''Kağıdı yırttı'' dedi. Bende ''BANANE'' dedim. Çünkü içimdeki üzüntü ve hayal kırıklığı öyle dememi istedi. O üzüntüyle çıktım okuldan. Derslere girmedim. Bir inşaata girdim. Elime de ufak bir cam aldım. Başladım kesmeye. Her kesişimde ''Bu senin için, bu beni üzdüğün için'' diyordum. Sonra elime baktığımda koluma kadar kesmiştim. Fakat hiçbir şey anlamamışım. Yere baktığımda yüksek bir sesle bağırdım. Çünkü yer sanki yer değil kan gölüydü. Bunu görünce korktum. Düşünmeye başladım. ''Eve gidersem nasıl olur ?'', ''Elimi görmemeleri lazım diye. Sonra ''Aman nolursa olsun ben öldüm zaten beni birdaha kim öldürücek ?''. İnşaattan çıktım. Koşar adımlarla eve doğru gittim. Eve gider gitmez kolumdaki kanları silmek için suya tuttum. Sonra hemen gidip uzun kollu bir kazak giydim kollarımı da iyice kapattım. Babam ;
+Oğlum yemek yicez hadi gel.
-Geliyorum baba.
Yavaş yavaş gittim mutfağa. Herkez yemeğini yemeye başladı ama ben yiyemiyordum. Çünkü kolum çok acıyordu. Bir iki kaşık yedikten sonra kalktım ve ''Ellerinize sağlık çok güzel olmuş'' dedim. ''Afiyet olsun'' dediler. Ben koşarak odama gittim yaralarıma bakmak için. Kolumu açtığımda bağırmamak için kendimi çok zor tuttum. Kollarımdaki kesikler yara gibi ama tam yara olmamış iğrenç bir halde duruyolardı. İğrendim hemen yattım yatağıma.
Sabah olduğunda hemen yaralarıma baktım. Oh be bu sefer kabuk kaplamışlar o kadar kötü durmuyolardı. Hemen kalktım okula gitmek için okula gittiğimde o kız başka bir erkekle yan yana oturuyordu. Onu görür görmez çıkmadığımız halde koştum koştum çocuğu kaldırıp yüzüne bir vurdum. Sonra o kolumdan tutup çekti beni o bana dokununca durmuştum zaten. Ve bana ;
+Napıyorsun sen ?
-Özür dilerim adını sorabilirmiyim ?
+Sanane ? Sen bana şu kağıdı veren çocuk değilmisin ?-Kusura bakma senden HOŞLANIYORUM.
+Ama ben senden hoşlanmıyorum. Hadi git şurdan dedi ve ben yıkıldım. Hemen koşarak sınıfa girdim. Çok sinirliydim kendimi kontrol edemiyordum gözümden ateş fışkırıyordu adeta. Camdan dışarı baktığımda o kız Burak denen çocukla ilgileniyordu. Artık hedefim belliydi. Kızı kendime aşık etmek.
Teneffüs bittiğinde o kızı aramaya başladım. En sonunda gördüm. Cesaretimi toplayarak gittim yanına ;
+Selam.-Senin ne işin var burda ?
+Özür dilemeye geldim.
-Peki.
+Kusura bakma hoşlandığım için bir anlık kıskançlık dedim ve arkadaşları ''OoOoOoOooO'' diye bağırmaya başladı.
+İsmini söyleyebilirmisin acaba ?
-İsmim Ece.+Teşekkürler görüşürüz.
-Bir dakka dururmusun ?+Efendim ?
-Senin ismin ne acaba ?
+İsmim Cenk.
-Peki görüşürüz.+Görüşürüz.
İlk defa konuşmuştum o kızla. Adı da çok güzelmiş Ece. Sabırsızlıkla okul çıkışını bekledim. En son okul bitince herkeze ''Görüşürüz'' deyip çıktım okuldan. Eve koşmaya başladım. Eve vardığımda herşeyi bir yana bırakıp hemen bilgisayara oturdum. Sosyal ağlardan birisine girip Ece adını taradım. Aradım aradım ama hiçbirşey bulamadım. En son tam ümidi yitirmişken ''Ece Bozdağ'' adında bir kız gördüm. Görür görmez tanıdım. Evet bu o, bu benim aşık olduğum kız. Hemen mesaj attım
+Selam :)
Tam bir şey yazıyordu ki
-...