Nihayet okul bitmişti. Okuldan kalkan servislerimiz bugün izinli oldukları için yurda giden öğrenciler kendi imkanları ile yurda gidicekti. Tabi bu bizim için iyi bir şeydi. Okulun yurdunda kalmanın tırın altında kalan karıncanın cenaze namazında kalp krizi geçiren annesinin çektiği işkence kadar olduğunu deyenimlerime dayanarak söylüyorum. Dışardan gözüktüğü kadar eğlenceli veya aileden uzak olduğu için özgür falan değil. Eğer liseli bir kız olarak okulun yatılı yurdunda kalıyorsan işler istediğin veya hayal ettiğin gibi olmaz. İstediğin zaman dışarı çıkamazsın, kırtasiye bakkal giyim gibi temel ihtiyaçlar için bile yurt görevlisine söylersin ve bu bizim yurdun kız yurdu olmasına rağmen görevlinin erkek olması anormal durumlardan yanlızca bir tanesi. Ne yazık ki.
İşte yine altı kişi olarak yürüyorduk. Çeneleri normalde kapanmayan kızlar nedense şimdi angut yiyen kertenkeleler gibi hiç konuşmuyorlardı. Ta ki Esma aç ayısının ve ondan eksik kalmayan Reyna'nın "BİM gördüm!" diye böğürmesine kadar. Olanları takmayan Hanne bile suratındaki at boku ifadesinden sevindiği imajını veriyordu.
Derin bir nefes aldım ve Bimin nadide kokusunu iliklerime işleyene kadar çektim ve patlayana kadar içime hapsettim. Ne kadar da özlemişim canım Bim kokusu. Gözlerimi açtığımda Sümeyra'nın da aynı şeyi yaptığımı görünce ikimizin de dudakları gözlerimizi çukurlarına hapsedecek şekilde kıvrıldı. Ardından meşhur çakışını yapmak için elini havaya kaldırdı. Tam vuracağım sırada saçına jole süren erkekleri aratmaksızın o hareketi yaptı.
"Çocuklaşma" diye sırıttı küstahça.Ona lamanın tükürüğünden daha balgamlı bir iğrençlik abidesi olan kusmuğumu fırlatmadan önce kutsal bimde olduğumu fark edince ağzımdaki şeyi yavaşça mideme doğru indirdim.Yaptığı yetmezmiş gibi yanıma yanaşıp omzuma kolunu attı "Efnan her seferinde kanıyorsun yapma böyle şeyler kendini toparla biraz!" dedi alayla. Sahi ben neden unutmuştum daha 10 dakika önce aynısını yaptığını. İşte O'nun cevaplayacağı sorulara yeni bir tane daha eklemiştim. Ne kadar da özenilecek bir soru listesi(!)
Kızların yanına döndüğümüzde aylardır Bime gelmemenin özlemi ile nerdeyse bütün yurdu doyuracak kadar abur cubur almışlardı tabii baharatlı krispi de.
Hala fişin sonundaki üç basamaklı sayının verdiği şoku atlatamamıştım. Bildiğiniz Bimi soymuşlar tamı tamına 237 TL! İnanabiliyor musunuz? Bu asgari maaşla arasında 600 TL fark olan bir sayı, bu üç basamaklı bir ölüm haberi, bu çok fazla.
Sonunda yurda gelebilmiştik. Herkes ödev yapıyor gibi gözüksede kitap altında telefonla oynadıklarını biliyordum ve onları kınamıyordum çünkü içlerinde ben de vardım, bu gurur duyulacak bir şeydi bana göre. Derken telefonumun titremesiyle irkildim. Mesaj İrem'dendi.
"Çabuk ol koridordayım."Kafamı telefondan kaldırıp etrafta göz gezdirdim. İrem ne ara çıkmıştı ki. Yavaşça sandelyeden doğruldum. Oturma organım sandalyeyle bütünleşmişti sanki. Başımızda duran abladan lavobo izni alıp hızlıca kapıya yöbeldim İrem kabız olmuş birinin yüzü kadar kızarmış beni bekliyordu. "Koşsana gerzek kafalı" dedi anırırcasına. Okan -İrem'in sevgilisi- bu kıza nasıl dayanıyordu. Her gün her saat beraberlerdi ve birbirlerinden hiç sıkılmıyolardı. ben bile o kadar sırnaşık olmalarından bıkmıştım.
Kolumu bukalemun gibi kavradı ve hunharca çekiştirdi. Acıyla inledim.
"Ne yapıyosun ya!"
Hain sırıtışını yaptı. Bi annenin "İyi bok yedin!" sırıtışı."Bunu görünce ayak parmaklarım için saygı duruşunda duracaksın saf."
Cidden salaktı bu kız. Acaba yine ne saçma şey için benim oturma organımın rahatını bozmuştu. Merdivenlerden beni sürekledi. Sabrım tükendi derken yurdun güvenlik görevlisiyle konuşan buz devrindeki sincabın palamutuyla aşkını uzaktan izleyen manda sürüsünü andıran bakışlarıyla O duruyordu karşımda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKMEK ARASI
Randomİki kız kardeş. İkiside Amerika da olan babalarının yanına gidebilmek için mücadele ediyor. Bir yandan babasının yanına gidebilmek için çalışan Efnan ve Ona destek olan arkadaşları, diğer yandan ise kalbini fena halde kaptırmış iki ekeğin arasında...