Tehlike

13 2 0
                                    

Filmimizi izleyip yatmaya karar verdik,ikimiz de oldukça yorgunduk onu "Geçmişimin karanlık yüzüne çekiyordum."Ama onun da peşimden sürüklenmesini istemiyordum,8 yaşımızdan beri birlikteyiz 6 seneden beri sevgiliyiz,o bana sevgiliden öte sırdaşım,arkadaşım,ailemdi onu çok seviyordum,onunla uyumayı seviyordum.
--Sabah kurduğum alarm sesine yataktan fırladım,Toprak hala uyuyordu.Banyoya girip elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa indim,dolaptan malzemeleri çıkarıp krep yapmaya başladım kahvaltı masasını hazırladım krepler mis gibi kokmaya başlamıştı,kendi kendime şarkı söyleyip krepleri yapmaya devam ediyordum.Birisi beline sarıldığı an yerimde sıçardım Toprak uyanmıştı uykulu uykulu bakan gözleriyle
--Kreplerin kokusuna uyandım ne güzel kokuyorlar ya
Deyip gülmeye başladı arkam dönüp omzuna vurdum
--öküz işte ne olucak anca Kreplerin kokusuna uyanırsın.
Deyip krepleri yapmaya devam ettim
Toprak'ta karşıma geçmiş şirinlik yapıyordu küçük yavru köpek gibi dudaklarını bükmüş,bana bakıyordu.
Öküz işte anca böyle köpek yavrusu gibi bakar.
Toprak'a;hadi hadi işimiz çok kavga etmeye bile vaktimiz yok.Gerçektn ben ne zamandan beri arza çıkarıp sana bağırmadım yaa.
--Toprak;Bu akrep olayı anca benim işime yaramış desene :))
Masaya oturup çayları koydum,hızlıcan kahvaltıyı yapıp masayı topladım.Toprak da yayılmış koltukta gazete okuyordu,sessizcd dibine gidip kulağının dibinde bağırdım yerinden sıçramasıyla kalkması bir oldu.Hemen yukarı odaya çıkıp buradaki kıyafetlerine bakmaya başladım,beyaz yüksek bel şortumu yatağın üstüne attım,ardndan siyah gömleğimi de hızlıca giyinip aşşağıya indim.
Toprak bağrınıp duruyordu neymiş şort giymiştim falan onu dinlemeden çantamı alıp sırtıma taktım ve siyah spor ayallabılarımı giyip Toprak beyi beklemeye başladım.
Toprak'la arabaya atlayıp kağıtta yazan adrese gidiyorduk,nedense bu mafyalarında büroları neredeyse bulunduğumuz yere 1 saat uzaklıktaydı,yol git git bitmiyordu.
En sonunda varmıştık büroya baya büyük bi yerdi,içeri girip asansöre bindik 4.kata çıktığımız zaman tek bir kapı vardı simsiyah ve fazlasıyla büyüktü,içeri girdiğimiz zaman masasının üstünde otuza yakın silah modelleri vardı öylece donup kalmıştım.Tamam benimde silahım vardı ama tek bi tane bu kadar silah görmeyi beklemiyordum içeri girdiğimizde şaşkınlığıma gülümseyen adam karşımda belirdi.
Adam;6 senedir bu işi yaptığınızı söylediniz hanımefendi neden bu kadar şaşırdınız bu kadar silahı bir arada görmediniz mi hiç?
Altında birşey arar gibi gözlerimin içine baka baka ağzımı aradı,sakin olmaya çalışarak.
--Yok silahlara şaşırmadım,içeri girdiğimiz zaman sizi görmeyi bekliyorduk,silahlarınızı değil.
Diyerek işin içinden çıktık masasının yanındaki koltuklara oturarak konuşmaya başladık Toprak ve Mert bey silahların üretildiği imalathaneye gidiyorlardı,bende odanın içindeki kamera var mı diye kontrol ediyordum fakat hiç kamera yoktu adamın masasına giderek kurcalamaya başladım gereksiz evraklardan başka hiç birşey yoktu dolaplarını kurcalamaya başladım sadece bir çekmecesi kilitliydi kafamdaki tel tokayı çıkarıp çekmeceyi zorladım şans benimleydi sanki bugün,çekmece açıldı ama matruşka gibiydi sürekli kabuk bağlıyordu sanki içindekiler kutu içinde kutu ve hepsi kilitliydi tam dolabı açıcakken camdan Toprakların geldiğini gördüm saniyeler içinde odaya gireceklerdi öylece kalmıştım ve ne yapacağımı bilmiyordum...

Karanlık GeçmişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin