GERÇEKLERİM ∞1

15 1 0
                                    


Yine o lanet kâbus sonrası kulakları kanatacak gürültü. Lanet olsun!

" Hey, çabuk uyanın! Dediğimi yapın. Aksi takdirde buna devam ederim!"

Ve yine o kulak tırmalayıcı ses.

Ayakta duracak halim yoktu. Bir çiçeğe suyunu vermezsen yaşaması ne kadar mümkün olabilir? Tıpkı benim gibi. Sadece ben hala yaşıyorum. Tek farkımızda bu ya! Ben imkânsızı başarıyorum.

Neden buradayım? Neden bu acıları yaşamak bana zorunlu kılındı? Neden beni kurtarmak yerine daha fazla karanlığa batırıyorlar? Neden biri beni aydınlığa çekmiyor? Neden?

Kapım büyük bir gürültü ile açıldı.

Ayak sesi.

Ve karnıma inen nefes kesici o tekme!

Ah, lanet olsun!

Ben çaresizce nefes almayı umarken tekme sonra klasik küfür seanslarına başladım. Sonunda nefes aldığımda soluk borumdan geçen oksijenin boğazımı yaktığını hissetim.

" Dilsizsin ama beni anladığını umduğum küçük bir beynin var sanırım. Senden sadece uyanman istendi. Neden dinlemek yerine hala uyuyorsun?"

Tam ikinci bir tekmeye hazırlanırken odanın içerisinde daha önce hiç duymadığım bir ses yankılandı.

"Hey hey, Peter ! Ne yaptığını sanıyorsun sen?"

Tekme için kaldırdığı ayağını yere indirdi. O sırada tanımadığım sesin sahibi bana doğru yönelince bana yardım etmeye çalışmasına elimi aramıza koyarak engel oldum. Fakat o beni dinlemeyerek yanıma eğildi.

"İyi misin?" diye sordu.

İyi mi? Burada böyle çaresizce oturmuş, aydınlığa kavuşmayı bekleyen biri ne kadar iyi olursa o kadar iyiyim.

"Dokunma ona Alej! O kız sorunlu. Ayrıca işime bir daha asla karışma. Burada böyle."

"Alejandro!"dedi yabancı ses.

" Her neyse."

Ve ayak sesi. Umutsuzluğumu her gün daha da körükleyen.

Karnımdan tutarak oturur bir konum aldım. Karşımdaki gri, kirli ve çatlaklı duvara döndüm.

"İyi misin Hazel?" dedi yumuşak ve iyi niyetini belli eden sesiyle. Cevap veremedim.

"Seninle konuşmak için geldim. Tam zamanında burada olmuşum. Yardıma ihtiyacının olduğunu söylediler. Yardım etmek isteyenlere sessizlikle karşılık vererek onları engelliyormuşsun. Bana gelen bilgiler doğrultusunda konuşuyorum. Merak ediyorum da nedir bu sessiz kalmana sebep olan acı gerçek. Her neyse bunları sonra konuşacağız. Ama ben sana yardım etmek için buradayım ve edeceğim. Bu arada ben Alejandro , Hazel."

Boş gözlerimi onun kararlılıkla parlayan gözlerine çevirdim. Sustum sadece sustum. Aylarca sustuğum gibi sadece sustum. Oysa ki suskunluk benim için yeni bir şey değildi.

Ben düşünürken o her gün bu saatlerde sesini sıkça duyup lanetlerler okuduğum ve ağır küfürlerle itham ettiğim adam kapının önünde durdu. Ben bakışlarımı ağır ağır duvara çevirirken ;

" Alejandro, ona yardım etmeye çalıştılar. Ama o aptal kız aksi gibi hep reddetti. O lanet olası, inadıyla susmaya devam etti. O kız suskunlukla cezalandırılmış. Eğer o kızla konuşmak gibi bir aptallık yapacaksan şimdiden vazgeç. Aksi takdirde sonrasında pişman olursun."

Evet. Doğru söylüyor. Tanrı beni suskunlukla cezalandırmıştı.

Adını aklımda tutmaya gerek duymadığım çocuk bana doğru eğilip , " Sen istediğin kadar inat et. Ne pahasına olursa olsun sana yardım edeceğim." dedi Peter 'in duyamayacağı bir sesle. Ardından hemen odadan çıktılar ve o karanlık kapıyı kapattılar.

Kapı sesi bana burayla ilk tanıştığım günü hatırlattı. Utanç ,korku ,yıkım...

Her şeyimi kaybettiğim , her şeyden eksildiğim gün.

O günleri tekrar yaşamamak adına silkelenip düşünmeyi bıraktım. 

GERÇEKLERİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin