Okuldan içeri adımımı atarken bugünkü beden dersinin iyi geçmesi için bildiğim tüm duaları etmeye başlamıştım. Aslında bir yönden iyiydi bu. Mesela cehennemde hazır olan yerimi azıcıkta olsa cennete doğru kaydırıyordum. Ya da bana öyle geliyordu.
Kafam yere eğik sınıfa doğru yürürken beşinci fatihayıda devirmiştim ki enseme aldığım tokatla ilahi benliğimden ayrılıp her zamanki hayvansı benliğime geri döndüm. Tabi bu dönüş kolay olmadı. Önce beyaz bir ışık sonrasında gözümün önüne gelen eli kırbaçlı "koşacaksın" diye haykıran Selim hocanın chaki yi aratmayan yüzü ve ardından her zamanki beyninin yerinde böbreğinin olduğunu düşündüğüm ömer arkadaşımızın sesi.
"Ulan hayvan!" Diye söze başlamıştım ki eliyle ağzımı kapatıp
"Şşş bugün pazartesi kulak çekme partisi ne yapayım?!" dedi.
Ya yok gerçekten beyin yerine böbrek var bu çocukta bunu şuan net bir şekilde anladim.
"Olum o zaman kulamı çek ne bileyim başka bir şey yap niye enseme vuruyorsun salak mısın sen? (benimki de soru tabiki salak) "
"Yaa büşra susar mısın buda benim serseri serbest stilim. Benim kendime has bir tarzım var. Ben diğer sıradan insanlar gibi kulak çekemem ."dedi
"Kardeşim sana acil sifalar ailenede bolca sabir diliyorum. Derdini veren Allah dermanınıda veriri hiç üzülme " deyip omzuna sivazladım.
Ardından hemen sıraya geçip tek normal olan arkadaşım Ceren'i beklemeye başladım.
İlk iki ders Coğrafya sonraki ders ise bedendi. Keşke Coğrafya dersinden sonra kıyamet kopsada bedencinin dersine girmek nasip olmasa. Keşke gökten Noel Baba insede Selim hocayı geyiğe çevirip gökyüzüne götürse. Keşke selim hoca tuvalette paçasına sıçsada utanctan derse giremese. Keşke, keşke, keşke...
Ilerleyen dakikalarda Ceren geldi. Ardından Coğrafya dersi bitti ve beklenen an geldi.
Selim hoca her zamanki gibi hepimizi bahçeye dizdi. Önce bir kaç ısınma hareketi filan yaptık.
"Çocuklar size ödev" diye başladı konuşmaya.
Bu hafta yırttım heralde lan diye düşündüm. Tabi daha bu sözleri duymamıştım.
"kaplumbağaların hayatını araştırmanızı istiyorum ama bunun için boşa uğrasip arastırmalar yapmanıza gerek yok yalnızca Büşra arkadaşınızı bir hafta izlemeniz yeterli " dedi. Ve ardından gelen kahkahalar...
Allahım bu adamın benle zoru ne Yarabbim. Ben bu adama ne yaptım ya!. Top oynarken topu kıymetli yerine mi attım? Burnunu karıştırırken fotoğrafını çekip arkadaşlarıma mı dağıtım?. Lanet olsun bu hayat lanet olsun bu dünya!.
"Büşra sen benimle odama geliyorsun. Çocuklar sizde serbestsiniz".
'Ne yapıcak bu benimle odada ya yoksa!. Saçmalama' diye geçirdim içimden. Yani sırf bir insan beden dersinde kötü diye öldürülmez değil mi?. En fazla geçen hafta ki gibi Kaş bıyık çizip beni sınıfa rezil eder. Alışkın olduğum şeyler. Sıkıntı yok.
Odasına geçip sandalyesine oturdu. Ardından benimde karşısındaki sandalyeye oturmamı işaret etti. Hemen bende geçip oturdum.
Kulaklarımı cırmalayan bokumvari sesiyle konuşmaya başladı. Sesi kesilesice...
"Evet beş yüz kiloymuş gibi hareket eden büşra hanim". Dedi Evetin e sini uzatara.
"Hocam belkide beş yüz kiloyumda, kiloyu içime doğru aldığımdan belli olmuyor. Ne biliyorsunuz?"
"Kes zevzekliği!. Kızım ben seni bu dersten nasıl geçirecegim ya. insan olarak yaptığın tek şey yürümek "
'Hocam siz geçirdiniz geçireceğinizi' diye geçirdim içimden. Tövbe ne çok geçirmeli bir cümle oldu.
"kime diyorum ben dinlemiyor musun?! ben hanımefendi için uğraşıyorum ama hanımefendi düşler aleminde seyr-i divan ediyor maşallah. "
"Seyr-i ney hocam orayı kaçırdım da"
"Yaa sabır! Susda bir dinle yahu! Sana bir proje ödevi vereceğim. Benim eski öğrencilerimden olan milli bir boksör var. Gidiceksin ve bir ay boyunca bir boksör ün ne yaptığını izliyeceksin. Her adımını not edeceksin. Nasıl beslenir. Nasıl spor yapar. Günde kaç saat yapar. Ne kadar uyur. Bir ay sonra ödevini teslim edeceksin. Sana spor salonun adresini vericem. Hemen bugün okul çıkışı gidip başlayacaksın. Yoksa hayatta bu dersten geçemezsin."
"Ne, nasıl, ne zaman, kim? ben mi!, olamaz! Olamağğz!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOKsör
ChickLitHayatını berbat eden beden hocasina teşekkür mü etsin? yoksa nefret mi? Aldığı bir ödevle hayatı alt üst olan büşra farkında olmasada (ya da olmak istemesede) hayatının aşkıyla tanışıyor. hayatını derslerine adayan ve aşkla uzaktan yakından alakası...