Abschied Nacht (Ayrılıģın ilk gecesi)

602 141 43
                                    


  Ağlamaya başlıyorum. Önce sessiz sessiz yaşlar dökülüyor gözümden. Çok sürmüyor birkaç dakika sonra yerini çığlığa bırakıyor. Bağıra bağıra ağlıyorum. Titreyen bedenime hakim olamıyorum. Haykırmak istiyorum.  

"Gerçekten bunu mu hak etmiştik!" Böyle bir son mu haketmiştik? Anlayamıyorum. Bir sigara yakayım belki kendime gelirim diyorum ama nafile daha da kötüye gidiyor herşey. Baş dönmelerimi çoğaltıyor ard arda içime çektiğim derin dumanlar. Farkında olmadan nasıl da bağlanmışım. Oysaki bağlanmak yok diye söz vermiştim kendime senden önce. Saatte epey geç olmuş yeni farkettim. Belki de saatler önce yaşadığımız ayrılık olmasaydı burada dünyanın en güzel kelimeleri gelecekti. Bilirsin uyumadan önce sana uzun uzun iyi geceler mesajları yollardım. Sevgimin en içten sözcükleriyle. Öyleki ben sabahtan düşünürdüm gece uyumadan önce seni dünyanın en mutlu insanı olarak uyutmak için göndereceğim süslü aşk dolu mesajları. Farkında olmadan 'yaşadığımız ayrılık' dediğim için üzgünüm. Ayrılığın acısıyla tek başıma savaşıyorum. Umrunda bile değil eminim. Zaten ne zaman oldum ki umurunda?

(1 hafta önce)

Odamın kapısı aralanıyor gelen Katarina . Kapıyı birkaç kez tıklatıyor ve içeri giriyor. Yüzünde tedirgin bir ifadeyle;

"Yezıl hanim iyi misiniz?” diyor. Ağladığımı görmesini istemediğim için yüzümü gardıroba dönüp elimin tersiyle git işareti yapıyorum. Gitmemekte ısrarcı oluyor ve;

“Turk kahvesi yapayim mi size?” diyor. Daha fazla direnemiyorum ve;

“Kathy çık dışarı!” diyerek kovuyorum odadan. Bu koskoca evde yalnız yaşıyordum. Katarina fazla yorgun olmadığı sürece yatılıya kalmıyordu. Zaten benden de fazla hoşlanmıyordu. En yakın arkadaşım Vesta vasıtasıyla benimle çalışmaya başlamıştı. Ben ona kısaca Katy diyordum o da bana Yezıl hanim. Ne yaptıysam ismimin Yazel olduğunu öğretememiştim ama Türk kahvesi yapmasını öğretebildim. Ben yorgunken , uykusuzken, sarhoşken, dalgınken ve hatta mutsuzken bana şekersiz Türk kahvesi yapar getirirdi.  

Yalnızlığımı bir hizmetçi parçasıyla paylaşmak zorunda kaldığımı farkettiğim için kendime kızıyordum. Zar zor da olsa ayağa kalkıp duşa giriyorum. Toparlanmam, kendime gelmem lazım. Ben “Yazel Canyakan'ım. Kimse benim canımı yakamaz! Ben yakarım.  

Fıskiyeden akan sular sanki vücudumla dans ediyordu. Yüzümden aşağı süzülen su damlacıkları bana birkaç saat önce yaşadığım acının dejavu etkisini yarattı. O anı yeniden yaşamak berbat bir histi.. Hayatımda hiç bu kadar aşağılanmış hissetmemiştim. Kendime bile itiraf edemediğim o yenilmişlik hissi boğazıma oturmuş koca bir taş gibi duruyordu. Ne yutkunabiliyordum ne de çıkarabiliyordum.  

Bunu Rüzgar'ın yanına bırakmamalıyım. Ayrıldığımızı mikrofonla herkese ilan etmemeliydi. Beni rezil etti. Kendime olan özgüvenim sarsıldı.  

2/7

“Mahvedeceğim seni Rüzgar”

Banyoda kendi kendime intikam yeminleri ederken kapının çalmasıyla irkildim.

“Yezıl hanim misafirleriniz var"  

Apar topar giyinip çıkıyorum duştan. Rüzgarın gelmiş olabileceği ihtimalini düşünüp ona edeceğim hakaretleri içimden bütünleştirmeye çalışıyorum.  

Yüreğimdeki Aşk AcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin