2.Bölüm"KARŞILAŞMA"

55 4 5
                                    


POYRAZ'DAN;
Sabah uyandığımda,Burçin'e çaktırmadan evden çıktım.Günlerdir şirketle ilgilenemiyordum.Bu yüzden bir an önce şirkete gitmem gerekiyordu.Arabaya bindim ve gaza bastım.Şirkete yakınlamıştım.Son olarak sağa döndüm.Ve şirkete geldim.Arabamı otoparka parkettim.Asansöre gitmek için yola koyuldum.Asansöre varana kadar selam verenlere hafif başımı eğerek cevap verdim.Asansöre bindim ve 25.kattaki odama geldim.Odama girer girmez sandalyeme tam oturacakken kapı çaldı...
"Poyraz Bey,şu dosyalarıda imzalarmısınız?"
"Tamam getir"
Onca kağıt arasında kalem arıyorum.
"Sen bırak kenara ben imzalarım"
Dosyayı bırakıp çıktı.Bir yandan dağınık kağıtları düzenlemeye masadaki kağıtların bir tarafını toplamaya çalışırken diğer taraftaki kağıtlar yere düştü.Küçük bir küfür savurdum.Yere düşen kağıtları masaya bırakıp;
"MERVEEEEE"
Kapıyı çalıp içeri girdi.
"Buyrun efendim"
"Ben gelene kadar bu kağıtlar düzenlenmiş olsun"
Çeketimi alıp çıktım şirketten. Otoparktan arabamı alıp eve gittim.Eve girip odama geçtim.Üzerimdeki takım elbiseyi umursamadan yatağa yattım.Sağa sola dönmeme rağmen uyuyamadım.Telefondan müzik açtım.Koray Avcı-Sen benden gittin gideli şarkısını açtım.Bu şarkı bana annemi hatırlatıyordu.Bu düşüncelerle uykuya daldım.Uykumun tam güzel anında telefon zırlamasıyla uyandım.Arayan Edaydı.Eda niye şimdi arıyor ki hep birşey olduğunda arar kesin birşey oldu.O sırada telefonu açtım.Telefonu açmamla;
"Ne var eda?"
"Çabuk şirkete gel Poyraz.Yoksa o yelloz sekreterin elimde kalacak!"
"Dur sakin ol,Niye naptı ki?"
"Gelince konuşuruz"deyip suratıma kapattı.Hemen o hışımla şirkete gittim.Şirkete geldiğimde Merve ağlıyordu.Hemen yanına gittim.
"Ne oldu Merve?"
"Poyraz bey ben işimi güzel yapmıyormuşum,Eda hanım öyle söylüyor.Bu yüzden tartıştık."
Daha ne olduğunu anlayamamıştım.Birde Eda'dan dinlemeliyim.Eda'nın odasına girdim.
"Neler oluyor burada Eda?"
"Poyraz! Bak sana iki seçenek sunuyorum.Ya o kız bu işten ayrılır ya ben"
"Ne oldu anlat bakalım"
Koltuklardan birine oturdum.
Eda;"Ben senin odana geldim şu yelloz hani muhasebede çalışan Mustafa varya onla..........anla işte"
Sinirden kalemi sıkıyordu.
"Sen Mustafa'ya mı sinir oldun?"
"Ne Mustafası poyraz!!!? Ya o kız kovulur ya ben istifa ederim!!"
En yakın arkadaşım ve işi çapında en iyi Eda'yı kovmaktansa Merve'yi kovarım.
"Sen sakin ol halledicem ben işi Eda" deyip o sinirle Eda'nın odasından çıktım.Merve daha hala ağlıyordu.Yanında Mustafada vardı.Kendi bi b*k sanıyordu.Zaten hep sinir olurdum ona. O sinirle;
"İkinizde Şirketimden Defolun!"
Merve;"Ne oldu? Poyraz bey ben anlamıyorum."
"Eşyalarınızı toplayıp çıkın!!"
Sesimde sakinlik barındırmaya çalışıyordum.
Mustafa;"Ama Poy....."
"ÇIK!!!"
Odadan çıktıklarında sinirden elimi saçlarımdan geçirdim.Onların ne halt yedikleri umrumda değil ya biri görse şirketin adı çıkardı.Kendi odama geçtim.Oturdum tam rahatladım derken kapı çaldı içeri Eda geldi elinde tepsiyle.Tepsiyi masaya koyup bardağın bir tanesini önüme koydu.Diğerini kendisi alıp koltuklardan birine oturdu.
"Sinirin geçti mi?"
"Geçti...Ama açığımız var çalışan olarak"
"Hallederim ben sen sıkıntı yapma"
"Sana bırakıyorum O zaman"
Biraz daha konuştuktan sonra odamdan çıktı.O Sırada Telefonum çalıyordu.Arayan babamdı.
"Alo Ne var baba?"
"Nasılsın oğul?"
"İyim baba şirketle uğraşıyorum sen"
"İyim bende Sana şirketi bıraktığım için hiç pişman değilim beni yanıltmadın"
"Tamam baba başka diyeceğin birşey yoksa kapatıyorum,Malum çok iş var" diyerek telefonu kapattım.
DERİN'DEN;
Herzaman ki gibi sıkıcı günlerden birine uyandım.Ev çok dağınık görünüyordu.Evi toplamak gelince aklıma hiç yataktan kalkmak içimden gelmiyordu.Ama kalkmalıydım toplamalıydım.Ne kadar zorda olsa yataktan kalktım.Hemen kahvaltı hazırladım.Hiç sevmediklerimden biride tek başıma kahvaltı etmekti.Açsam bile iştahım kaçıyor.Zor da olsa birşeyler yedim.Şimdi temizliğe başlamam lazımdı.İlk olarak kahvaltıyı toplamakla başladım.Kahvaltı bulaşıklarını yakadım.Sonra yatağımı odamı düzenledim.Biraz Süpürge yaptım.Toz aldım.Ve sonunda bitmişti temizlik.Bende bitmiltim resmen kendimi çok yorgun hissediyordum.Biraz dinlenmek için kanepeye uzandım.Tam o sırada telefon çalıyordu.Telefonda odamdaydı almak zor geliyordu."Amaan çalsın sanki kim arayacak!"derken 2.defa çaldı.Meraklanmıştım.Kalktım ve odamdan telefonu aldım.Arayan Nurcandı.Nurcan benim en yakın arkadaşımdı.
"Alo?"
"Alo,Canım nasılsın?,duymadın sanırım."
"Evet duyamamışım canım iyim sen nasılsın?"
"İyim bende bugün okula gelicekmisin? kurs için."
"Hiç canım istemiyor,gitmek...
"Yaa yapma kalıcaksın yoksa bu gidişle sınıfta"
"Bimiyorum,gelirim belki belli olmaz."deyi telefonu kapattım.Hiç gitmek istemiyordum,Burada yatmak varken.Ama gitmem gerekiyordu,sınıfta kalacaktım yoksa.Odama çıktım. Açık mavi kotumu ve kırmızı t-shirtümü giyip evden çıktım.Arabaya bindin.Bu araba bana babamdan kalanlardan biriydi.Sadece evim ve arabam vardı babamdan kalan çalışmam gerekiyordu hayatımı devam ettirebilmem için.Ama işte denk gelmiyorki.Okulun önüne geldim.Arabamı biryere parkedim indim.Okula doğru ilerledim.10 dakika geç kalmıştım.Hızlı adımlarla sınıfın önüne geldim.Kapıyı hafifçe çaldım.İçerden "Girr" Sesleri geliyordu. Hafifçe açtım kapıtı ve;
"Hocam Özür dilerim geç kaldığım için."
"Otur kızım yerine dedi" dedi hafif tavrınla.Nurcan'ın yanı boştu onun yanına oturdum.Dersten çok sıkılmıştım.Zar zor 1.dersi bitirdim.10dk ara verdiler.Nurcanla birlikte bu ara sırasında bahçeye oturduk.Nurcan'ın çok meraklı bir yapısı vardı.Onun bunun hakkında konuşmasını sever.Oturduğumuz gibi;
"Derinnn,Hani bizim Esra varyaaa,Burakla çıkıyormuş.Sen burak onu aldat..Pislik...Esra mahvolmuş..."
Nurcan'ın bu sözüne karşılık dalgacı tavrımla;
"Eee..." diye cevap verdim.
"Hani bide bizim şu Aslı var ya..."
Derken sözünü kestim.
"Yeterrr! Nurcan banane bunlardan!Sende bunları boşverde biraz kendi hayatına bak!"
O sırada zil çalıyordu.Sınıfa doğru ilerliyorduk Nurcanla.Sınıfa geldiğimizde daha hoca gelmemişti.Masamıza oturduk.Oturur oturmaz hoca geldi zaten.Bu derste zorla sıkıla sıkıla geçti.Bu ders sondu.Çıkış zilide çalıyordu zaten.Nurcan bana Trip atıyordu.Hiç bana pas vermeden çıktı gitti.Bende tam sınıftan çıkıcakken hocam Rahmi bey beni durdurdu ve;
"Merhaba Derin"
"Merhaba Hocam"
"Nasılsın Derin iyi misin?"
"İyim sağolun hocam teşşekür ederim siz?"
"Sağol iyim bende"
"Birşey mi vardı hocam?"
"Sen iş arıyordun değil mi?"
"Evet hocam iş arıyorum"
"Bir tanıdığım şirkette genel müdür olarak çalışıyor.O şirkette bir sekreter aranıyormuş,Muhasebe konusundada biraz bilgin olduğunu düşünüyorum Eğer istersen konuşabilirim?"
"Aaa niye olmasın hocam,Konuşursanız sevnirim."
"Tamam Derincim ben bir konuşayım sana haber veririm."
"Tamam hocam" deyip oradan ayrıldım
Sonunda güzel bir işim olacaktı.İnşallah işe alırlar.Hayatımı sürdürebilmek için çalışmam lazımdı.Daha sonra eve gitmek için okuldan çıkıp arabaya bindim.Ve eve geldim.Eve geldiğimde direk dinlenmek için yatağıma yattım.Yattığım gibi dalmışım zaten uykuya...
2 GÜN SONRA....

Yine yeni bir güne uyandım.Bugün güzel bir gün olacak gibi hissediyordum.Kalktığım gibi yatağımı toplayıp kahvaltımı hazırladım.Kahvaltı ederken Telefonumun çalışıyla sıçradım.Sabahın köründe kim olabilirdiki? Merak içinde telefonu açtım.Arayan Hocam Rahmi beydi.Kesin işten cevap geldi galiba inşallah olumludur.
"Alo,Efendim Hocam"dedim meraklı surat ifademle.
Rahmi bey;"Derin,kızım nasılsın?"
"İyim Teşekkürler Siz nasılsınız hocam"
"İyim sağol kızım,işten olumlu yanıt geldi.Bugün seni görüşemeye çağırıyorlar.
"Aaa,Çok sevindim,çok sağolun hocan Bugün mü? Tamam gidebilirim"
"Tamam kızım adresi msj olarak atarım"
"Tekrar sağolun hocam."
"Önemli değil kızım.Sen iyi ol da"
Telefonu kapattığım gibi hazırlanmak için odama çıktım.Hemen dolabımdan siyah kumaş pantolon,beyaz bluz,siyah deri çeketimi giydim.Saçlarımı at kuyruğu yaptım.Ve arabaya binmek için aşağıya indim.Arabaya bindim.Yolda giderken hep kırmızı ışık denk geliyordu.Tabi önemli iş görüşmesi için acele ediyorum ya ondan.Rahmi beyin verdiği adrese geldim.Büyük bir şirketti Hemen içeri girdim.İçerden bir bayan çalışanı durdurup soru sordum.
"Genel müdürün odası nerede?"
Kızın beti benzi attı,gözlerini şaşkınlıkla büyüttü.
"Ne yapacaksın ki sen Eda Hanım'ı?"
"İş için geldim."
"24.katta ki sağdaki ilk oda"
Kıza teşekkür edip asansöre bindim.24.kat ne abisi asansörde boğulmadan indim hele şükür.Sağ tataftaki ilk odanın önüne geldiğimde
"Buyrun?"
"Eda hanıma bakmıştım"
"Şu an odasında değil,oturup bekleyin isterseniz."
Bende içeri girip koltuklardan birine oturdum.Oda da mürdüm moru ve beyaz hakimdi.Koltuklar ve çerçeveler mürdüm moru,masa ve kitaplık beyazdı.Burası insanı ferahlatır.Eda hanıma baksen çok şatavatlı bir odası varmış.Süslü biri sanırım.Diye düşünürken kapı birden açıldı ve karşımda gördüğüme inanamadım.Ayakkabısının topukları neredeyse benim boyum kadardı.Saçları kahverengi ama kumral gibi,beline kadardı.Ben iş için resmi giyindim kız ise minicik bir elbiseyle gelmiş.Beyaz,kırmızı renkte çiçekleri olan bir elbise giymiş.Kırmızı ayakkabı,dudağındaki kadife kırmızısı rujla uyumluydu.Yeşil gözleri beni buldu.Yanıma geldiğinde ayağa kalktım.Elimi uzattım.
"Resmiyete gerek yok.Sen şu yeni sekretersin değil mi?" derken yerine oturdu.
"Evet"
"Buyur O zaman çalışacağın yeri göstereyim." O kalkınca bende kalktım.Odadan dışarı çıkıp asansöre yöneldik.1 kat yukarı çıktık.Asansörden indiğimizde sağa döndük Burada çok insan vardı.Sanırım bunlarda çalışan.Çalışanların arasından bir boş masa vardı.Eda hanım o boş masayı göstererek;
"Sen burada çalışacaksın,bu senin masan."
"Tamam teşekkürler."
Eda hanım orada çalışan bir kıza dönerek;
"Buse,Derin yeni çalışanımız.Ona iş hakkında bilgi verirsin."dedi.Sonra bana dönerek;
"Derin buse sana iş hakkında bilgi verecek."
"Tamam Eda Hanım."
Hafif gülümseyerek "Kolay gelsin" diyerek yanımızdan ayrıldı.Ben ise ne yapacağımı bilmiyordum.Biraz masada boş boş oturdum.Etrafa göz gezdirdim.Daha sonra yanıma buse geldi.Ve
"Merhaba" dedi sağuk bir tavırla.Bende aynı tavırla "Merhaba" diyerek başımı eğdim.
"Ne iş yapacağını biliyormusun?"
"Nerden bilebilirim,Eda Hanım bana bilgi vereceğinizi söylemişti Hatırlarsanız?"
"Malesef ki evet" Diyerek istemiye istemiye iş hakkında bazı bilgiler verdi.Bu kıza çok gıcık olmuştum.Buse elinde bir dosyayla;
"Al şu dosyayı Poyraz beye götür!"dedi emirci tavrınla.
"Poyraz Bey de kim?"
"Bu şirketin sahibi"
"Tamam anladım.Nerede poyraz bey nereye götüreyim."
"Odasınaaa..."dedi alaycı tavrınla.
"Odası olduğunu biliyorum canımm.Odası nerede? Sonuçta yeni geldim şirkete ve 25 katlı bir binada bulmam biraz zor..." diyerek karşılık verdim.
"1 kat aşağı in eda hanımın odasının çaprazında."
"Tamam Sağol!"
Elindeki dosyayı alarak anansöre yöneldim.Asansörde tam 12 kişi vardı.Asansörün önünde"10 kişiliktir"Yazıyordu ama.Yuh Artık! Binmem gerekiyordu.Çünkü malum 25 katlı bina burada ağaç olamıycam.Neyse bindim asansöre.Asansöre biner binmez ter kokusu ile karışık parfüm kokusu yüzüme vuruyordu.Miğdemi bulandırmıştı.Genç çalışanlar,Bunak çalışanlar,kendini genç göstermeye çalışan kokoş kadınlar vardı asansörde.1Kat aşağı inene kadar kusmassam iyiydi.Asansörden indiğimde dışarıdaki havayı içime çektim.Eda hanımın odasının çaprazında Poyraz beyin odasu vardı.Kılığımı kıyafetimi düzelttin.Nede olsa Şirketin sahibi kibar olmam gerekirdi.Hafifçe kapıyı çaldım.İçeriden Tatlı bir ses geldi."Girr"Diyordu.Çok heyacanlanmıştım.Kapıyı hafifçe açtım.Poyraz beyin başı öne eğikti birşeylerle uğraşıyordu.Resmen titriyorum.."Poyraz bey imzalanacak dosya vardı ama?" derken sesimin titrediğini anlayaliyordum.Poyraz bey hafifçe başını kaldırdı.Ve bana şaşkın gözlerle bakıyordu sanki... ve;
"Sennnn......"

2.BÖLÜM SONU....

İMKANSIZ AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin