Beklenmedik Misafir

18 1 0
                                    

O sadece mükemmel aşık rolü yapan profesyonel bir yavşak..

Artık onun için bunu düşünüyordum.

O gün otobüse binerken ailemi izledim. Gözü yaşlı annem ve küçük prensesini göndermek istemeyen babam vardı arkamda.

İşte o an anladım ki hayatta beni terk etmiyecek tek sahip olduğum kisiler onlar..
Deniz bile bırakıp gitmişti beni ve onu artık affetmem mümkün değildi.

Üniversiteyi kazandığımda ilk onun tebrik etmesi gerekiyordu , ilk o üzülmeliydi başka bir şehire gidiyorum diye. Oysa o şuan kim bilir nerdeydi..

Belki de yeni bir kız bulmuştu kendisine. İşte bu düşünceler her geçen gün ondan nefret etmeme daha da yardımcı oluyordu.

Umrumda değildi artik , ölmüş biriydi benim için. Zaten ölüden farkı da yoktu. Sesi uzak , kendisi uzak, tam bir ölü gibi işte...

Vee İzmir..

Yeni umutlarımın , yeni hayallerimin başlangıcıydı bu şehir. Ben herşeyi geride bırakmış, öyle gelmiştim buraya.

Gidenler gitmişti ve kalanların değeri daha çok artmıştı..

Ahmet o gün "Yeni hayatında başarılar" diye bir mesaj atmıştı. Ne olursa olsun her anımda, yanımda olan tek dostum oydu..
Aramız her geçen gün eskisi gibi oluyordu.
Benimle ilgilenmesi ve beni bu kadar düşünmesi çok hoşuma gidiyordu.

Deniz' den sonra sıhınabileceğim tek limandı , Ahmet.

Telefonum çalmaya başladı :
-Ahmet-
hemen telefonu açtım;

-Alo, Ahmet.

- Nasılsın Mina? Alışabildin mi İzmir'e ?

- Yurda yeni geldim, şimdilik bir sorun yok, zamanla alışacağıma eminim. Sen nasılsın döndün mü Ankara'ya ?

-Evet döndüm. Şey birşey söyleyecektim sana.

-Tabi. Seni dinliyorum..

- İki hafta sonra İzmir'e teyzemlerin yanina geliyorum da buluşma imkanımız var mı ?

- Tabi ki Ahmett ! Bunu sorman bile saçmaydı..

Telefonda derin bir nefes alıp verdiğini duyduktan sonra;

- "Bunu sormak bu kadar zormuydu gerçekten?" dedim.

- Hafif utangaç bir ses tonuyla ; "Sanırım biraz zorlandım evett kabul" dedi.

Ona bu itirafları yaptırmak hafif egomu okşamakla birlikte beni mutlu ediyordu .

- "Neyse o zaman İzmirde görüşürüz prenses.." dedi.

Prenses kelimesini babam bana seslenirken kullanırdı. Ahmette bu ismi çok beğendiğinden arada utanarak da olsa, bana bu isimle hitap ederdi.

- "Görüşürüz avukat bey sizi seviyorum." diyerek telefonu kapattım.

Eminim şuan onu sevdiğimi söylediğim için havalarda uçuyor olmalıydı.

Onun şuanki halini düşünerek kendi kendime gülmeye başlamıştım.

Hafta sonu geldiğinde yurttan izin alıp İzmir'i keşfe çıkmıştım. Henüz arkadaş edinemediğimden dolayı yalnız başıma gezecektim..

Sahile doğru yaklaşınca dolmuştan indim ve yaya yürümeye başladım.

El ele yürüyen çiftler ve farklı yerlerden gelmiş , fotoğraf çekmeye çalışan bir insan seliyle karşılaşınca: İzmir'in ne buyuk bir şehir olduğunu bir kez daha hatırladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 15, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

..Diplerdeki Zirvem..Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin