1 BÖLÜM

95 6 0
                                    


Biz lise üçte başlayıp basit bir sebep yüzünden ayrılmamlıydık. Üniversiteyi yurt dışında okumak zorunda değildi. İstanbul'da da okuyabilirdi. Amerika bizim ayrılık sebebimiz olmamalıydı. Biz Hüsna ile Berk'tik. Ayrılmazdık ama o gün işte üniversite konusu bitirdi bizi. Binlerce kes lanetler okuduğum o gün yaşanmamasını dilediğim gün. Hala gözlerimin önünden zihnimin en kuytu köşesinde canlandırıyor mimiklerine kadar.
*****
"Caner Hoca İstanbulda'ki Aydın Üniversitesine de gidebilirsiniz dedi Aşkım bu süper bir şey aynı üniversitede olacağız." kaşları çatık uzağa bakması beni dinlemediğini gösteriyordu. Son zamanlarda hep böyle uzaklara dalıyordu. Neyin var diye sorduğum da bir şeyim yok sevgilim deyip konuyu değiştiriyor. Bu seferkini kolaycana değistiremeyecekti. Tartışılacaktı bu konu sonra da tatlıya bağlanacaktı ya da. Ya dasından sonrasını düşüniyordum.
"Hüsna. Aydın Üniversitesi ne bileyim benlik bir okul değil gibi. Yani sen bursla ben..."
"Bu konuları aşktık sanıyordum aşkım. Hem sen bana çıkma teklifi ettiğin de dedim hatta o konu yüzünden kabul etmedim. Rahatsız eder bizi dediğim de ise 'Kalp sevmiş be kadın paradan bana ne zengin olsan da benim olduktan sonra baba parasını harcayamazsın!' demedin mi?"
"Konumuz para değil konumuz benim Stanford Üniversite'sini istemem."
"Ama Caner Hoca..."
"Caner Hoca'nın dedikleri senin için geçerli Hüsna. Sen orda okumak istiyorsun ben ise yurt dışın da hep senin istediğin olacak diye bir şey yok!" hep ben bir şey istemiyordum ki bu ilişki de. Dediği gururumdan çok kalbimde hasar yarattı. Gözlerimin dolamaması için kendimi sıkarken geç kaldığımı görüşümün bulanıklaşmasıyla idrak edebildim.
"Çok mu sıkıyorum seni? Ama pek bir şey istemedim ki ben bu ilişki de hep olanla yetindim Berk biraz ağır değil mi dediğin?"
"Ağır. Konu ne çabuk değiştiriyorsunuz Hüsna ZORLU?" soyadıyla değil de soyadımla seslenmesi gözümden bir yaşın akmasına mani oldu.
"Konu değiştirmiyorum Berk TEKİN. Birden bire uzağa gitme konunuzu merak ettim. Ne var ki İstanbul'da ki Beyin Cerrahlığını okusan? Rütbeniz mi düşer!?"
"Neden anlamıyorsun beni?"
"Seni anlamam için elime sebep vermiyorsun. 'Neden?' diyorum bana hiç bir şey söylemiyorsun. Açıkla. Sıkıldın mı? Tamam bir süre ara verelim ama gitme Berk. Yok etme bizi."
"Duymak istediklerin bunlar mı? Kurguların bunlar mı? Sana sebep olarak sunacaklarım bunlar mı?"
"Ne Berk başka biri mi var? İlişkimiz se-"
"Hangi ilişki bu Hüsna? Biz ilişki mi yaşıyorduk seninle? Ortaokulda ki çocukların bile bizden güzel ilişkileri var. Öpmek istiyorum seni tam bu sefer olucak diyorum sen kafanı çevirip evlenmeden olmaz diyorsun. Masumluğunu elinden almılayacağım senin sadece dudaklarım dudaklarına bir kere temas edecek. Çocuk gibi bir ilişki daha doğrusu arkadaşlık. Daraldım anlıyor musun? Bir süre çocuksu hayaller mutlu etse de sonradan gerçekler gün yüzüne çıkıyor, can yakıyor. Acı çekiyorum be her dakika bi başka temasın bedenimi uyarıyor. Ben bir erkeğim." bir damla, bir damla daha derken griliklerim artik rengini Karadeniz'in asi denizinin rengin aldı. Acı bedenimi ele geçirirken kalbimin bin bir parçaları elime batıyordu. Nefesim geçtiği ciğerlerimi yakarken sonunda giden sesime kavuştum.
"Madem erkektin neden beni bu kadar umutlandırdın? Neden benim salak gibi seninle dolu hayalleri kurmama vesile oldun? Neden bu kadar süre beni kendine bağladın? Tek sorun dudaklarının dudaklarıma değmemesi mi? Benden öncekiler gibi yatağın da bir aciz gibi şehvetle şuhça adını fısıldamadığımdan dolayı mı? Söylesene bunlar yüzüne mi? Sırf lanet olası erkesiyonun tavan yaptığın da seni tatmin edemediğimden mi? İyi o zaman gittiğin yerde bolca tatmin edersin. Mutlusundur belki şimdi bir salağı da kendine inandırdın. Hayıflanma masumluğunu alamadım diye. Masumluk bacak arasın da değil kalpte. Kalbi mi aldın benden sen en büyük masumluğumu. Bacak arası ne kalır onun yanında." gözlerinde ki sahte acı dudaklarımın acıdan ibaret bir gülümseme peydahlarken bir adımla burnunun dibine kadar geldim. Başımı hafifçe yukarı kaldırıp nefesimi dudaklarına doğru üfledim.
"Umarım şu zehir ettiğin dakikalarımın daha beterini çekersin. Tek iyi dileğim gözümün önün de yaşamaman inana öyle bir şey olursa o kişi burada bıraktığın aciz kız değil başka bir KADIN olacak." son kelimemin üzerine bastırarak söyledikten sonra Caner Hoca'nın bilgilendirme için verdiği kağıtları ayaklarının önüne atıp son kez süzdüm yüzünü bir daha görmemek için.
Sonra mı noldu tabikide peçeteler duygusal filmler depresyonlar...
O olaydan 2 ay sonra egitimine devam için Amerikaya gitti. Bense yemin ettim benim kalbimi nasıl acıttıysa bende onun kalbini acıtıcam o yüzden kalp doktoru olmaya karar verdim. Sınava son 5 ay kala çalışmamı iyce arttırdım. Tabi bu durumdarken bana en iyi destek olan Dilara hrp yanımdaydı. Dilara teyzemin kızı babam bizi terk edip gitmiş annem se ortaokuldayken trafik kazası gecirdi. O günden beri hep teyzemde kalıyorum beni Dilara dan arırmıyor. Dilara la aynı yaştayız ve aynı okuldayız. İkimizde simdi aynı üniversiteyi tutturmaya çalışıcaz. Bide Suat var Berkin en yakın arkadaşı Dilaranın 3 senelik sevgilisi. Berkin yaptıklarını öğrendikten sonra onla bağlantısını kesip hep bana destek olmuştu.
Ve su an leptobun başında üniversite sınav sonuclarına bakıcaz Dilara Suat ve Nilüfer teyzem ama bir türlü sayfa açılmıyor. Ve sonunda açılıyor açılıyor ve o an.
İstanbul Hacattepe Üniversitesi Tıp
İşte kazanmıştım. Su an herkez sevinirken bana sarılırken ben üstümdeki soku atamıyordum. Başarmıştım kazanmıştım.

İMKANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin