Tanıtım sonunda hazır. Multide var lütfen herkes izlesin. Yapana kadar canım çıktı. Tam bitti diyorum fotoğraflar ya bilgisayara atılmamış oluyor ya da ben yapmamış oluyorum bluetooth ile yapmaya çalışıyorum telefonumu görmüyor, fotoğrafları bilgisayara atarken hep error verdi onu çözmem zaten 4-5 saatimi aldı, gifler ayrı dert oraya hiç girmeyeyim. Her şey bitti videoyu bitirdim kaydetmek kaldı sadece kaydet tuşuna bastım ve kaydederken defalarca bilgisayar kapandı. Ama sonunda bitti. Kapak bence kötü oldu ama gerisi çok tatliş oldu yani bence :) Herkes görüşlerini yoruma yazsın lütfen <3
Ay ne çok konuştum ben ya hadi bölüme geçelim
İçeri giren kişi yavaşça yanıma geldi en son merakımdan yavaşça başımı kapıya doğru çevirdiğimde ikinci şoku yaşamıştım. Gelen kişi Mert'ti. Mert'in arkadaşı sandığım çocuk ''Mert ben gidiyorum ama annesi merak edecek hızlı ol'' deyip çıktı.
''Mert bana veya anneme bir şey yapma lütfen'' dedim. Gözlerim dolmuştu bana niye böyle kötü davranıyordu? Ben ona ne yapmıştım? O beni takmadan gözlerime bakıyordu.''Ben sana ne yaptım? Niye bana böyle davranıyorsun? Niye?'' diye sordum. Yüzü ifadesizdi.
Bir süre sonra arkasını dönüp dışarı çıktı. Ne yapmaya çalışıyordu bu? Duvarda yavaşça yere çöktüm. Ağlamayacaksın Elif ağlamayacaksın. Ağlamayacağım. Ağlamayacağım. Ben kendimle savaşırken bir kaç damla yaş bana karşı çıktı. Hayır, ağlamayacağım annemin düğününde ağlamayacaktım. Ayağı katlım ve aynanın önüne geçtim. Yüzümü iyice yıkayıp kuruttum. Çantamdan ruj ve eyeliner çıkarttım. Her ne kadar makyaj yapmasamda yapmayı biliyordum onun için eyelinerı zorlanmadan gözümün üstüne çektim.
Artık hazırdım yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirip kapıdan dışarı çıktım. Annemi gördüğümde onun yanına gittim. ''Kızım nerelerdesin? Seni arıyorum saatlerdir.'' dedi ah be anneciğim nasıl anlatayım ki sana?
''Buralardaydım sen telaştan beni görmemişsindir.'' dediğimde annem başını olumlu anlamda salladı. ''Hadi gel fotoğraf çekileceğiz'' dedi başta ikimiz sanmıştım ama aile fotoğrafıymış. Yok artık!
Solumda annem sağımda Mert vardı, Mert'in sağında ise babası. Birkaç korku dolu dakikadan sonra fotoğraf çekimi bitmişti. Herkes yerlerine oturdu. Masamız Mert ile aynıydı mümkün olan en uzak köşeye geçmeye çalıştım. Neyse ki masa büyüktü ve yanımızda birçok kişi vardı. Bana burada bir şey yapamazdı.
Yemekler geldiğinde hiç şaşırmadım her zamanki gibi düğün yemekleriydi. Hepsinin tadı aynıydı. İğrenç. Hadi ama düğün yemeklerini sevmeyen eve gidince de evde 'yemek yemek' diye gezen sadece ben değilim değil mi?
Yemeklerden sadece sarmaları ve köfteyi yedim. Düğün pastası kim bilir ne zaman gelecekti? Telefonumu kurcalamaya başladım. Sosyal medyada ilgi çekecek hiçbir şey yoktu. Bende düğünün olduğu mekanın konumunda atılan gönderilere baktım. Bu gün içerisindekilere bakarken bazı kişileri arada sırada görmüştüm, bazıları 'hayırlı olsun', diyenlerdi geri kalanını hiç tanımıyordum. Wattpad'e girip yarıda kalan kitabımı okudum.
1 saat sonra
Arkadan romantik müzik çalmaya başlarken düğünün başladığını anladım. Telefonu kapatıp kapıya baktığımda annemle Mehmet amcanın geldiğini gördüm. İkiside gülümsüyorlardı çoğu kişi video veya fotoğraf çekiyordu 2 dakika sonra ikiside oturmuştu. Nikâh memuru birçok saçma sapan şeyler söyledikten sonra soruya asıl soruya geldi. ''Siz Ece Yüksel, Mehmet Akay ile evlenmeyi kabul ediyor musunuz?''
Annem neşeyle ''Evet'' dedi. Herkes alkışlamaya başladı. Sonra aynı soru Mehmet amcaya da soruldu ve o da ''Evet'' dedi heyecanla.
2 saat sonra
Sıkıntıdan patlayacaktım saat 23.42 olmuştu. Yemekler yenildi, düğün yapıldı, müzik eşliğinde oynanıldı. E daha ne istiyorsunuz? Herkes evine gidebilir mi lütfen?
DÜĞÜN ÇIKIŞI
Evet, saat 01.37 olmuştu şu an arabadaydık ve uyumamak için kendimi zor tutuyordum. Sonunda araba durmuştu. Dışarı çıktığımızda daha önce geldiğimiz eve gelmediğimize anladım. ''Yeni bir ev yeni hayatlar, arkamızda ne varsa her şeyi unutun artık her şeye sıfırdan başlıyoruz'' dedi Mehmet amca. Mert'e baktığımda gözlerinden ateş fışkırıyordu, dişlerini sıkıyordu ama niye? Neye bu kadar sinirlenmişti?
Hiç kimse bir şey demedi yavaşça eve doğru yürüdük. Eve girdiğimizde annem uyumamızı bu gün çok yorgun olduğumuzu falan zırvalamıştı. Mehmet amca yukarıda odamı göstermişti ona teşekkür edip kapıyı kilitledim. Üstümü değiştirip yatağa uzandım. Aklıma düğündeki Mert'in arkadaşı olan adamın sözleri geldi. Bir anda uykum kaçtı. Ne tür bir belaya savrulmuştum ben böyle?