Karşımda duran 1.85 boylarında, kirli sakallı,gözlerindeki boşvermişlik okunan adama baktım. Taş çatlasa benden 3 yaş büyüktü ama gözlerinde bi' şeyler görüyordum onun."Benle dalga mı geçiyosun sen? Deniz Çınaroğlu benim."
"Arkadan biri çıkıp -Hayır!! benim- diyecek mi bari? Dalga mı geçiyosun kızım sen benle"
"Ya ben ruh hastası mıyım taa nerelerden gelicem buraya başım binbir türlü belada, Deniz Çınaroğlı diye eve gelen hacizler arayan bankalar her şey bitti gelip birine şaka yapıcam!?"
"Onlar sana mı geliyodu lan?"
"Neler ya ne diyosun?"
"Babama yollanmasını umduğum faturalar . Oğlum ben gidip 3000 tane ingiliz anahtarı aldım para tutsun diye. Ben de diyorum bu herif niye beni arayıp delirmedi"
"Babanı niye sinir etmeye çalışıyosun ki? Ruh hastası mısın sen ya. Bendeki şansa bak bir tane bile mi normal insan çıkmaz ya karşıma. Hem bişey diycem sen-"
Demeye kalmadan yüzüme kapıyı kapattı. Herkes bana kapı açar,bu kapattı. Ben prensesliğimden ödün vermemek için arkamı dönerek gittim.Hödük.
***
Tavanı izlerken aklımdan bugün yaşadıklarım çıkmıyordu. Adı ve soyadı benle aynı olan bir insan? Tamam bu mümkündü sonuçta bulunmaz isimler değil ama bunu düşünüyordum. Mesela evlensek adım değişmezdi?
Ne diyorum ben ya?
O benle evlenmez ki.
Oha Deniz evlense sen de dünden razısın.
Kendimle cebelleşmekten bitap düşüp uyuya kalmışım. Sabah kalkıp kampüse gittim hiç derse giresim gelmedi nedense. Bişey vardı üstümde,aklımda.
Hani bişey söyleyecek gibi olursunuz sonra unutursunuz ya onun gibi. Bişey söylemem gerekiyomuş gibi, bi tarafım eksik gibi hissettim.
Okula geldiğim pantolon kazak kombinimi dedikodu sitesine yazan hazırlıklarla dalga geçecek gücü bile bulamadım kendimde. Ben hayatımda böyle gelmedim okula. Her zaman özen gösterir göze hitap ederdim. Bugün üzerimde gerçekten bi yük, ne bileyim bi gariplik vardı.
Hayatımın monotonluğuna renk katan güzel sesli bankacı hanımlardan biri aradı ben eve gitmek üzereyken. Hakkınızda hukuki işlem falan dedi bende devreler attı.
Naptım?
Deniz'e gittim.
Diğer Deniz'e
Zile elim varmadı. Sonra kendi kendime gaz verdim ve kapıyı yumruklamaya çalıştım. Kapının açılmasından ziyade beni kolumdan tutup çeken güçlü bir eli hissettim.
"Ruh hastası mısın lan sen?"
"Kızım bak düzgün konuş. Ders çalışıyoruz lan şurda"
"Bana şu güne kadar bugün itibariyle 180.000 lira taktın. Telefonum susmuyor. borçlu psikolojisine girdim senin yüzünden. Kes artık şu saçma şeyi"
Beni kolumdan tutup yatak odasına götürdü, evi efsane güzeldi,odasının her köşesi harikaydı. Dolabının içindeki metalik para kasası ortaya çıktı, göz ucuyla bana bakıp kafamı çevirdiğimden emin olduktan sonra şifre girdi.
"10"
"20"
"30"
"40"
"43. Al burda 43 bin lira var. Yarın gel geriye kalan 137'yi al."
"Bu mu yani?"
"Nesi bu mu kızım? para borç falan demedin mi al sana para, daha da veririm"
"Hukuki işlem başlatıcaklarmış hakkımda. 14 gün dolmuş ben napıcam şimdi adamlar ceza falan diyo ya"
"Yok öyle 14 gün olayı falan yemişler seni"
"Sen nerden bilcen. Adamlar bankacı?"
"Bende avukatım?"
"Sen mi bilcen yani?"
Tabi o bilcekti be. Saçma bişey dediğimi farkettiğimin o da farkındaydı, bana attığı bakıştan belliydi. Hayatımda böyle bişey yapmadım daha önce ama kucağımdaki bi tomar parayı yere attım, gözüm dudaklarına kaydı.
O da farkındaydı her şeyin.
Kendimi onun dudaklarına teslim ettim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Çınaroğlu
General FictionDuymuşsunuzdur mutlaka: Hani derler ya "Bazen ilk görüşte anlarsın,o insan senin kaderindir,bazense bir ömür boyu ararsın,bulamazsın.." Önyargılarınızı rafa kaldırıp okumaya karar verirseniz eğer: şu an elinizde tuttuğunuz şey iki insanın,hatta olab...