KAÇA ( MA) MAK

82 14 3
                                    

1 hafta sonra

Derin evin her köşesinde Arası arıyordu. Yokluğu bir hançer gibi bir kez değil bin kez yüreğine saplanıyordu ve gözyaşları kalbinden akan kan misali hiç durmuyordu.

Bir hafta geçmesine rağmen Arasın odasına halen girmemişti. Oysa ne çok isterdi yastığını koklamayı onun kokusunu bir kez daha hissetmeyi .

Kapı zili çalmasıyla bir an olsun uzaklaştı uçurum gibi korkutucu, gökyüzü gibi sonsuz , deniz kadar derin düşüncelerinden ...

Annesi kapıyı açtı. Gelen Berildi. En iyi arkadaşı , çocukluk arkadaşı , sırdaşı ve olanlardan dolayı ondan bile kaçtığı arkadaşı. Derin Berili karşısında görünce gözleri doldu ve koştu sarıldı. Sarılmak her zaman hislerini daha derinden hissettiriyordu .

Hasret gidermek birazda olsa dindikten sonra Beril her zaman olduğu gibi arkadaşının hissettiklerini ağzından duymasada kalbinden duyabiliyordu bu evde geçirdiği her dakikanın ona işkence olduğunu. " Hadi Derin hazırlanda dışarı çıkalım çok güzel mağazalar açıldı bir bilsen neler neler var " diyerek arkadaşının aklını çelmeyi başardı.

Derin hiç oyalanmadan üzerine birseyler geçirdi ve evden çıktılar. Ne kadar kendimiz için süsleniyoruz , bakımlı oluyoruz desekte insanın sevdiği için giyinmesi , o beğenir mi acaba diye heyecanla hazırlanması bambaşka..

Beril o korkunç olayın yaşandığı sokaktan geçmemek için Derini ara sokaklardan geçirmişti. Hızlı adımlarla yürüyorlardı. Beril daha çok olanları birazda olsun unutturmak adına çırpınıyordu.
" Sana anlatacağım okadar cok sey var ki adeta çuval dolusu " dedi.
" Hadi bırakalım şimdilik alışverişi gel bir kafeye geçip konuşalım en iyisi " dedi Derin.

Beril Derini yeni açılan bir kafeye götürdü. Ortam oldukça huzur vericiydi duvarlar pembe ve beyazdan oluşuyordu. Diğer yerler gibi sigara kokusu ağır basmıyordu. Daha oturmadan Derin oldukça incelemiş ve beğenmişti . " Doğru seçim " dedi Derin.

Her zaman olduğu gibi iki kahve siparis etti ve sigaralarını yaktılar.
" Azaltma yok galiba Derin hanım " diye güldü Beril. " Bana diyene bak " dedi ve gözlerini kısarak imalı fakat komik bir bakış attı Derin.

Yaşadıklarının Beril e tabiki anlatmak istiyordu fakat onu yeterince kendi dertleriyle sıkıntıya soktuğunu biliyordu. Hem ortada sadece bir not vardı. Kesinliği olmayan. Geçirdikleri zaman sürecinde Berili dinledi. Hayatında olumsuz giden birseyler yoktu şükür. Eren diye bir yakışıklı ya aşık olmuş bizim kız. Şimdilik hersey tıkırında.

Derin de okulunu , sınıfını , yurdunu , hayatında ki değişiklikleri Berille paylaşmaştı . Sohbet sohbeti aşmış zaman hızlı bir şekilde geçmişti. Kızlar Kafeden ayrılıp evlerine dağılmıştı .

Derin eve girer girmez yemek kokularını aldı. Insanın annesi gibisi varmıydı ? Mutfağa uğrayıp annesine sarıldı yanağına bir buse kondurdu ve odasına geçti. Büyük bir özlemle günlüğünü açtı.

30.11.2005

Bir yaram var zaten benim. Kimsenin bu yaranın yanına bir yara daha açmasına asla izin vermeyeceğim. Tabi bu yarayı sarmasınada...
Velhasıl ziyan olmaya niyetim yok!

Yazmak sanki onun içindeki derdi olsun huzursuzluğu olsun alıııııp götürüyordu. Hatta gömüyordu duygularını eşsiz bir çukura..

Annesinin seslenmesiyle Derin odasından çıktı ve yardıma koyuldu.
" Aa kızım bir kargo geldi sana unutmuşum. Salonda masanın üzerinde " dedi annesi. " Oh sonunda siparis ettiğim kitap geldi demek " diyerek salona doğru yol aldı Derin.

Paketi eline aldı ve açtı. Kitaba şöyle bir göz gezdirirken birsey dikkatini çekti. Kitabın ortasında bir resim vardı.

HAAAAAYIIIIIIRRRRR !

Bu olamazdı. Arkası dönük şekilde çekilmiş bir fotoğraf. Ceketi , saçları aynıydı.

ARAS YAŞIYOR OLAMAZDI .

BEN ONU KALBİME GÖMMEYE ÇALIŞIRKEN.

Derin DüşlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin