(Yazel iç ses)Bu kafe neden bugün bu kadar kalabalık?
Sağdan sola doğru içerdekileri süzmeye başlıyorum. O anda bir köşeye odaklanıyorum. Kalbim sıkışıyor. Nefes alamıyorum. Öylece kalakalıyorum konuşmak istiyorum konuşamıyorum, yutkunmak istiyorum yutkunamıyorum ... Rüzgar ve Açelya tam da karşımda sarmaş dolaş oturuyorlar. Ayrılalı henüz 24 saat bile olmamıştı bu kadar çabuk mu? Vesta bana bakıp;
6/7
“Gördün işte Yazel , hadi gidelim” diyor.
Ben Yazel Canyakan. İngiltere kökenli olup İzmir Foça doğumluyum. Babam Fransız annem ise Türk. 3 kişilik çekirdek ailenin tek varisiyim. İstanbul Boğaziçi üniversitesi Hukuk fakültesi 4. Sınıf öğrencisiyim. 3 dil biliyorum. Küçük yaşlardan beri beden dili, diksiyon geliştirme gibi birçok eğitim aldım. Bir çok spor faaliyetine katıldım 4 ayrı dalda lisansım var. Ailem hayatım boyunca mükemmel bir birey olmam için uğraştılar. Özellikle annem hep benim mütevazı, saygılı, hayvanları ve doğayı seven, yardımsever, cömert, herkes tarafından sevilen ve saygı duyulan bi birey olmam için uğraştı. Bu yüzden etrafım kişisel gelişim koçu Rehber, stil danışmanı gibi yardımcılar oldu. Fakat ben annemin olmasını umut ettiği bir kişinin yani sıra tam tersi bir birey oldum. Hayvanlardan korkarım, büyüklere hörmet edemem, insanlara saygı duymam. Çevremdeki herşeye içimdeki küçümseme duygusuyla bakıyorum. Neden mi ? Tahmin edileceği üzere şımarık denilerek tabir edilen durumla iç içeyim. Çünkü çok küçük yaşlarda bile istek duyduğum herşeyi daha ben istemeden verilmesi, deyim yerinde olacak ise de ailemin dünyaları önüme sermiş olmasından istifade bu duyguya kapılmış bulunmaktaydım. Etrafımdaki herkesin ekonomik özgürlüğüm gerekçesiyle yanımda olduğunu düşünüyordum. Bu kadar sahteliğin karşısında tek gerçek benim benliğimdi. Binlerce arkadaşım vardı ve sadece bir tanesini dostum olarak görüyordum . Sebebi ise yalnızca Vesta’nın samimiyetine inanıyor olmamdı. Hayatım boyunca yalnızca bir tane doğru düzgün sevgilim olmuştu. Lise zamanlarımda egomu tatmin etmek için çıktığım züppeleri saymıyorum. Rüzgârla 2 yıl süren bir birlikteliğimiz olmuştu. Sürekli olarak ayrılıp, rüzgârın pişmanı ve ısrarıyla barıştığımız için beni gerçekten sevdiğini düşünüyordum. Sanırım yanılmıştım. Çünkü tam da şu anda karşımda yeni sevgilisi açelyayla sarmaş dolaşlardı. Vesta’nın dürtmesiyle kendime geldim;
“Yazel, güzelim lütfen sorun çıkarma hadi gidelim". Nilayın kulağına eğilip;
“Vestayı tut ve ne olursa olsun sakın bırakma” dedikten sonra bir hışımla yanımdan geçen garsonun elindeki tepsini aldım. Nilay;
“Ne? Neden böyle bişey yapıyorum” derken bile çoktan Vesta ya kollarıyla sarılmış tutuyordu. Vesta;
“Nilay bırak beni! Olay çıkacak görmüyor musun?” diyerek bağırırken kafedeki herkes vesta’nın çığlıklarının geldiği yöne bakmaya başlamıştı. Açelya beni görünce şaşkınlıktan gözleri yuvasından çıkacak gibi oldu. Çünkü ben çoktan topuklu ayakkabılarımı çıkarıp kollarımı sıvayıp elimdeki tepsiyle Rüzgara doğru yürümeye başlamıştım. Beni görünce Rüzgar Açelyanın önüne geçerek onu korumaya aldı. Fakat benim derdim Açelyayla değil Rüzgârlaydı. Rüzgâr;
“Yazel ne istiyorsun!”
“Dün akşam mikrofonla ‘Bitti’ demiştin ya"
“Evet yazel biz dün akşam seninle yollarımızı ayı..” Rüzgârın sözünü kesiyorum;
“Hayır Rüzgâr, asıl şimdi BİTTİ!” diyorum. Yaklaşık 70 kişinin bulunduğu kafede herkes çıt çıkarmadan bizi dinliyor, bazıları da cep telefonlarına kayıt yapıyordu. Yüksek sesle konuşmaya devam ettim;
7/7
“Evet millet; Rüzgârın annesinin bir fahişe olup onu 9 yaşında terkedip başka bi adamla kaçtığını biliyor muydunuz?” Başta Açelya, Nilay ve Vesta olmak üzere herkes şoke olmuştu. Rüzgârın gözlerinin içine bakıyordum gözleri dolmuş, utançtan kıpkırmızı olmuştu.
“Bu ihanetin karşısında gururlu kızlar gibi susup arkamı dönüp gideceğimimi zannetmiştin!” Rüzgar;
“Çok ileri gittin Yazel!” dedi ve beni itecekken elimdeki hepsinin tersiyi Rüzgârın yüzüne serçe çarpıyorum. Gözündeki gözlük kırılırken yüzü kanlar içinde kalıyor. Açelya tam bi hareket yapacakken saçından tutup masaya vuruyorum. Daha sonra masaya tekme atıp yıkıyorum. O anda ortalık tam bir arenaya dönüşüyor. Cam kırıkları, havadan uçan bardaklar, elimde Açelyanın saç telleri...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğimdeki Aşk Acısı
RomanceDöktüğüm Gözyaşları İçin Yağmurdan Özür Diledim... (KGV)