5 BÖLÜM

55 4 0
                                    

~Berk~
"Selim hemen uçağı ayarla dönücem diyorum"
"Berk Bey sorun uçak değil sorun hastalığınız hem sizi yollarsam Ümit Beye ne diycem"
"Şu an en son düşüncem iki şey biri hastalığım biri babam"
"Ben ne dersem diyim yine napıp edip gidiceksiniz"
"Şunu anlamana sevindim"
"Berk Bey bari Maria Hanım dan izin alın"
"Selim beni çıldırtma umursamıyorum şu an hastalığımı"
"Tamam Berk Bey şöyle yapalım Maria Hanım da sizle beraber İstanbul'a gelsin"
"Tamam demesemde sen Maria yı peşime takıcaksın dimi Selim"
"Bunu anlamanıza sevindim Berk Bey"
Selim hemen evden çıkıp hastaneye gitti Maria yı almaya. Maria benim Amerika'ya geldiğimden beri benle ilgilenen doktor benden 3 yaş büyük ama görseniz ben ondan daha büyük duruyorum. Neyse şu an ki konumuz bu değil. Şu an ki konumuz Murat Aral'ı nasıl öldürsem. Üstünde sigaramı söndürsem yoksa mum yakıp damlatsam yada yok yok ben en iyisin tinercilere sik...
Allah ım kafayı yiycem hatta yedim belki. Nasıl böyle bir sey olabilir belki her şeyi yanlış anladım arkadaşça bir buluşmadır her zamanki magazin abartmasıdır.
Dergiyi yine elime alıp fotoğraflarına baktım. Yok yani hic de arkadaşça durmuyo. Biraz daha yaklaşsalar bir insan olcaklar hele Murat yapışmış Hüsna'ya.
Allah'ım baktıkça deliriyorum. Ellerimi kafama vurup duruyorum. Keske yapmasaydım keşke Murat olacak o piçe emanet etmeseydim.
Telefonumun çalmasıyla kendime geldim. Nerde bu lanet telefon of bu dağınıkta nerden bulcam.
Sesi dinliyorum ses hep arkamdan geliyor ama bir türlü bulamıyorum. Ellerimi sinirden bacaklarıma vururken elime sert bir cisim vurdu. Meğer telefon arka cebimdeymiş.
Telefonu elime alır almaz açtım.
"Efendim"
"Berk Bey Maria Hanım ı evine götürdüm valizini hazırlıycak. Saat öğleden sonra 2 de uçağınız kalkıcak" konuşmadan ve ses tonundan arıyanın Selim olduğunu anladım.
"Tamam Selim. Maria hazırlandıktan sonra gel beni al"
"Tamam Berk Bey ama bir sorun var."
"Ne sorunu Selim" sesim biraz yüksek çıkmıştı normaldi de zaten ne sorunu bundan büyük sorun mu olur.
"Ümit Bey ona ne diyceksiniz"
"Ah babamı tamamen unuttum. Plan degişti sen Maria yı al ordan havaalanına geçin ben tek gelirim"
"Tamam Berk Bey" hemen telefonu kapatıp odama çıktım.
Küçük bir valiz hazırladıktan sonra valizi alıp arabanın anahtarlarını alıp kendimi dışarı attım.
Arabaya binip babamların evine gittim.
Kısa bir yoldan sonra gelmiştim hemen arabadan inip eve hızlı adımlarla yürüdüm.
Hemen kapıyı çaldım. İlk çalışta açan olmadı bir daha çaldım tam üçüncüyü çalıcakken kapı açıldı. Kapıyı açan evin hizmetçisi Cady di beni karşışında görünce
" I'm sorry I'm above ( ben üzgünüm yukardaydım )"
" It's not important. My father is at home? ( önemli değil babam evde mi)"
" Yes, in the Great Hall.( evet büyük salonda buyrun)" cevabını alıp hemen ikinci kata büyük salona çıktım.
"Baba"
"Oo oğlum hoşgeldin"
"Hoşbulduk baba"
"Noldu sen gelmezdin hangi rüzgar attı seni buyara"
" Baba benim acilen İstanbul a gitmen gerekiyor"
"Niye noldu yoksa ameliyatı yapıcak doktor bulundumu"
" Hayır baba "
"Peki neden oğlum"
"Bir kaç işim var baba sorgulama işte. Lütfen"
"Tamam oğlum ama doktorunda.." babamın ne diyceni bildiğim için sözünü yarıda kestim
"Evet baba biliyorum ve merak etme Maria da benimle geliyor"
"Tamam oğlum peki ne zaman gidiyorsun?" babam iyki sormuştu yoksa saatime bakıp sadece 45 dk mın kaldığını göremiycektim
"Baba iyki sordun geç kalıyorum saat 2 de uçağım kalkıcak anneme söyliyemem ona sen söylersin "
"Tamam oğlum kendine iyi bak" babamın elini öptükten sonra hemen evden kendimi atıp hemen arabaya bindim.
Yarım saat sonra havaalanındaydım hemen telefonu çıkartıp Selim i aradım
"Alo selim nerdesiniz?"
"Kontrol yerindeyiz Berk Bey"
"Tamam hemen geliyorum" telefonu kapatıp hemen kontrol yerine gittim. Selim lerle buluşup uçaga bindim. Maria bana dönüp.
"Husna icin dönüyoruz değil mi" yarım türkçesiyle ve Hüsna ya Husna demesi bende istemsizce güldüm
"Evet onun için dönüyoruz "
"Siz Turkler nasil diyo. Aşk manyaklik" dedi bende kahkaha attırdı. Hostes gelip kemerlerimizi taktırmıştı uçak kalkmak üzererdi.
Bekle Hüsna geliyorum.
~Hüsna~
Şu an napıyorum biliyormusunuz. Bir odada Murat la baş başa kitli bir durumdayız ve tamı tamına 1 saatir. Evet abartmıyorum 1 saattir.Bunu kim yapar sizce ? Hepiniz aklına Dilara geldi dimi ama hadi sizi şasırtırım. Teyzem (!). Delirmek üzeririm ya Dilara yada Suat yapsa neyse ama teyzem ahh çıldırmak üzererim.
"Hüsna ben ne diyce mi bilmiyorum çok özür dilerim. Ben böyle olcağını bilemezdim lütfen affet beni" Murat 1 saatir bana yalvarıyor.
"Murat son kez söyliycem senin bir sucun yok tamam lütfen söyle konuşmayı kes" sinirli bir şekilde demiştim çünkü ciddi anlamda sinirlerim bozulmuştu.
"Yarın bir basın haberi düzenleyip doğruları söyliycem" Murat ın bunu demesiyle biraz sakinleşmiştim.
"Hüsna ama sana acık olucam. Ben seni tamı tamına 3 senedir seviyorum. Senin kalbinin Berk te olduğuny bildiğim halde. Senden bir an bile vazgeçmedim. Vazgeçmemde. Hüsna o dergide yazanlar doğru. Ben kimseyi sevmeyen başına buryuk baba parası yiyen picin tekiyim ama senin o mavi ile gri karışımı gözlerini görmem beni değiştirdi. 3 senedir ne barlara gidiyorum ne sigara içiyorum.". Demişti ben tam ağzımı açmış bir şey diycekken parmağını dudagıma götürüp beni susturdu.
"Çok kırılgan bir yapın var. En sevdiğin çiçek papatya çünkü saflığı anlatıyor, en sevdiğin renk mavi çünkü mavi renkte huzur buluyorsun. Bu yüzden Berk te en sevdiğin yer gözlerin, en nefret ettiğin koku sigara kokusu küçüklüğünden beri o koku burnuna geldiğinde kalbin sıkışır sonra mevsimlerden en çok kışı seversin o karın altında yürüyemi kar yağışını izlemeyi. Sonra çocukları çok seversin dünyada en masum varlığın onlar olduğunu düşünürsün. Hüsna seni bu kadar iyi tanırken seni bu kadar severken sana bu kadar aşıkken beni sensiz bırakma. Bana bize bir şans ver. Sana söz veriyorum sen ne dersen o olur." Murat bunları derken ben ağlıyordum. Murat bas parmağıyla göz yaşımı sildi.
"Hüsnam ağlama lütfen. Sen her ağladığında ben bir daha ölüyorum." ben hala ağlamaya devam ediyordum. Nasıl olurda beni bu kadar çok severdi nasıl olurda bana bu kadar aşık olurdu. Gözlerimi sımsıkı yumdum o an rüyada olmayı diledim gözlerimi açtığımda her şeyin rüya olmasını. Gözlerimi yavaşça açtım ama işte hiç bir şey rüya değildi her şey gerçekti. Gözlerimi bir daha yumdum ve düşündüm ne yapmalıyım. O an aklıma teyzemin dediği laf geldi.

"Unutmuşsun güzelim. Kalbinle beraber unutmuşsun."
Ben kalbimi Berk te felan unutmadım. Bunu herkeze göstericektim.
"Tamam Murat sana yani bize bir şans vericem" bunu dememle Murat ın o gözlerindeki ışıltıyı fark ettim. Beni cidden seviyordu.
Demişmiydim gözleri aynı Berk e benziyo bana huzur veriyo. Desene artık bana Murat ın gözleri huzur vericek.

İMKANSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin