Yine Yeni Yeniden

160 8 0
                                    

Gökhan'dan

Nerelerdesin sen.. Çok özlemişim seni... Zincirlemişsin kalbimi kendine. Bekledim seni. Hergün bekledim. Ama sen gelmedin. "Gülleriniz hazır. Buyrun tam 56 tane." Parasını ödeyerek kendimi huzurda hissettiğim o eve gittim. O huzurlu hissettiğim ev sadece Cansu'mun kokusuyla doluydu. O ev onunla olan anılarımla, anılarımızla doluydu. Bir an olsun Cansum aklımdan çıkmıyordu. İntiharının ardından 8 hafta geçmişti. 56 gün, onsuz geçirdiğim 1344 saat.. Kurtulmak istedin bu hayattan. Ama beni neden hiç düşünmedin be Cansum? Sensiz nasıl yaşarım neden hiç düşündün mü? Cansu o gün intihar etmişti ama biz onu bir türlü bulamadık. Kayboldu adeta.. Filiz teyzeyi de ziyarete gitmeliydim. Cansu intihar ettikten sonra dayanamadı. Akıl hastahanesine kapatmak zorunda kalmıştık. Uçurumun kenarına geldim. O hırçın dalgalara baktım. Belki de birgün bu dalgaların içinden Cansum çıkardı. Onun ölmediğini düşünmek tek yaşama sebebimdi. Bir yerlerde yaşıyordu. Ben bilmesemde görmesemde yaşıyordu. Paketten bir gül çıkardım ve kokladım. Hiçbir koku Cansumun kokusu kadar güzel değildi. Eşsiz bir kokusu vardı. O eşsiz kokusunu bir kez daha içime çeke çeke koklamak istiyordum. Anladım ki aşık olduğun kişi yanında olmasa bile sen onu sevmeye devam edebilmişsin. Aşk karşılıksız olabildiği gibi karşılıklı olup yanında olmasa da olabiliyormuş. Gülü bıraktım denize. Ve diğer gülleri de ayrı ayrı koklayarak bıraktım denize... Belki bir gün o güller Cansuma ulaşır diye... Belki bir gün gelecekti Cansum. Ona eskisi gibi sıkı sıkı sarılabilecektim birgün. Ve ona sarıldığım gün bir ömür ellerini tutacağım. Bir ömür...

Emre'den

Hızlı adımlarla hastahaneye girdim. Onu çok özlemiştim. Cansu günlerdir yoğun bakımda yatıyordu. Hayat bir kez daha çıkarmıştı karşıma. Aradan yıllar geçmesine rağmen masumluğunu, güzelliğini hiç kaybetmemişti. Yıllardır bir balıkçı kulübesinde yaşıyor ve balık tutarak geçimimi sağlıyordum. 2 ay önce eski hayatıma dönmek istediğim bir günün sabahında eskisi gibi sabah yürüyüşüne çıktım. Denizin kokusunu içime çekerek, kumsala vurmuş deniz yıldızlarını geldikleri yere göndererek ilerliyordum. Kumsala vurmuş bembeyaz bir şey gördüm. Daha dikkatli bakınca bir insanın yattığını farkettim. Koşarak yanına gittim. Kadın parçalanmış bir gelinlikle yüz üstü yatıyordu. Yavaş hareketlerle kadını çevirdim. Saçlarını yüzünden çektiğim an gördüğüm kişiyle ölmek istedim. Karşıma çıktığında bu halime döneceğimi düşündüren tek kişi: Cansu, karşımda ceset gibi yatıyordu. Hızla kalbinin atıp almadığını anlamak için ellerimi boğazına götürdüm. Kalbi atımıyordu. Aşkı tattığım, beni bu denli kör eden, aşkıyla yanıp tutuştuğum kişi ölmüşmüydü? Olamazdı değil mi? Evlenmiş miydi? Bir insan evlendiği gün denizden cesedi nasıl çıkabilirdi? Hızla kalbini dinledim. En ufak bir ses bile yoktu. Suni tenefüs yaptım. Bir türlü hayata dönmüyordu.

Ellerini tuttum. Buz gibiydi. Hiç tutamadığım o eller çok soğuktu. "Ne olur ölme. O hiç bakmadığın gözlerin bir kere baksın bana. Hiç tutamadığım ellerin bir kerecik tutsun ellerimi. Aşkla olmasada olur. Senin bir gram dostlukla baktığın gözlerine, dostça tutacağın ellere bile razıyım." Kalp masaji yapmaya başladım. Kalbini tekrar dinledim. Duyduğum ufacık sesle içime bir umut ışığı doğdu. Etrafa baktım. Yardım isteyebileceğim hiç kimse yoktu. Yavaşça kucağıma alarak koşmaya başladım. Biraz ilerideki kulübede kalan Rasim amcanın evine geldim. "Rasim Amcaaa!! Rasim Amcaaa!" Diye bağırarak dizlerimin üstüne düştüm. Rasim Amca kapıyı açtı ve bir bana bir Cansu'ya baktı. "Yardım et.. Nolur yardım et!!" Koşarak yanıma geldi. "Yaşıyor mu?" Gülümseyerek " Yaşıyor Rasim Amca.. Yardım et hastahaneye götürelim." "Tamam arabaya götür bende anahtarı alıp geliyorum. Olabildiğince hızlı bir şekilde hastahane gittik. Ameliyata aldılar.

Kapının önünde beklerken Rasim Amca "İnşaAllah iyi olur. Nerde buldun onu?" "Ben onu değil o beni buldu. Kumsala vurmuştu. Kalbi durmuştu. İlk yardımla kalbi yavaşta olsa attı." Saklını sıvazladı. " Polislere ifadeni verdiğine göre artık gidebiliriz." "Gidemeyiz." Beni inceleyerek "Neden?" Diye sordu. "Çünkü, çünkü onu kurtaran kişiyi görmek isteyebilir. Burda kalmalıyız." "Burda kalmalıyız çünkü onu tanıyorsun." Şaşkınlıkla gözlerine baktım. "Sen kal. Ben daha sonra gelirim." Dedi ve gitti. Cansu o gün ameliyattan çıktığından belli komada. Ve ben onu hiç usanmadan hiç bıkmadan bekliyorum. Birgün uyanacak o uykudan. Bakacak gözlerime. Ve belki de birgün o dudakları beni sevdiğini söyleyecek. Yoğun bakım ünitesinin bulunduğu koridora girdim. Yanımdan birkaç hemşire ve doktor koşarak Cansu'nun odasına girdi. Peşinlerinden koşarak camdan baktım. Perdeyi kapattıkları için onu göremiyordum. Birkaç dakika sonra içeriden bir hemşire çıktı. Kolundan tutarak kendime çevirdim. "Neler oluyor? Ona bir şey mi oldu?" "Uyandı.."

Vee yeni sezonun ilk bölümü hayırlı olsun :) ins begenmissinizdir :) yb en kısa zamanda gelecektir :)

Ben Seni Affettim.. DÜZENLEMEYE ALINMIŞTIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin