Mart sabahı aile çok kötü bir haberle uyanmıştı. Melek hanımın babası hastaneye kaldırılmıştı. Durumu ağırdı. Melek hanım gözleri yaşlı, elleri titrek bir şekilde Ankara'ya gitmişti. Hastaneye vardığında işler içler acısıydı. Melek hanımın babası çocuklarından en çok Melek hanımı severdi. İlk çocuğuydu Melek hanım. Melek hanımın babasının ciğerleri içtiği sigaradan dolayı zehirle dolmuş ve akciğer kanseri olmuştu. Durumu ağırdı. Doktorlar hazırlıklı olun diyordu her duruma. Herkesin gözleri yaşlıydı. Melek hanım babasının başucuna geçmiş, başını okşayıp, koklayarak nöbet tutuyordu. Çok uykusuzdu. Ve babasının yanında uyuya kalmıştı. Yatağın ucunda yattığından yere doğru düşüyordu. Tam o sırada babası kolunu uzatarak kızını tutmuştu. Tutmasaydı Melek hanım kafasını masaya çarpıyordu. Belkide kötü bir şey olabilirdi.
Sabah olmuştu. Melek hanım uyanmıştı. Babasının ayakları buz gibiydi. Annesini çağırdı. Ve annesine:
- Anne, babamın ayakları buz gibi olmuş. Gidip sıcak su torbası getirir misin?
Diye seslendi. Annesi ise hemen kızını odadan çıkarmış ve doktor çağırmıştı. Melek hanım, annesine ne olduğunu sordu. Annesi ise sadece ağlıyordu. Doktor odaya girmiş ve 5 dk sonra odadan çıkmıştı. Herkes doktorun etrafında toplanmıştı. Ve o acı haberi vermişti aileye. Herkes ağlıyordu. Melek hanım, babasının ayakları açıkta kaldığı için buz gibi olduğunu sanıyordu fakat babası öldüğü için soğuktu ayakları. Cenaze Çorum'a kaldırılmıştı. Melek hanım ise İstanbul'a geri dönmek üzere otobüse binmişti.
Pamir her sabah olduğu gibi babaannesi ile okula gidiyordu. O sabah arada çok mesafe olmasına rağmen annesinin geldiğini gördü. Hemen koştu. Sarıldı kocaman. Ardından tekrar okula gitti. Eve gelmek, annesini görmek için can atıyordu. Okul çıkışı koşa koşa eve geldi Pamir. Annesine kocaman sarıldı. Her şeyin farkındaydı Pamir. Ve:
- Ben varım anne, üzülme. Ağlama sen. Ben yeterim sana.
Diyerek annesine sarılmaya devam etti. Aradan yine aylar geçti. Yine normal hayata dönülmüştü.
Pamir halasına çok düşkün bir çocuktu. Taha'da öyle tabi. Canan hanım Taha'nın beynini yıkıyordu. Annesinden soğutuyordu onu. Başarıyordu da bunu.
Yıllar yılları kovalıyordu. Ailede yine kavgalar hiç eksik olmuyordu. Pamir 5. Sınıfa, Taha ise Lise 1'e geçmişti. Melek hanım oğlunun artık Canan hanımlardan ayrılmasını ve kendi evinde yaşamasını istiyordu. Canan hanım ise çirkefliklerine devam ediyordu. Taha lise döneminden itibaren kendi evinde yaşamaya başlamıştı artık. Ama halasına her haftasonu giderdi. Çok düşkündü. Pamir'de çok düşkündü tabi.
Canan hanım Pamir'i hep kendi tarafına çekmeye çalışmıştı. Fakat Pamir her şeyin farkında, zeki bir çocuktu. Bu yüzden abisi gibi değildi halasına karşı.
Canan hanım yine ortalığı karıştırmaya devam ediyordu. Cumartesi günüydü. Aktunç ailesi kendilerine yeni mobilya almak üzere bir mobilya dükkanına girdiler. Tabi yanlarında Canan hanımda vardı. Canan hanım her şeylerine karışırdı. Mobilyayı seçmiş ve evlerine gitmişti aile. Canan hanım ve Altunç ailesi salonda oturup sohbet ederken Canan hanım ortalığı karıştırıvermişti. Canan hanım Fevzi beye:
- Eşinin mobilyacıyla ilişkisi var!
-Bakışlarından anladım.
-Gülüşmelerinden anladım.
Diyerek olay yaratmıştı. Melek hanım dahil herkes şok oldu. Melek hanım itiraz etti şiddetle fakat Fevzi bey eşine inanmayıp üstüne birde şiddet uyguluyordu. Pamir ise aralarına girip ayırmaya çalışıyordu. Sinsice gülüyordu Canan hanım ve Neriman hanım. Annesini odaya götürüp kapıyı kitlemişti Pamir. Ve sabaha kadar orda kalmışlardı. İşte o gün Pamir kendine ilk sözünü vermişti:
"Şuan gücüm yetmiyor olabilir fakat gün gelcek devran döncek, her şey unutulcak ama ben asla unutmayacağım ve annemi kurtaracağım."
Diyerek söz vermişti kendine.
Aradan haftalar geçmişti. Pamir ailesi başka bir eve taşınmıştı anadolu yakasında. Pamir bu durumdan hoşnut değildi. Eski evini, arkadaşlarını istiyordu fakat alışmak zorundaydı. Yeni arkadaşlar edinmişti kendine. Aradan haftalar geçmişti. Pamir çok nadir rüya görürdü ve gördüğü her şey gerçekleşirdi. Bir gün annesi ile konuşurken bu durumdan bahsetti annesine. Annesi, doğarken Pamir'in durumlarını anımsadı bir an. Titreyerek kendine geldi hemen. Pamir'e:
-Olur öyle bendede oluyor bazen o.
Diyerek konuyu kapattı. Pamir yavaş yavaş bu tür güçlerinin farkına varıyordu. Ailesine ispatlayamasa da olağanüstü güçlerinin olduğunu varsayıyordu. Size zeki bir çocuk olduğunu söylemiştim. Sadece gördüğü rüyalar değil, kalbine ağır bir sancı girdiğindede ya birine bir şey olacaktır yada olmuştur. Çok kuvvetli hisleri vardı.
Aradan aylar geçmişti. Ve oda ne! Pamir hastaneye kaldırılıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mücadele
Mistério / SuspenseKaranlık bir dönemde zamana karşı olan bir yarış, bir mücadele. Peki ama sorun neydi? Aşk mı ? Arkadaş mı ? Aile mi ? Okul mu ? Hayat mı ? Bir dakika! YOKSA HEPSİ Mİ?! Mücadele duygusunun ön planda olduğu, hem duygusal hem dram hemde komedi tadında...