1 ◾ YUMURCAKLAR

78.2K 2.1K 243
                                    

-DÜZENLENMİŞTİR-

Göz altlarımdaki morluklar, dün gece sabaha kadar zıplayıp uyumamamizin verdiği etki ile bildiğiniz beni öcüye çevirirken bir yandan da salaklarla dolu bir odada üzerimi giyinmeye çalışıyordum ama daha çok laf yetiştirip laf atıyordum, orası ayrı.

"Ya! Doğa! Benim topuklu ayakkabımı yine mi sen giydin? Sanki senin hiç yok ha! Ver onları ben giyecektim."

Kayra pantolonunu üzerine geçirmeye çalışıp, bir yandan da bana bağırdığında göz devirdim ve eteğimi düzelterek esnedim.

"Çok cimrisin. Ve nah."

Kayra bana göz devirerek ağzını oynatarak 'umursamiyorum sürtük' dediğinde sen bulamazsan ben hiç bulaşmam mantığı sustum ve

"Salak geç kaldın. Ahahaha mal daha yeni uyanıyor." Ona anlamsızca bakıyordum ama bunun mal mal kahkaha atması ile bir alakası yoktu.

"Sen neden saçının bir kısmı ile alnını kapattın?" dudaklarını hafiften araladı ve ağzını oynatarak konuştu. Fısıltıya benzeyen bir ses çıkartmıştı.

"Sivilce çıkmış." Evren yeni uyanmanın verdiği mallıkla kahkaha atmaya başladığında Kayra iki saattir savaşarak giydiği pantolonu incelemeyi bırakıp ilk Evren'e, sonra da Şiir'e baktı. Ben ise onların bu hallerine alıştığım için saçıma şekil vermeye çalışıyordum. Sonunda mantığımız Kayra yumdu gözünü, açtı ağzını.

"Bakın, biliyorsunuz, bu atıldığımız 5.okul. Ve bundan da atılmamamız gerekiyor." Tam tamına 5 tane okuldan atılmıştık ama hepsinde haklıydık. Kızı lavaboda sıkıştırıp, saçlarını yolmuştu. Kayra yerişmese kızı darp raporu alabileceği kadar dövecekti. Neyseki aileleri zengindi. Ve bu günde yeni okulumuzun ilk günüydü.

Şimdi ise okula gitmemiz gerekiyordu. Ben herzamanki gibi makyaj yapmak için erken uyanmıştım. Ve ne yalan söyleyeyim aramızda en güzel benim yani şimdi. Falan filan...

2 odalı küçük evden çıktık. Evet 2 odalı küçük ev. Çok tatlı...

Babalarımız, canımcımlarımız bize ev teklifinde bulunmuştu. Ama salak Evren'in tutumu ve gururu yüzünden yaz tatilini çalışarak geçirmiş, kendi paralarımız ile küçük bir ev tutmuştuk. Biz olmak!

Evren'in Ağzından;

"Doğa!" Şiir'in bağırması ile yeni okulda acaba kim ile sevgili olacağım düşüncelerim suya düştü ve gerçek dünyaya hızla bir giriş yaptım. "Gerizekalı gelsene buraya!"

"Tamam." Doğa'nın acele ettiği belli olan sesi yukarıdan duyulduğunda yağmur dansı yapmaya başladım.

"Doğa biraz bitkilerin yeşersin." kahkaha atmaya başladığımda Kayra kafama vurdu. "Allah seni kahretmesin."

"O fondoteni ne yapacaksın Doğaşkım?" Şiir korkarak geri geri yürürken ne yapacağını anladım ve sinsice gülümseyip aşkıma yardım etmek için diğer elinde tuttuğu fırçayı elime aldım.

"O sivilce ya patlayacak - ki iz kalacağı için o seçeneği eledim - ya da bu fondoten yüzüne sürülecek." Doğa ile cadı kahkahasını attığımızda Kayra'nın da Şiir'in arkasına geçip saçından tutması ile makyaj sürme işlemi başladı.

"Öğ. Bana bunu yaptığınıza inanamıyorum!"

*****

"Kanka neden her gelen çocuğa çarpmak için bileğini burkmuş gibi yapıyorsun?" dedi Şiir. Ben ise Doğa'ın aklından geçeni hemen anlatmaya başladım.

"Filmlerdeki gibi yakışıklı biri ile çarpışayım, ardından kitapları toplarken ellerimiz birbirine değsin ve göz göze gelelim istiyor." Evet. Bu doğruydu. Yani o söylememiş olsa bile bunu biliyordum çünkü ben olmak bunu gereltirir! Durmadan kitap karakterlerine aşık olup duruyordu. Ve bu iş çok can sıkıcı olmaya başlamıştı. Hergün bana yeni karakteti anlatıyordu. Yani anlayacağınız her gün işkence çekiyordum.

Şiir'in Ağzından;

Hızla okula girdiğimizde Evren ve Kayra önden yürürken -daha doğrusu maratona girmiş gibi koşarlarken- içimden şimdi dalga geçemezsem, hiç geçemem diye düşünüp kolumu Doğa'ın omzuna attım. Boyuö uzun olduğu için abla kardeş gibi duruyorduk. Basketçi kızım ben. Olacak o kadar.

"Kanka, aşık olabilirsin. Bak bana, ben basketbol topu ile yataktan çıkmıyorum." Doğa sinirlenip koluma vurdu. Sonra yüzünü ekşitti. Kesin eli acıdı malın. Bana ise hiçbirşey olmamıştı. Kımıldamamıştım bile. Neden? Çünkü ben benim.

"Ya mal mal konuşma Şiir. Salak salak yprumlar yapıyorsun en sonunda seni döveceğim o olacak." içimden her ne kadar nah döversin sen beni demek geçsede birşey demeyip güldüm ve basketbol oynayan çocukların yanına gittim.

"Verin bir tane atayım. Canım çekti." Zaten 9.sınıf olduları belli olan çocuklar ilk bakıştıklar Ardından biri bana topu atıp, yana doğru açıldı. "Ablanızı izleyin şimdi beybiler."

Kahkaha atarak rahat bir pozisyona geldim ve dizlerimi hafiften kırarak, topu potaya attım. Tabi ki de basket!

"Ooooo. Ben olmak. Ne de güzel attım öyle. Neyse oynayın bücürler." gülümseyerek saçlarını karıştırdım ve yürümeye başladım. Diğerleri okula girmişti. Tabi ben kimimki? Beklemeyin siz beni!

Kayra'nın Ağzından;

Evren kulağıma yaklaşıp fısıldadı.

"Bu okulda çok taş bebeler var lan!" Gözlerimi devirdim ve gülümsedim.

"Gerizekalı."

Evren ile pek iyi geçinemiyorduk. Ama durumumuz idare ederdi. 5 yaşından beri arkadaştık ve hep birbirimize gıcık kapmıştık. Diğerleri ile şimdiye kadar küçük tartışmalar haricinde hiç kavga etmemiştik. Evren hariç. Onunla da pek yoktu ama yine de büyük kavgakarımız olmuştu.

Okuldan içeri girip, merdivenleri çıktığımız sırada Doğa'nın bağırması üzerine arkaya baktık. Bir tan çocuk ile çarpışmış, kitapları yere düşmüştü. Aha. Hayali gerçek oldu.

Çocuksa taştı taş... Evren'in gözü çocukta kaldığı için o filmlerdeki meşur aşk sahnesinin yaşanmasına izin vermeden yanlarına gitti ve bağırdı.

"Ne duruyon lan! Film mi çekiyoruz? Doğa toplamayacak. Sen toplayacaksın. Allah Allah!"

Dedikten sonra sesini alçalttı.

"Adın ne senin?"

Çocuk güldükten sonra konuştu.

"Kaan. Adım Kaan."

Jkj

4 TATLI BELA #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin