Bölüm 5:
‘Uyku kusursuzca hazırlanmış en iyi kaçış yoludur.’
10 koca yıl sonra...
Arabamın kapısını yavaşça açıp ağır hareketlerle indim.kendimi adadığım,belki de herşeyi ama herşeyi unuttuğum yere, kariyerimin parladığı mekana doğru
ilerlemeye başladım. Önüme gelen saçlarımı tek elimle geriye doğru savurdum.
Burnuma dolan ilaç kokusu ciğerlerime doğru yol almaya başlamıştı. Asansörün olduğu yöne yöneldim. Asansöre binip odamın bulunduğu kattaki
düğmeye tam elimi götürüyordum ki içeriye haifif uzun kumral saçlı ve beyaz önlüklü biri Bana bakıp gülümsedi. Bu sima hiç de yabancı değildi. “Günaydın.”
“Günaydın.”dedim yapmacık bir gülümsemeyle ardından katın düğmesine bastım.'nasılsın, bugün mesain kaçta bitiyor?'dedi.Karşımdaki anestezi doktoru kuzey'di.
kuzeyle aynı üniversiteyi bitirmiş
tik.Aslında yıllardır birbirimizi tanıyorduk.onu ilk görüşüm on sene önce lise bahçesindeydi.son iki senedir de aynı hastanede çalışıyorduk.'Dört gibi
biter heralde'diyerek cevap verdim.O sırada asansörün kapısı açıldı.Hızlı bir şekilde odama yöneldim.Bir sabah kahvesi içseydik,nereye?'sesindeki hayal
kırıklığı farkedilebilir duzeydeydi.
“Gördüğün gibi odama gidiyorum mümkünse sonraya erteleyelim .” Dedim sesimdeki soğukluk elle tutulur cinstendi.'Çocuk Onkoloji polikliniği 1 -Doç.Dr.Burçak GÜNTEKİN'
tabelalı odama girdim.
Şimdi ne yapıyordur ?kiminledir?Evet ondan bahsediyorum.yıllar önce kalbimi darmadağın edip giden adam.Ardına bakmadan...Belki de ona
olan nefrete dönüşen sevgim on senedir kalbimle savaşıyor.Ondan sonra Kalbimin tekrar kırılmasından korktuğumdan kimseyle uzun süreli birlikteliğim olmamıştı.
O gün hala hafızamda kazılıydı.Üzerinden on sene geçmesine rağmen...Ben aşkı unutalı o kadar zaman oldu ki...
Şimdi ise kendimi
dünyalar tatlısı çocuk hastalarıma adadım.Ne yazık ki çocuk hastalarım lösemi hastalığıyla savaşıyordu.Ve çoğunun sonu bu hastalık oluyordu.Onların
o minicik gözlerine baktığımda ölüm korkusunu görüyordum.Bu beni üzmüyordu aksine o gözlere baktığımda daha da çok hırslanıyordum.Onları yaşatabilmek
için,onlara en azından biraz daha zaman tanıyabilmek için...
Özel bir hastanede onkoloji doktoruyum. Kuzey ne alaka diyecek olursanız hastanenin sahibi Kuzey Erdem.Ayrıca hastanede anestezis olarak da çalışıyor.
Kapı tıkladı'buyrun lütfen'dedim
gelen Kuzeydi.“ Bugün staj için birkaç öğrenci gelecek içlerinden biri senin yanında staj görecek.”
“Desene bakıcılık yapacağım.” İçten bir bıkkınlıkla karşılık verdim.biraz şamata ve sohbetten sonra kapı ikinci kez tıklandı.İçeriye genç bir adam girdi. Hafif çıkmış sakallarını tamamlayan ela gözleri vardı. Sorarcasına baktım
yüzüne. “Burçak Güntekin’ e bakmıştım.”
“Evet benim.” dedim soğukluğumu bozmadan. Yüzüne yerleşen şaşkınlığı gizlemeye gerek duymadan beni baştan aşağı süzdü. Rahatsız olduğumu belli edercesine boğazımı temizledim.
“Ben yaşlı bunamış birini bekliyordum da şaşırdım.”dedi anlamsızca bakarak.
“Belli oluyor. demek çömez sensin.'dedim hafiften gülerek.
“Buradaki birçok stajer ve doktordan iyi olacağıma eminim” Dedi göğsünü şişirerek
“Demek sana bakıcılık yapacağım.” Dedim yüzümde memnuniyetsiz bir ifade takıp10 Yıl Sonra Çağrı'nın Ağzından:
Elimdeki boş içki şişesine bakıp iç çektim. Saat gece yarısını çoktan geçmişti. Merdivenlerden gelen ayak seslerine aldırmadım.
İçkinin boğazımı yakan tadına artık alışmıştım.
Sahra“yine mi ? yeter artık Erenın psıkolojısı bozulacak diye korkuyorum''ben sadece Eren için burdayım.'dedim sesimdeki kızgınlıkla.
'ama burdasın.'dedi alaycı bir tavirla.sinirle oturduğum koltuktan kalktım.ve Erenın uyudugu odaya yöneldim.Odanın kapısını elimden geldiğince sesiz açarak yavaş adımlarla yatağına doğru ilerledim. Yavaşça yatağa uzanıp onun küçük bedenini kollarımın arasına
hapsettim. Ve cennet gibi kokan kokusunu içime çektim. Ve kendimi uykunun huzurlu kollarına bıraktım.