Aklıma gelen ilk soru, Onun neden "kız" yurdunun bahçesinde güvenlik görevlisiyle konuşuyor olmasıydı. Bu soru damarlarımdaki kanı içine çeken vampirin pipet kullanması kadar saçmaydı. Derin of çektim ve İrem'e döndüm.
"Beni buraya neden getirdin ki daha önemli işlerim var!" İrem, bir gergedan boynuzunu kürdan olarak kullanan sırtlanın ziyafetinden sonraki geyriğinin ağızından çıkan hız süresine yakın bir hızla lafı ağzımdan aldı. "Bunun doğru olmadığını ikimizde biliyoruz. Bu arada merak etme sevgilisi yok sadece kardeşini görmeye gelmiş." Her halimden belli olan sinirimi İrem'den çıkarmak istemiyordum çünkü İrem çok narin bir kızdı anında incinebilirdi. Sonunda duvarı vahşice yumrukladım, sinirim iyice geçince bu sefer eklemlerimdeki ağrı tavan yaptı. İrem masumca tebessüm ederken Ona "Komik mi?" bakışımı attım. Aldırmadan serçe gibi zıplayarak uzaklaştı. Arkamı döndüm ve kapıdan çıkmak üzere olan Onu izledim. Eline aldığı kaskı takarak uzaklaştı. Bir dakika Onun ehliyeti olamazdı ki! İşte bir soru daha!
Etüt bitmiş olacak ki Esma yine açlıktan birilerine bağırıyordu. Odaya girdiğimde, yılların ciddisi Sümeyra Uğur'la ciddiyetini kaybetmeyi bırak sıfırın altına düşmüş bir sırnaşık olarak konuşmaya çalışıyordu. Uğur yakışıklı, bir o kadar da tatlıydı. İyi anlaşırdık. Sümeyra'yı çok sahiplenmişti. İkisi birbirinin tersi olsalar da panda gibiydiler.
Rana da büyük ihtimalle Ramazan'la mesajlaşıyordu. Ramazan üniversite ikinci sınıftaydı, Rana'yla nasıl anlaşıyolar hala anlamasam da alışıyordum. Rana'ya Ramazan deyince hayat dururdu. Hiç kimse Onun hakkında yorum yapamazdı. Aşırı kıskançlardı ama bu Ramazan'ın çekilmez olması anlamına gelmezdi. Ramazan cidden çok cinsti hala kişiliğini çözememiştim ama sonuçta arkadaşımın sevgilisi -Reyna'dan üç yaş büyük olmasına rağmen- katlanmak zorundaydım.
Hanne de okulun en karizma erkeğine sahip olmasına rağmen Onunla sosyal anlamda konuştuklarını görmemiştim. Onlar gerçekleri oynuyolardı ve bu cidden gizemliydi ama iyi bir çift olduklarını yürekten doğruluyorum. İrem'le mangala oyununa dalmış olan Hanne'nin yenilecekmiş gibi bir hali vardı ve bu gerçekten korkutucuydu. Ben de yalnız bir kız olarak kitap okumak için yatağıma otururken telefon görüşmesini bitirmiş olan Sümeyra oturmamam için kolumu çekiştirdi
"Hadi kızlar Efnan'a süprizimizi gösterelim. Hadi!"Şaşkınlıkla "Süpriz derken?" diye sordum. "Aslında benim annem üvey olduğu için doğduğum günü bilmediğinden 21 Mayıs diye sallıyacak kadar delirmiş ve aslında doğum günüm 11 Kasım olduğunu gerçek annemden öğrenip üzerinde 'hayatın yalan' yazan bir pasta mı yaptırdınız? Ne kadar da cani bir arkadaş topluluğu!"
Söylediklerimi göz kapakları ağaç kakan tarafından kakalanmış bir baykuşun şaşı bakışları kadar safça dinleyen Sümeyra ve arkasındakiler aslanı ağacın kütüğünden çıkaracak kadar sesli kahkaha atmaya başladılar. Olanları anlamadığım için kendimi daha da ezik hissettim.
Sümeyra kendisini toparladığında dostça sarıldı ve "Bu senaryoyu beş saniye içinde nasıl yazdın? Cidden alemsin Efnan!" Rana Sümeyra'nın lafını bölerek; "Ayrıca illa süpriz yapmamız için doğum gününün olması gerekmez." dedi kibirle.
"Bu gün seni bambaşka biri yapacağız. Okulun en güzel kızı sen olcaksın." dedi Hanne. Bunu gerçekten inanarak söylemişti.
İçimde az bir ümit olsada çaktırmadan "Nasıl olcakmış o?" dedim tersleyerek. İrem çok önceden düşünmüş olacak ki hemen atıldı. "Tabiki de senin için araştırıp yaptığımız karışımlarla."Esma cırladı "Hadi başlayalım! Otur."
Yüzümde memnuniyet belirten bir gülümsemeyle mor kadife kumaşla kaplanmış sandalyeye oturdum."Eğer sonu kötü olursa sizin sonunuzda farklı olmayacak. Hepinize karıncanın folik asitini içirerek ölmenizi izlerim.Bundan emin olabilirsiniz."
Rana sevecen tavrıyla yanıma gelip kumral saçlarımı topladı. Arada saçlar kalsada mütüş gözüküyordum. Karşıma geçtikten sonra "Ben yaptım" der gibi ağzını yamulttu. Gözlerimi devirirken gülümsediğini hissediyordum. Canım Reyna.
Sıra Esma'daydı. Gururla yanıma gelip "Seni Adriana Lima'dan daha mükemmel yapacağıma emin olabilirsin. Tecrübeliyim nasıl olsa." deyip kıkırdadı. Esma her Çağlar'la buluştuğunda düğün sahibinin görümcesi kadar hazırlanır ve yüzü makyajdan görünmezdi neredeyse. Her gün buluştuğu için de tecrübeliydi.
Saçlarımla işi bittiğinde İrem bir tas getirdi. İçinde ne olduğunu göremiyordum. Tası önümdeki masaya koyduğunda düğünde yemek yerken plastik çatalın kırılması kadar tiksinç duyguyla geri çekildim. Cidden iğrenç kokuyordu ve hala ne olduğunu çözememiştim. İrem'e korkunç olduğunu düşündüğüm bir bakış attıktan sonra;
"O cıvık cıvık, iğrenç kokan şeyi bana dokundurmayacaksın umarım?"
İrem isyani tavrıyla konuşacakken üstün zekasıyla ve tüm orangutanlığıyla İrem'in sözünü kesen Sümeyra adeta ilk defa tavuk gören gergedan gibi anırdı:
"İğrenç dediğin o şey her sabah kahvaltıda yediğin yumurta sarısı bal ve zeytin yağı. Ayrıca bu mükemmel karışım seni prensesleri kıskanacakları bir güzellik katacak. Hadi başlayalım!"
Tükürürcesine "Asla!" der demez her yanımda beni kaçırmaya çalışan kötü adamlar gibi etrafımı sardılar. Elimi ve kolumu tutsak gibi bir çırpıda mor kadife sandalyeye bağladılar.
Asıl işkence şimdi başlıyordu! Bu iş bittiğinde yüzlerinde bir normal yer bırakmayacağım hepsi birer geviş getiren memeliler gibi çaresiz kalacaklar. Dayan Efnan dayan!
Merhaba arkadaşlar hikayeyi yazmaya başladığımdan beri ilk defa not yazıyorum.Bu bölüm biraz geç geldi ama malum okullar. Umaım beğenmişsinizdir. Yorum yapmayı birde oy vermeyi unutmayın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EKMEK ARASI
Acakİki kız kardeş. İkiside Amerika da olan babalarının yanına gidebilmek için mücadele ediyor. Bir yandan babasının yanına gidebilmek için çalışan Efnan ve Ona destek olan arkadaşları, diğer yandan ise kalbini fena halde kaptırmış iki ekeğin arasında...