Tamı tamına 3 sene gecti onsuz geçen 3 sene o Amerikada ben İstanbul da. Bu 3 senede hayatımda cok değişik şeyler oldu. Mesela istedigim bölüm normalde ilk okul öğretmeni olmak isterken şimdi kalp doktorluğunu okuyorum. Sonra Dilara ile Suat nisanlandılar :) Dilarada benimle beraber aynı üniversite beyin doktorluğu okuyor. Suat ise inşaat mühendisliği. Normalde Suat da Berk gibi yurt dışına gidicekti ama o aşkını secip burda kaldı. Neyse devam edelim sonra Murat üniversitenin başından beri beni seviyor çok iyi bir cocuk benide deli gibi seviyor. Gözleri aynı berkin gözleri Muratın gözlerine bakınca aklıma direk Berk geliyor...
Bir gün Murat ben Suat ve Dilara otuyorduk Muratın aniden beni yanağımdan öpmesiyle önümdeki çorbayı başından aşağıya döktüm iste sonra olanlar oldu :)
Soluğu teyzemin yanında aldık.
Küçük bir not okulun dekanı teyzem biliyorum çok kötü bir olay."Hüsna Zorlu. Dekan seni çağırıyor." amfiden içeriye giren genç kız gülerek söylediği şey Dilara'nın kızgın bakışlarını üzerime salmas8na sebep oldu.
"Ne?"
"Sana o çorbayı dökme dedim Hüsna ama beni dinleyen kim?"
"Enişte alır mısın şunu?" bıkkınca söylediğim şey Suat'ı güldürse de ciddi ve kızgın ifadeyle bana döndü.
"Çocuğun kafasından aşağıya ocaktan yeni inmiş çorba dökülür mü Hüsna?"
"Allahtan yeşil gözlerine bir şey olmadı çocuğun. Ama saç diplerini yaktın. Hani yakışıklı karizmatik bir çocuktu gideri var yani şayet ben-"
"Sen olsan ne Aşkım?"
"Ben olsam ne mi şey kibarca çıkma teklifini red ederdim sevgilim."
"Yeşil gözmüş iyi ya olmaması gereken şey var çocukta." Dilara başını olumsuzca sallayıp sırtını Suatın geniş gövdesine yasladı. İkisinin uyumu çok güzeldi. Zaten bu yüzden bu yılın çifti seçildiler. Eşyaları mı toplamaya başladığım da Dilara bileğimden tutup beni iteklediğim de eşyaları mı ona bırakıp Dekanın odasına doğru yola koyuldum. Üç yıldır peşim de koşan çocuğu haşlamamın cezasını çekeceğim ki teyzeciğim bana kıyamaz.
"Beni arz etmişsiniz efendim."
"Dalga geçme Hüsna."
"Tamam teyze."
"Ne tamam mı Hüsna çocuğu yakmışsın zaten. Kalben yanık olması yetmezmiş gibi bedenen de yaktın."
"Beni sana ilk okul çocukları gibi şikayet mi etti?"
"Hayır tabii ki de. O kadar onurlu ve kibar bir çocuk ki revirde ki hocanıza olayı saçmalamış-"
"Tamam teyze ben bulur özür dilerim."
"Hayır bu sefer onunla yemeğe çıkmanı istiyorum."
"O kafayla nasıl yemeğe çıkacak benimle teyze?! Hem saçmalama bu ona ümit vermek olur."
"Artık Berk'i unutman gerekmiyor mu?" nefesimin daralması teyzeme sinirle bakmama sebep oldu.
"Ben onu unuttum. Anlıyor musun? Stanford hayalleriyle beraber aynı zaman da benden de siktir olup gitti. Anladın mı!?"
"O yüzden mi üç senedir hayatına erkek sokmadın? Sırf Murat'ın gözleri yeşil sana onu çağrıştırıyor diye çıkma teklifini kabul etmiyorum desene. Neden kabul etmiyordun? Neden onu unutmak için bir adım daha atmıyorsun? Doktor olacaksın ama hayallerini gerçekleştirmeden kaflder ve üzüntüden göçeceksin. Kalbinin bir kez daha atmasına izin ver teyzem."
"Benim kalbim yok anlıyor musun? Farklı kalpleri iyileştirmek için kalp doktorluğunu istedim ben. Bir gün onun da kalbini almak için kalp doktorluğuju istedim ben. Sırf... sırf..." hıçkırıklarım kelimelerimi tamamlamama engel oldu.
"Unuttum teyze ben onu"
"Tamam meleğim." deyip kalktığı kollarını acizleşmiş bedenime sardı.
"Unutmuşum değil mi teyze ben onu?"
"Unutmuşsun güzelim. Kalbinle beraber unutmuşsun."
"En kolay yol buydu teyze o parkta onunla beraber ben kalbimi de bıraktım yanına hediye olarakta en güzel masum olan hayallerimi. Beyaz gelinliğimi bıraktım teyze ben ona ne boktan sebeplerden dolayı ayrıldık biz teyze biliyor musun teyze. Yeğenin küçük kadın oldu o parkta teyze masumluğunu vermeden. Acı kadın yaptı beni."
Yine gözlerimden yaşlara dur diyemedim. Yine akıp gittiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İMKANSIZ
ChickLitAşkları için... HAYALLERİNDEN UMUTLARINDAN ORTAMINDAN AKLINIZA GELECEK HERŞEYDEN ...VAZGEÇTİLER...