2. BÖLÜM ŞOK ŞOK VE ŞOK

45 1 0
                                    

Zümra o sabahı zor etmişti. Bu adamdan etkilemişti ama kendisi bunun farkında değildi ya da kabul etmek istemiyordu.

Sabah kalkıp hazırlandı bu gün dersi ogleden sonraydı. Çalıştığı atölyede her zaman is cikmadığı için boş zamanı olmuştu ve bunu da en yakın arkadaşıyla degerlendirecekti. Evden çıktı ve arkadaşına haber verdi. Okula yakın olan bi cafe de oturdular bir şeyler yiyip içerken bir yandan da lafliyorlardi. Zümra dün başından geçenleri anlatmaya başlamıştı bile.

Diğer tarafta Zafer kulağının çınlamasıyla baş etmeye çalışıyordu. Sol kulağına giren çınlama arada sağ kulağına geçse de çoğunlukla sol kulağındaydı. Bu durumu şirketteki is yoğunluğuna veren Zafer eve gidip dinlenmeye karar verdi ve eve gitti.

Eve gidince kapıyı annesi açtı ve içeride misafir olduğunu fısıldadı. Durumu çakan Zafer üstünü başını toparlayip içeri girdi. Annesi de arkasından oğlunun eve neden erken geldiğini düşünerek onu takip etti.

Zafer iki ayda bir olmadı üç ayda bir ziyaretlerine gelen dünürlerin ellerini öptü hal hatır sordu.
Bu kadınları seviyordu. Ama konu kendine dönmedigi sürece. Çünkü sürekli onu sıkbogaz ediyorlardı torunları hakkında onu kandırma çabaları onu yoruyordu.
Zafer bir durumun farkına vardı 'bu dünürler daha bir hafta önce de buradaydilar. Normalde iki ayda bi gelen nasıl olur da bi hafta geçmeden tekrar gelir sırf kız ayarlamak için se boşuna...'

Zafer dayanamaz sorar;
"Söyleyin bakalım Rabiş ve Zübiş siz eskiden bu kadar sık gelmezdiniz hayırdır?"
"Oğlum sen bilmiymisin biz geçen hafta tasinduk istanbul a. Burda torinumuz var diyrim ya okuyi daha ozleyiruk oni. Bizda biraktuk gelduk.
"Vay be ben hiç duymadım taşındığınızı bu aralar işler yoğun ondan herhalde. Ya bu kız da amma kiymetliymiş. Peşinden buralara kadar gelmişsiniz. Gerçi bir yandan bana yamamaya çalışıyorsunuz kızı. Bence siz o kızı kocaya veremezsiniz kalır başınıza "
"Hele sen al biz seve seve veriruk sağa o kizu. Tabi kizun da gönluni çalacasun. Kimsalari beğenmez bizum kiiizzz."

Zafer bu iki dünür le muhabbeti bitirip dinlenmeye geçti ve uyumaya çalıştı.
Ama bi müddet gözüne uyku girmedi. Gözlerini kapatinca o kızı gördü açtı yine gördü. Bir süre bu şekilde devam ettikten sonra gözleri bu savaşa yenik düştü ve kendini uykunun kollarına verdi.

Uyandığında hava kararmıştı. Başındaki ağrı da yok olmuş gitmişti. Karnının acıktığını hissedince yatağından kalktı ve mutfağa gitti. Ortalıkta kimse olmadığına göre saat epey geç olmuştu ve herkes uyumuştu. Zafer de mutfakta bir şeyler atıştırdı. Sonra tekrar uykusu gelene kadar film seyretti.
____________________________

Zümra akşam üstü eve gittiğinde kendini çok bitkin hissediyordu. Hemen kendini duşa attı. Kendini rahatlattiktan sonra saçlarını taradı ve dinlenmeye geçti. Koltukta televizyon seyrederken uykuya daldı.

Bir süre sonra bir gürültü koptu. Zümra yerinden sıçradığı gibi kendini yerde buldu. Ne olduğunu anlamaya çalıştı düştüğü yerde beklerken. Sonra bu gürültünün sebebinin kapının arkasındaki alacaklı olduğunu anladı ve kalkıp kapıya ilerledi. Kapının arkasındakinin arada bi eve gelen ev arkadaşı Elif olduğunu düşünerek açtı ve gözlerinin fal taşı gibi açılmasına engel olamadı. Bir süre şoke bi halde karşısında ki ton ton ihtiyarlari seyretti. En sonunda transtan çıkabildiğinde;
"Anneanne!"
"He benum kizum"
"Babaanne!"
"Heee bu da benum kizum. Hadi çekil bakayim kapidan da geçelum eve."
"Tabi... tabi geçin."
Zümra bu iki çatlak ihtiyarı içeri aldı. Hâlâ hayretler içindeydi. Daha geçen hafta gelmişlerdi ve yine burdaydılar. Üstelik haber bile vermeden gelmişlerdi. Zümra neler olduğunu anlamaya çalışırken onlara hoşgeldin demeyi onlara sarılmayı bile unutmuştu. Zaten onlarda bunu farketmemislerdi.
"Anneanne, babaanne siz bana haber vermediniz geleceğinizi. Neden haber vermediniz? Hem siz daha yeni burdaydınız neden yine geldiniz? Bu kadar sık gelmezdiniz siz. "
"Uuuyyyyy kız bi sus yav ne çene varmuş sende. Du bakayim anlatacauk sağa oni."
"Tamam babaanne anlatın dinliyorum"
"Bak şimdu kizum. Bilirsun ki biz seni çok özleyiruk."
"Ah kiyamam ben de sizi cok özlüyorum. "
"Biliyruz da bi dinle daa... neyse ha işte bizda deduk bu boyle olmayacak. Git gel kendumuzi zebil etmeyelum."
"Heee öyle deduk vallahi dünürum. Ne iyi deduk oni."
"Eyi deduk eyi. Düşündük tasinduk İstanbul a tasinduk."
"Yaa tasinduk hemda temelli."
Zümra yeni bi şok dalgasına daha kapılıp giderken dakikalar sonra nineleri tarafından dürtüklenip kendine getirildi. Nihayet ağzını açabildiğindeyse bu sefer şoka giren taraf kesinlikle o değildi.
Çünkü ağzından çıkıp bütün evi hatta bütün sokağı hatta belki bütün istanbul u saran çığlık bir tek kendisine tesir etmedi. Bu çığlık ne bi sevinç çığlığı ne de bi isyan çığlığıydı. Bu Zümra nın olanların rüya olup olmadığını test etme biçimiydi. Ama her şey gerçekti ve Zümra bu duruma sevinse mi üzülse mi bilemedi. Zaten okul bitince dönecekti orada iş bulup çalışacaktı. Temelli taşınmak da neyin nesiydi böyle. Zümra bu düşüncesini onlara da iletti.
" Babaannecim Anneannecim bu da nerden çıktı şimdi. Ben zaten okulu bitirip dönücem Bursa ya orada is bulup çalışıcam. Temelli taşınmak da nerden çıktı."

Hala çığlığın şokunda olan iki ihtiyar bu soruyu yanlış anladilar tabi.
"Biz sağa ne zaman bi rahatsizluk verduk kizum. Hem zaten biz senun yanuna değul kendi evumuze tasinduk. Daha her şey yerleşmediği için burda kaluruk dediyduk ama lüzum yoktur. Taniduklarimuz çok gideruz birinda kaluruz. Kalk kız Zübeyde gidelum ha bu kız bizi istemiy kalk."
"Gidelum gidelum Rabia sultan kimsaya rahatsizluk vermeyelum."

İki dünür oturdukları yerden ağır ağır fakir ama gururlu pozlariyla kalkarken Zümra ne yapacağını şaşırmış durumdaydı. Konuştukça işleri batırdığı aşikardı. O yüzden iki kadını da kollarından tutup çekmeye başladı. Sanki karşıdan biri onları almak ister gibi kendine çekmeye başladı. Böyle bir şey beklemeyen dünürler dengelerini kaybedip zaten kuru, bi deri bi kemik kalmış kızın üstüne düşmekten alamadilar kendilerini. Neyse ki Zümra son anda fark edip kendini geri çekmişti. Ama iki ihtiyarın ahenkle yere yığılmasını engelleyemedi. Saniyeler için de evi çığlıklar yakarislar doldurdu.

Koşup onları kaldırmaya gitti. Bir yandan da Özür dilemeye ve asıl niyetinin onları geri çevirmek olduğunu anlatmaya çalışıyordu.

Nihayet ortalık yatismisti ve iki huysuz ihtiyar torunları nın niyetini anlayıp onu affetmislerdi. Zümra onlara yatak hazırladı. Birine Elif in odasını birine kendi odasını verdi. Ona da salonda yatmak düştü.

Bu duruma alışsa iyi olur du çünkü bu iki huysuzun evleri olsa da genellikle burda kalacaklari belliydi. Aklına takılan bi şey vardı. Onlar buraya yerini yurdunu bırakıp gelmişler. Annesi ve babası gelmesi gerekmez miydi bu durumda. Bu işin içinde bi bit yeniği vardı ama hadi hayırlısı.

Vote ve yorumlarınızı bekliyorum :)

Aşk-ı Entrika BAŞTAN YAZILMIŞ KADERİMİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin