2. BÖLÜM -Korku-

43.8K 1.4K 52
                                    

Soğuktu...

Bir o kadar da sıcak...

Karanlıktı...

Bir o kadar da aydınlık...

Ölüm gibiydi...

Bir o kadar da yaşam gibi...

Korkuydu içimdeki...

Bir o kadar da sevinç...

Herşey bir birine girmişti.

Tüm duygular. Tüm görüntüler. Tüm sesler. Bedenine değen su bile onu kendine getiremiyordu. Annesi ondan vaz mı geçmişti? Peki o kadar kaçış ne içindi.? Sekiz yıllık firarın ardından neden geri dönüş istiyordu annesi anlamıyordu.

"Havin" diyen annesinin sesinş daha net duyabilmek için suyu kapattı.

"Efendim anne"

"Hadi kızım çık artık" dedi

"Çıkıyorum" diye mırıldandı ve askılıktaki havluyu alıp vücuduna sardı. Hızlı adımlarla banyodan çıkıp küçük odası geçti. Kıyafetlerini giydikten sonra salona geçti. Annesi tekli koltukta oturmuştu.

" anne" dedi geldiğini belli etmek için,

"Otur kızım" dedi annesi, derin nefes alıp karşısındaki koltuğa oturdu. Gülsüm Hanımın bakışları bir süre kızının yüzğnde dolandı. Kim bilir belki bu son görüşü olacaktı

"Dayınla konuştum. Seni Diyarbakır'da o karşılayacak" dedi Gülsüm Hanım. Havin kırılan kalbiyle aşağı yukarı salladı. Ardından konuştu.

"neden Mardin'e gitmiyorum"

"Baban seni kabul edecek mi bilmiyorum önce dayınlara git biraz görün eğer babandan ses gelmezse Mardin'e gidersin" dedi, Annesinin bu sözüyle gülmek istedi. O da biliyordu işte, ölecekti.

"Neden ana niye yollamak istiyorsun beni" dedi, bir cevap bulma umuduyla.

"Çünkü kızım artık seni koruyamam." Dedi. Şaşırdı. Bunca yıldan sonra ne değişmişti ki?

" Yapma anne ben kendimi korurum, beni Yollama yalvarırım" dedi, dolan gözleri bulanık görmesine yol açıyordu.

"Koruyamazsın Havin... Git hazırlan" dedi bişey demeden genç kız, kalktı ve hızlı adımlarla odasına gitti. Canı acıyordu. Tutunduğu tek dalı da kırılıyordu. Ağzından kaçan hıçkırıkla elini sertçe ağzına bastırdı.

Ağlama Havin dedi içinden, ağlamadı. Hayatının son demlerinş ağlayarak geçirmek istemedi.

~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~¤~

Genç kız bavulunu gardırobun önünde koydu. İçinde bir ateş vardı sanki. Canını yakan kavuran... Annesinin neden onu yollsmak istediğini anlamıyor, anlamak istemiyordu... Başına gelecekleri tahmin etmeye çalışıyordu. Büyük ihtimal babası onu görmek istemeyecek töreye uyarak öldürecekti. Odasına son kez baktı. Bu kısa hayatının son saatleriydi. Bir daha buraya dönmeyeceğini biliyordu.

Ölecekti.

Asla evlenemeyecekti mesela. Aşık olamayacaktı. Beyaz gelinlik giyemeyecekti. Yeni kitaplar basılacak o okuyamayacaktı. Yeni şarkılar yazılacak o dinleyemeyecekti. Yeni diziler filmler çekilecekti o ızleyemeyecekti. Bir daha sacma sapan dans etmeyecekti. Bir daha heyecanlanmayacak, bir daha mutlu olamayacaktı. O bir daha yaşayamayacaktı...

O Ölecekti...

Annesini göremeyecekti...

Canının acısıyla elini yumruk yapıp kalbine vurdu. Burası olmasaydı hissetmeyecekti...

"Havin..." diyen sesle yanaklarındaki göz yaşlarını sildi.

" Geldim anne" dedi uzaklaşan adım sesleriyle aynanın karşısına geçti. Gözünde her ağladığında ortaya çıkan kırmızı nokta kendini göstermişti. Annesi hiç fark etmemişti o noktayı. Havin annesinin yanında hiç ağlamazdı ki!

Bindikleri otobüste son kez baktı annesine 'Gitme' demesini bekledi. 'Gitme... Kal' demesini. Ama annesinin ağzından tek bir kelime çıkmıyordu. Gülsüm kadınının ağzından istediği hic bir kelime çıkmadı ki. Annesi söylediği sözün üstüne söz söyletmez, kendi söylediğinin yanlış olduğunu bilse bile bunu kabul etmezdi. O dediğim dedikti çünkü.

Havin aklına gelen düşünceyle annesininden gözünü alıp dışarıya baktı. Belki biraz acındırma işe yarardı?

"Daye -anne-" dedi kadının dikkatini çekebilmek için. Gülsüm hanımın başı ona dönerken

"Beni sever misin" dedi Havin

"O nasıl söz kızım bilmez misin sana olan sevgimi" dedi annesi Havin başını aşağı yukarı salladı. Bilirdi bilmesine ama sormuştu işte.

"Daye peki seversin beni bilirim. Ya benim ölmemi ister misin" diye sordu bu kez Annesi anlamıştı ne demek istediğini

"Ah kızım Ah ölmeni isteseydim eğer kaçarırmıydım seni buralara. Anayım ben ana. Nasıl tek isteğim senin yasaman bu yuzden gönderirim seni. Ne olur kızım sorgulama" dedi Havin sustu. Ağzı sustu da içi susar mıydı. Konuştu durdu kalbindeki küçük Havin. Bağırdı çığlık attı ve ağladı. Gitmek istemiyordu annesi bunu görmüyormuydu?

Otogara vardıklarında annesine sarıldı.

"Daye yalvarırım yollama beni. Babam istemezse öldürür beni biliyorsun" dedi Havin

"Hadi Havin git otobüs kalkacak şimdi" dedi annesi sadece

Ne gaddar annesi vardı. Kızını bile bile ölüme yolluyordu. Oysa kızının kalması bir gitme demesine bağlıydı.

Havin ümidini kesip yavas adımlarla otobüse bindi.

onu koruyan tek varlıkta oju bırakmıştı. Ölüme bile bile yolluyordu.

Artık kimsesi kalmamıştı.

BEŞIK KERTMEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin