O söz, kendisinin inancın kapladığını sandığı yerde aslında uzun süreden beri bir boşluğun var olageldiğini ve dua ederken bir takım sözleri söylemenin istavroz çıkarmanın ve diz üstüne çökmenin oldukça mantıksız hareketler olduğunu göstermişti. Mantıksızlığın iyice farkına varınca bu ha- reketleri devam ettirememişti.
Sanırım bu, insanların büyük bir çoğunluğunda böyle oldu ve olmakta. Kendilerine karşı dürüst, eğitim düzeyi bizimle aynı olan insanları kastediyorum; inanç ikrarını dünyevi amaçlara ulaşmak için bir araç olarak kullananları değiL. (Böyle insanlar en büyük imansızlardır, çünkü inanç bu kimseler için dünyevi amaçlara ulaşmada bir araçsa eğer, o tabi ki inanç değildir.) Bizim düzeyimizde eğitim almış olanların duruşu ise farklıdır. çünkü onlarda o suni binanın yavaş yavaş ortadan yok olmasına yol açan şey bilginin ve varoluşun ışığıdır. Onlar bu yok oluşu ya çoktan fark etmişler ve binanın enkazını da kaldırmışlar, ya da henüz bu durumun farkına varamamışlardır.
Çocukluğumdan itibaren bana verilen dinsel öğreti başkalarında olduğu gibi bende de yok oldu. Şu farkla ki, ben on beş yaşından itibaren felsefi eserleri okumaya başladım ve benim öğretiyi reddedişim oldukça küçük bir yaşta bilinçli bir şekilde oldu. On altı yaşından itibaren dua etmeyi, kiliseye gitmeyi ve kendi irademle oruç tutmayı bıraktım. Bana çocukluğumda öğretilen şeylere inan- mıyordum, ama inandığım bir şeyler vardı. Neye inandığımı ise hiç anlatamıyordum. Bir Tanrı'ya inanıyordum. Ya da daha doğrusu Tanrı'yı inkar etmiyordum. Ama nasıl bir Tanrı'ya inandığımı tanımlayamıyordum. ısa'yı ve öğretisini de inkar ettiğim yoktu, ama öğretisinin içeriğini gene tanımlayamıyordum.
Geçmişe dönüp baktığımda şimdi şunu açıkça görebiliyorum ki, benim itikatim -tek gerçek itikatim- hayvani içgüdülerimin dışında hayatıma yön veren o itici güç, kendimi mükemmelleştirmeye olan inancımdı. Ama bu mükemmelleştirmenin içeriği ve amacı neydi, anlatamıyorum. Kendimi zihnen geliştirmeye çalışıyordum - araştırabileceğim her şeyi araştırıp öğreniyordum, hayatın yoluma çıkardığı her şeyi. Irademi mükemmel hale getirmeye çalıştım;