1.BÖLÜM

18 2 0
                                    

multimedia:Adelya

    Ayaklarımdaki titremeye rağmen bir adım attım içeriye doğru. Işte tam olarak asıl acının  tarifi bu çocuklardı. Şu anda pek bir şey anlamıyorlar,kimseyi suçlamıyorlardı. Fakat benim yaşıma gelince anlayacaklardı. Şöyle şu küçük yaşlarında,henüz kendilerini koruyamayan küçücük bedenleriyle,savunmasız bir şekilde yapayalnız bırakılamazlardı. Kader sıçıp sıvıyordu hayatlarına.

    Varken,yok olmasını bildikleri için tutunuyorlardı buraya. Yoktan var edemeyeceklerini bildikleri için umutsuzlardı.

  

"Adelya abla?"derin bir nefes alarak yanımdaki küçük bedene döndüm. Gülümseyerek açtı kollarını. Ama ona sarılmamı engelleyen bir şey vardı. Şu kolundaki serum da neyin nesiydi? Hemen yanındaki hemşiresine çevirdim başımı. Aynı zamanda Nisan'ı kucağıma alıyordum koluna dikkat ederek.

  "Ne oldu? Yine mi fenalaştı?" Endişeliydim. Çünkü karşısına neler çıkacağını bilmeden,mutlu olmadan,daha büyüyüp  aşık olmadan hayata küsmesini istemiyordum.

 

  "Dün gece fazla ateşi vardı. Ayılıp  bayıldı"Açıklamasını yapan hemşireden gözlerimi alıp Nisan'a baktım. Saçımla oynuyordu.

  

"Nisan?" Hesap soracağımı anladığı için konuyu saptırdı."Saçların çok güzel. Örebilir miyim?" Güldüm. "Tamam. Odana gidelim,orada ör." Konuyu daha da uzatmamama sevinerek sarıldı bana.

 
  Bu kızın sıcaklığını kaybetmek istemiyordum. Yumuşacık,sıcak ellerininin,benim soğuk kalmış ellerimden çekilmesini istemiyordum. Geleceği vardı henüz yaşayacak. Daha mutlu olacağı anlar vardı. Belki anne ve babası onu şu lanet yerden kurtaracaklardı. Belki koruyucu ailesi olacak,onlarla mutlu olacaktı. Belki de 18 yaşında buradan ayrılıp yaşayarak öğrenecekti hayatı. Ama onun geleceği vardı. Bir de ben vardım.

  Ona aile olduğumu söyleyip duruyordu hep. Ama bilmiyordu böyle olmaya devam ederse ben ailesiz kalacaktım. Kimseye güzel bir itirafta bulunamadığım için şu küçük kıza bile benim ailem olduğunu ve onsuz yapamadığımı itiraf edip mutlu edemiyordum onu. Ama onu çok seviyordum. Insanlardan çok...

    Bizimle birlikte odaya giren hemşireye döndüm. "Sen çıkabilirsin"dedim ona ters ters bakarak.

  "Ama..."diye başlayan lafını böldüm. "Çıkabilirsin dedim"diye tekrarlayınca bir şey demeden odadan çıktı.

 

  "Neden ona kötü davrandın?"kucağımdaki Nisa'ın varlığını hatırlayarak gülümsedim ve onu yatağına oturtturdum.

    "Çünkü sözümü dinlemiyordu"Ben de yatağının yanındaki tekli koltuğa oturdum.

  "Ben sözünü dinlemesem bana da öyle yapar mısın?"diyerek masumca dudak büzdü. "Hayır. Ben sana kıyamam"dediğimde gülümsedi. "Ama götün kalkmasın hemen"diye eklediğimde kolumu dürttü. "Terbiyesiz konuşma"diyince güldüm. "Neyse ben senin saçını yapacaktım."

    Koltuktan kalktım ve yatağının yanında yere çömelerek ona sırtımı döndüm. Böyle anca ulaşabilirdi saçlarıma.


    Minik elleri saçlarımı hafifçe okşayıp üç'e ayırınca gülümsedim.

9Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin