inek birisin. Ilk günden korkmani istemem" deyip piç smile yaptı.
"ha ha ha" dedim yalandan bir gülümsemeyle. "Beni fazla hafife alıyorsun."
"Pekala oturalım öyleyse. Bende bir boksörün uyması gerektiği altın kuralları anlatayım."
Tekrar ringden inip sandalyelere oturduk. Çantamdan bir defter ve bir kalem çıkardım."Ilk olarak düzenli beslenmek zorundadır"dedi.
Hemen yazdım
"Daha sonra düzenli bir uyku saati olmalıdır. Maç öncesi içki ve seks ten uzak durmalıdır. Şimdilik bu kadar"
Son söylediği gerçekten utanç vericiydi ama tabiki boş iddialarım yüzünden şaşırmamış gibi yaptım.
Telefonu çalmaya başladı. Telefon tam karşımdaki masada durduğu için arayanı rahatlıkla gördüm. 'Doktor Levent' yazıyordu. Boktan telaşla telefonu eline aldı. Telefondaki kişiye bir efendim bile diyememişti.Telelefondan kulağıma gelen sesler öyle hararetliydiki boktanın konuşmasına izin vermiyordu. Boktan korku dolu bakışlarla telefondaki sesi dinliyordu. Sadece iki kelime soyleyebildi "Tamam geliyorum!" Sanki bunu o an soylemesi bile bir mucizeydi. Ceketini hızla aldı. "Özür dilerim çok acil gitmem gerekiyor". Deyip hızla arabasının yanına gitti. Gazı kökleyip gidene kadar salak salak arkasından baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOKsör
ChickLitHayatını berbat eden beden hocasina teşekkür mü etsin? yoksa nefret mi? Aldığı bir ödevle hayatı alt üst olan büşra farkında olmasada (ya da olmak istemesede) hayatının aşkıyla tanışıyor. hayatını derslerine adayan ve aşkla uzaktan yakından alakası...